Brent petrolün varil fiyatı son bir haftada yüzde 7’den fazla, bakır yüzde 3.5 civarında değer kaybetti, çelik fiyatlarındaki düşüş ise bir ayda yüzde 10’u buldu. Sadece emtia ürünlerinde değil finansal piyasalarda da sert düşüşler var, Avrupa borsalarının Stoxx 600 endeksi geçen haftayı yüzde 2.5 düşüşle kapattı, Amerika’da da Nasdaq 100 endeksi ona yakın oranda düştü. En sert düşüşler ise kripto paralardaydı, Bitcoin’deki haftalık düşüş yüzde 5’i aştı. Neler oluyor?
Piyasalar dünya ekonomisindeki durgunluğun daha da derinleşmesinden korkuyor, olan bu. Petrol, bakır, çelik gibi emtia ürünlerinin fiyatları küresel taleple yakından ilişkili. Bir şeyin talebi artarsa fiyatı artar, talebi düşerse de (arzın sabit kalması kaydıyla) fiyatı düşer. Dünya ekonomisi büyüyecek ki, petrol, çelik, bakır ve benzeri emtia ürünlerinin ithalatı sürsün.
Dünya ekonomisinin üç motoru var: Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Çin. Avrupa’nın lokomotifi Almanya. Almanya’da işlerin kötü gittiğini, 2018’den bu yana ortalama yüzde 0.4’lük ortalama büyüme ile G-7 ülkeleri arasında en sonda yer aldığını son yazımda görmüştük
Üstelik Alman ekonomisi bu yıl daha da yavaşladı, ikinci çeyrekte daralma bölgesine girdi. Öncü veriler, içinde bulunduğumuz üçüncü çeyrekte de daralmanın sürdüğünü söylüyor. Rusya-Ukrayna savaşı bitmeden Almanya ve Avrupa’nın toparlanması zor. Hatta bazı gözlemciler Almanya’nın yapısal nedenlerle geriye düştüğünü, savaş bitse bile toparlanmasının mümkün olmadığını savunuyorlar.
Dünya ekonomisinin ikinci motoru Çin’de de işler iyi gitmiyor. Çin ekonomisinin yaklaşık üçte birini oluşturan emlak sektörü ağır bir krizde; açıklanan paketler, teşvikler bugüne kadar derman olamadı. Bir zamanların görkemli çift haneli büyüme oranları çok gerilerde kaldı, Çin geçen yıl ancak yüzde 5.2 büyüyebildi, bu yıl yüzde 5 büyümeyi tutturabilirse öpüp başına koyacak hale geldi. İsviçreli yatırım bankası UBS Çin’in bu yıl yüzde 4.6 büyüyebileceğini, gelecek yıl ise büyüme oranının yüzde 4’e ineceğini tahmin ediyor.
Dünya ekonomisinin üçüncü motoru Amerika ise yakın bir zamana kadar tam gaz çalışıyordu. Ama şimdi ondan da yavaşlamaya işaret eden veriler gelmeye başladı. Bu da “Amerika durgunluğa mı gidiyor?” sorularının sorulmaya başlamasına neden oldu.
Amerika’da temmuz ayı tarım dışı istihdam verisi beklentilerin çok altında gelince ve bu arada uzun bir dönem boyunca yüzde 4’ün altında olan işsizlik yüzde 4.3’e çıkınca piyasalar çok korkmuş, bu da (Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımıyla birlikte) 5 Ağustos’ta dünya piyasalarında büyük bir çalkantıya yol açmıştı. Geçen ayın tarım dışı istihdam verisi geçen cuma açıklandı, o da (temmuz ayı verisi kadar olmasa da) beklentilerin altında geldi.
Büyük resme tekrar bakalım: Çin ekonomisi yavaşlıyor, Almanya küçülüyor, ABD’den yavaşlama sinyalleri geliyor. Bu tabloda petrol, çelik gibi emtia ürünlerinin fiyatlarının düşmesine şaşıracak bir şey var mı?
Dünyanın yavaşlaması şirket cirolarının düşmesine yol açacağı için bilançoları da olumsuz etkiler. Bilançolardaki bozulma da borsayı vurur. Borsaların bu aya kötü başlamasının sebebi işte bu, yatırımcılar kötü beklentiyi şimdiden satıyor.
Peki Bitcoin ve altcoin’ler? Onlardaki düşüş de küresel risk iştahındaki azalmayla ilgili. Yatırımcılar korkunca paralarını riskli varlıklardan çekip daha güvenli varlıklara (ABD devlet tahvillerine, altına) yönlendirir. Bitcoin ve altcoin’ler en riskli varlık olduğu için bu dinamik her şeyden önce onları etkiler, etkiliyor.
Öyleyse düşüşler devam mı edecek? İşte ondan emin değiliz. Çünkü Avrupa ile Çin’in ekonomik sorunları ciddi olmakla birlikte Amerika’nın gerçekten bir durgunluğa gidip gitmediği çok tartışmalı. Tarım dışı istihdamda bozulma var ama birçok başka veri işlerin rayında olduğunu söylüyor. Aşağıda Amerika’nın çeyreksel büyüme oranları var. Görüldüğü gibi bugüne kadar işler tıkırındaydı, böyle bir ekonomi durup dururken neden durgunluğa girsin?