Son yılların en hayran olunası dizi karakteri Cüneyd Efendi ne diyordu Kızıl Goncalar’da: “Fazlaysa noksandır.”
Eğer karşınızdakine ondan fazlaymış gibi muamele ederseniz o noksanlıktır. Fazla olan her şey bir noksanlığı örtmenin yoludur. Futbol da bunun her zaman ibret vesikası olmuştur. Galatasaraylılar kızacak ama yıllar yılı süren Fenerbahçe’yi yenememe hikayesinin ardında biraz da bu yatar.
Hep fazla olduğunu zannettiği maçları kaybetti Galatasaray. 3-0’dan 4-3 de öyle. Samuel Johnson’ın golüyle gelen mağlubiyet de öyle. Hatta 6-0 bile öyle. O ‘fazlalık’ kibri en büyük motivasyonudur Sarı-Lacivertlilerin. Galatasaray da hep o ‘noksanlıktan’ yenilir. Son 30 yılın en büyük kazananı, en başarılı olan takımıdır Sarı-Kırmızılılar. Ama Fenerbahçe de o fiyakaya çelme atmaya bayılmıştır hep. Başarının şampiyonu Galatasaray’sa, bu derbinin şampiyonu da Fenerbahçe’dir. Derbilerde son 30 yılın ezici üstünüdür.
Dün tabii ki bu heybetli tarihin izinden gelmiş Sarı-Lacivertli futbolcular. Bu ruh halini arkalarına almaları önemli tabii. Ama yetmez. Maçı kazandıran tek başına bu değildi. Sahada rasyonellik olmayınca iş Mert Hakan’a bağlanıyor ve bu oyunun simgesi o değil. Olamaz da. Bakmayın afrasına tafrasına. Sembolü başka yerde arayın. Misal son dakikada üç kez kademeye giren Tadiç’e bakın siz. Maç sonrası konuşmasını bir dinleyin mutlaka: “Kalp sıcaksa zihin soğuk olmalı. Sürekli duygusal olursanız kazanamazsınız.”
Ayağındaki her topu akıllı kullanmaya çalışanlar kazandı dün o yüzden. Neredeyse her dakika çok daha diri, çok daha üstün olanlar kazandı. Fred kazandı, Çağlar kazandı, Szymanski kazandı, Batshuayi kazandı. Haftalardır aksayan Ferdi’nin mücadele ve zekâ kombinasyonu kazandı. Üstelik bunu ekstra gazla el ayak dolandırmadan, ‘aşırı’ motivasyonla bozulmadan yapabildiler. Tarihin bir başka gerçeğidir. Alpay Özalan-Hasan Şaş-Mert Hakan çizgisiyle kazanılmaz derbiler. Sahada diri, sağlam bir Samuel Johnson’la kazanılır.
🟡🔵 Çağlar Söyüncü’den Fenerbahçe’ye derbide galibiyeti getiren gol! #GSvFB pic.twitter.com/KyApQlRlwA
— beIN SPORTS Türkiye (@beINSPORTS_TR) May 19, 2024
İsmail Kartal’dan özür dileme sırası olacak şimdi. Ben de kaynayayım araya. Böyle bir maçı kazandırabiliyorsanız, belki de tarihin en iyi Galatasaray’ını, son yılların en parlak teknik direktörünü akıl oyunlarıyla alt ediyorsanız ortada artık bir saygınlık sorunu kalmamış olmalı. Şimdi razıdır Fenerbahçeli ondan. Böyle bir sezondan şikâyet edilmez. Buna anca teşekkür edilir.
Şunu da es geçmeyelim ama. Gene kötü maçtı. Düşünün ligde toplam 182 gole imza atmış iki takım 180 dakika sonunda kaleyi bulan tek şutla kapattı iki derbiyi. Toplam 75 faul yaptılar. 16 sarı kart gördüler. Karşılığında kaleyi bulan 1 (yazıyla bir) şut atabildiler! Dünkü maçta bir ara 11 faul yapılmıştı, fakat 7 sarı kart vardı. Maç öncesi kavga ettiler. Maç içinde kavga ettiler. Maç sonunda kavga ettiler. Ligin bu derbiyi nasıl bir gerginliğe feda ettiğini gösteren veriler bunlar. Bunu da yazalım kenara.
Bir de hakemi yazalım. Çok kızdım ben Arda Kardeşler’e. Her şeyi komployla açıklayanlara bu kadar büyük bir fırsat verilmez. Artık Fenerbahçelilerin hepsi hemfikir. Bir şeyler dönüyor olmalı. Bu kadar kötü yönetim ancak eğitimle olur. Sanırım bu sayede sezon mutlu bitti Sarı-Kanaryalar için. Şampiyon olamasalar da bunu futbol dışı verilen kararlara bağlayacaklar haklı olarak. Öyle kırmızı kart olmaz. Derbide hele hiç olmaz. Başkanından tutun en sıradan Fenerlisine bile ‘demedik mi’ dedirtecek böyle sıradan kartlara ne gerek var? Tabii ki asıl sorumlusu o değil bu ortamın. Ben hayatımda hiç bu kadar kötü bir federasyon görmedim. Bunu da not edelim.
Son sözü gene “Hababam Güm Güm Güm” diyenlere verelim. Karakterli bir oyun, müthiş bir mücadele ve unutulmayacak bir galibiyet! Eğer haftaya şampiyonluk gelmezse, galiba ilk defa bir ikincilikle, hem de son haftada gelen bir ikincilikle mutsuz olmayacak Fenerbahçe. Bu çok önemli bir şey. Lig bitince bunu bir konuşmak gerek.
Tarih bunu da yazsın.