Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi politikasının en önemli eksiklerinden biri, B planının olmaması. Ya işler ters giderse? Fed’in (Amerikan Merkez Bankası) sıkı para politikasını uzun bir süre boyunca sürdürmesini gerektirecek koşullar ortaya çıkar ve bunun sonucunda küresel sermaye gelişen ülkelerden uzak durmaya devam ederse? Ya da petrol fiyatlarında sıçramaya yol açacak jeopolitik bir kriz yaşanırsa?
Geçen yıl Rusya-Ukrayna savaşı patladığında Brent tipi petrolün varil fiyatı 130 doların üzerine tırmanmıştı. Neyse ki orada çok fazla kalmadı. Ama Türkiye’nin geçen yıl 110 milyar doların üzerinde dış ticaret açığı, 50 milyar dolara yakın cari açık vermesinin sebeplerinden biri buydu. Bunda savaşın Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’yı durgunluğa sokmasının da payı büyüktü. 2022 yılı Ocak-Aralık döneminde Türkiye’nin ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,9 artarak 254 milyar dolar, ithalat yüzde 34 artarak 364 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yani ithalat ihracatın iki katından fazla arttı. Üstelik ihracatı çift haneli artışa taşıyan, yılın ilk aylarında sağlanan artışlardı. Yılın ikinci yarısında Avrupa’daki durgunluğun etkisiyle ihracat artışı adeta durmuştu…
Dünya ekonomisi için felaket olur
Şimdi yine bir savaş riskiyle karşı karşıyayız. Bu yazıyı yazdığım saatlerde İsrail Gazze’ye yönelik kara harekatını henüz fiili olarak başlatmamıştı. İran’ın İsrail’e Gazze’ye saldırı sürerse müdahale edebileceği mesajını gönderdiği haberi hafta sonu uluslararası medyaya yansıdı. Cumartesi günü 10Haber’de yayınlanan yazımda belirttiğim gibi altın fiyatında yaşanan sert yükselişin sebebi bu, yani İran veya onun vekili Lübnan’daki Hizbullah örgütünün savaşa dahil olacağı endişesi. Bu olasılık kuvveden fiile çıkarsa dünya ekonomisi için bir felaket olur.
Bu konuda Bloomberg’in ekonomik araştırma biriminin bir senaryosu var. İngilizce bilenler için orjinalini aktardıktan sonra kısaca özetleyeyim. Daha sonra da en kötü ihtimalin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine bakalım…
Bloomberg savaşın Gazze’yle sınırlı kalması durumunda petrol fiyatına ve dünya ekonomisine büyük bir etkisinin olmasını beklemiyor. Bu durumda petrol fiyatı 4 dolar artacak (şimdiden arttı), dünyanın ekonomik büyümesi 0.1 puan düşecek, küresel enflasyon ise 0.1 puan yükselecek…
Savaşın Gazze’yle sınırlı kalmaması, “Vekalet savaşı”na dönüşmesi, yani Lübnan’da Hizbullah’ın dahil olması veya Suriye’ye yayılması durumunda ise Bloomberg’e göre petrol fiyatı 8 dolar artacak, küresel ekonomik büyüme 0.3 puan düşerken enflasyon 0.2 yükselecek. Bu senaryonun da ekonomik açıdan çok derin bir etki öngörmediğini belirtmek gerek. Petrolün 90 doları geçerek 100 dolara yaklaşması elbette önemli ama Türkiye’nin “altında kalacağı” bir artış değil…
Petrolün fiyatı 64 dolar artacak
Üçüncü senaryo en kötüsü: Bir İsrail-İran savaşı. İşte bu dünya ve Türkiye ekonomisi açısından bir felaket demek. Bloomberg’e göre bu senaryoda petrolün varil fiyatı 64 dolar artacak! Yani 150 civarına yükselecek. Küresel ekonomik büyüme 1 puan düşerken enflasyon yüzde 1.2 artacak.
Petrolün 150 dolara yükselmesi ve uzun bir süre orada kalması hem Türkiye’nin dış ticaret açığını, hem ona bağlı olarak cari açığı, hem de yurtiçinde enflasyonu patlatır. Dünya ekonomisindeki yavaşlama ihracatı kötü etkiler. Bu arada elbette turizm de İsrail-İran savaşından çok ağır darbe alır. Enflasyon ve cari açıkta aynı anda yaşanacak artış Türk Lirası üzerinde büyük bir değer kaybı baskısına yol açar. Mehmet Şimşek’in uygulamaya çalıştığı ekonomi politikası çok büyük olasılıkla çöker.
İsrail-İran savaşının sadece Türkiye’ye değil dünyaya da çok büyük etkisi olur. Petrolün 150 dolara yükselmesi Amerika ve Avrupa’da da enflasyonun yeniden gemi azı almasına yol açar. Merkez bankaları buna karşılık yeniden faiz artırımlarına başlarlarsa ekonomiler durgunluğa girer. Bunun da siyasette çok ağır sonuçları olur.
ABD Başkanı Biden’ın “İsrail’in Gazze’yi işgal etmesi büyük hata olur” demesinin sebebi bana kalırsa bu.