Instagram açıyorum, bir video.
TikTok açıyorum, bir video.
Artık sosyal medyanın ana içeriği olmuş birinin ağzını yağlaya yağlaya yemek yemesi.
Biri dev bir eti eline alıyor, yağ kolundan aşağı süzülüyor, mikrofona doğru eğilip ısırıyor. Şapur şupur, hıtır hıtır, löpür löpür.
Ben izlerken ruhum bedenimden ayrılıyor, bu kadarını görmemiştim diyerek yukarıdan kendime bakıyorum.
Bir de eliyle yiyen tayfa var. Çatal bıçak yok.
Sanki medeniyet kapıdan çıkmış, parmakla makarna, avuçla kebap, tırnakla salata…
En sonunda da çok güzel oldu canlarım diye kameraya gülümsüyor.
Yahu ben seni vahşi doğada izlesem daha az gerilirim.
Peki neden bu videolar bu kadar izleniyor, neden milyonlarca insan ağzından yağ akan birini izlemekten keyif alıyor?
Bizim midemiz bulanırken birileri niye heyecanlanıyor
İlkel beyin hala mağarada.
Modern hayat geldi ama beynin en eski tarafı yemek görünce otomatik olarak dikkat açıyor.
Dev porsiyonlar, abartılı yakın çekimler ve ağız hareketleri ilkel beyne önemli bir şey oluyormuş hissi veriyor.
Bilinçli taraf tiksinirken ilkel taraf görüntüyü takip etmeye devam ediyor.
Bazı insanlar duyusal aşırılıktan hoşlanıyor.
Aşırı ses, aşırı yağ, aşırı porsiyon onlara bir çeşit duyusal elektrik etkisi yaratıyor.
Bu his seks değil ama seksüele yakın bir uyarılma.
Sinyaller karışıyor ve ortaya garip bir haz çıkıyor.
Videolardaki abartılı sesler beynin şok merkezini çalıştırıyor.
Normalde insanlar yumuşak seslerle gevşer.
Bu videolarda ise şapırdama, çıtırtı, lüpür lüpür sesleri özellikle büyütülüyor.
Amaç rahatlatmak değil beyni irkiltmek, izleyenin zihnini dürtmek.
Bu yüzden çoğu insan geriliyor, bir kısım insan ise bu şiddetli uyarana bağlanıyor.
Ağız ve çiğneme görüntüleri bazı kişilerde tahrik karışımlı bir haz yaratıyor.
Ağız, dudak, çiğneme hareketleri beyindeki zevk alanlarına komşu bölgelere denk geliyor.
Bu nedenle bazı kişilerde tiksinti yerine tuhaf bir heyecan oluşuyor.
Aynı görüntü sana mide bulandırırken bir başkası için ilginç şekilde çekici oluyor.
Röntgencilik insanda fabrika ayarı.
Başkalarının ne yaptığını izlemek sosyal merak.
Yeme eylemi ise en mahrem davranışlardan biri.
Başkalarının yemek yerken izlemesi insanın karanlık merakını harekete geçiriyor.
Aşırılık beynin dikkatini çiviliyor.
Bir kilo makarna.
Dev balık.
Kocaman et parçaları.
Aşırılık şok etkisi yaratır.
Şaşıran beyin görüntüden ayrılamaz..
Bu yüzden bu videolar “Neler oluyor burada” hissiyle izlenmeye devam ediyor.
Sosyal medya aşırılığı ödüllendiriyor.
TikTok ve Instagram bir tek şeye bakıyor: Dikkat.
Ne dikkat çekiyorsa onu öne çıkarıyor.
Şapur şupur yemek dikkat çeker, yağ akması dikkat çeker, el ile yemek dikkat çeker.
Bu yüzden yüz yayıncının doksanı yemek videosu çekiyor, çünkü algoritma yemeği seviyor. Mide kaldırmayanı daha çok seviyor.
Duygusal açlık sahte doyumla bastırılmaya çalışılıyor.
Stres, yalnızlık, kaygı, tatminsizlik, birinin yiyerek doymasını izlemek beyinde mini bir doyma hissi oluşturuyor.
Kişi yemeden rahatlıyor
Bu da videoyu izleyen için bir çeşit dijital avunma oluyor.
Bu içerikler bir şov.
Yeme sesini büyütmek, yağı üstüne akıtmak, elini çorbaya sokmak, dev porsiyonları tek lokmayla gömmeye çalışmak…
Bunların hepsi performans.
Kimse karnını doyurmak için böyle yemiyor, gösteri yapmak için yiyor.
Yemek sadece aksesuar.
Sonuç olarak, sen tiksinirsin, ben tiksinirim ama birileri bundan acayip şekilde keyif alıyor.
Kimisi duygusal boşluğunu dolduruyor, kimisi ilkel beynini tatmin ediyor, kimisi sakinleşiyor, kimisi garip bir haz duyuyor.
Algoritma da bunu görünce o halde herkes yesin ben de yayınlayayım diyor.
Bu yüzden yemek pornosu videoları bitmez, çünkü insanlık artık sadece yemiyor, yemesine bütün dünyayı ortak ediyor.
