Bu yılın ilk 8 ayında Türkiye’nin de aralarında yer aldığı ülkelerin ihracatlarındaki artış oranları şöyle:
Türkiye bu grafikte Tur kısaltmasıyla yer alıyor. Görüldüğü gibi ihracatımız yerinde sayıyor. Aslında bunun için Capital Economics’in şehadetine gerek yok, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı aylık dış ticaret verileri ihracatın geçen yıldan bu yana ya artmadığını ya da birkaç puanlık artışlar sağlayabildiğini gösteriyor. Türkiye’nin aylık ihracatı 3 yıldır ortalama 20 milyar dolarda çakıldı kaldı.
Oysa aynı dönemde Türkiye’nin aylık ithalatı ortalama 20 milyar dolardan 30 milyar dolara çıktı.
Sonuçta dış ticaret açığı büyüdü, cari açık ekonominin başındaki en büyük belalardan birine dönüştü.
Bu gerçek dile getirildiğinde ekonomi yönetiminin cevabı “Resesyon nedeniyle bütün ülkelerin ihracatı düşüyor” oluyor. Oysa yukarıdaki tabloda net biçimde görüldüğü gibi bu doğru değil. Hindistan, Vietnam, Mısır gibi ülkeler ihracatlarını artırmaya devam ediyorlar.
Vietnam’ın ihracatı artmaya devam ederken Türkiye’nin ihracatı neden yerinde sayıyor? Veya tersinden soralım: Türkiye’nin ihracatı yerinde sayarken Vietnam’ın ihracatı neden artıyor?
Vietnam yüksek teknolojiye yatırım yaptı
Bu sorunun yanıtı Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatının yıllardır, ne yılları on yıllardır yerinde saymasında, Vietnam’ın ise büyük bir atılım yapmasında saklı. Prof. Ercan Uygur geçenlerde “Türkiye’nin teknolojide ve ihracatta geri düşüşü” başlıklı çok önemli bir yazı yazdı. Uygur’un aktardığı verilere göre 20 yıl önce Türkiye’den daha az bilgi teknolojileri ihracatı yapan Vietnam bugün 70 kat fazla ihracat yapıyor.
Vietnam bilgi teknolojilerinde alıp başını giderken Türkiye neden geride kaldı? Türkiye neden yüksek teknoloji üretemiyor? Çünkü Türkiye’de yüksek teknoloji geliştirmeye yönelik Ar-Ge yapılmıyor.
Yanlış anlaşılmasın, devlet TÜBİTAK gibi kuruluşlar aracılığıyla Ar-Ge’ye ciddi kaynaklar da aktarıyor. Ama bakın Ar-Ge’yi kim yapıyor ve ne kadar yapıyor:
2022 yılında en çok Ar-Ge yapan şirketler:
1. Tusaş Havacılık 12.535.972.655 TL
2. Aselsan 9.994.833.681 TL
3. Roketsan 2.287.575.976 TL
4. Arçelik 1.568.591.000 TL
5. Ford Otosan 1.449.033.000 TL
6. Tusaş Motor 1.410.641.424 TL
7. Turkcell 1.075.663.101 TL
8. Havelsan 1.024.712.988 TL
9. Mercedes-Benz 839.138.869 TL
10. Vestel 716.616.000 TL
(Kaynak: Turkishtime’ın Ar-Ge 250 adlı araştırması.)
Görüldüğü gibi Türkiye’de Ar-Ge’yi ağırlıklı olarak savunma, otomotiv ve beyaz eşya şirketleri yapıyor. İlk 10’a Turkcell de girmiş ama listenin tamamını incelediğinizde bilgi teknolojileri alanında çalışan firmaların sayısının bir elin parmaklarını geçmediğini, buna karşılık yukarıda saydığım sektörlere ek olarak tekstil, hazır giyim, gıda gibi yüksek teknolojiyle işi olmayan onlarca sektörün yer aldığını görüyoruz. Türkiye yüksek teknoloji geliştirmiyor, düşük ve orta teknoloji geliştiriyor.
En fazla Ar-Ge harcamasını Amazon yapıyor
Peki dünyada nasıl? Danışmanlık kuruluşu PriceWaterhouseCoopers’ın 2018 tarihli araştırmasına göre dünyada en fazla Ar-Ge harcaması yapan şirketler ve harcama tutarları o yıl şöyleydi:
1. Amazon 22 milyar dolar
2. Google 16.2 milyar dolar
3. Volkswagen 15.8 milyar dolar
4. Samsung 15.3 milyar dolar
5. Intel 13.1 milyar dolar
6. Microsoft 12.3 milyar dolar
7. Apple 11.6 milyar dolar
8. Roche 10.8 milyar dolar
9. Johnson and Johnson 10.6 milyar dolar
10. Merck 10.2 milyar dolar
Görüldüğü gibi dünyada en fazla Ar-Ge harcamasını bilişim ve ilaç şirketleri yapıyor. Listenin devamını da ağırlıklı olarak bu sektörlerden şirketler oluşturuyor. Oysa bu iki sektörün Türkiye’nin Ar-Ge sıralamasında esamesi bile okunmuyor.
Evet, devlet Ar-Ge’yi destekliyor ama kaynaklar yüksek teknoloji üreten şirketlere değil düşük ve orta teknolojiye gidiyor.
Türkiye betona dayalı büyümeyi seçti
Öyleyse geldik en kritik soruya: Başka ülkeler bilgi teknolojilerine, yüksek teknolojiye özel önem verir bu sektörlerde yer alan girişimleri kollar ve kayırırken Türkiye’de neden olmuyor? Yüksek teknoloji Vietnam’da alıp başını giderken Türkiye’de neden 20 yıldır yerinde sayıyor?
Çünkü Türkiye betona dayalı büyümeyi, Vietnam gibi ülkelerse teknolojiye dayalı büyümeyi seçti.
Neden? Çünkü rant teknolojide değil betondaydı.