1 Nisan sabahı gözlerimi açtığımda aklıma ilk gelen Bruegel’in İkarus’un Düşüşü tablosu oldu.
Yanılmıyorsam 80’lerdi, çocukken Unicef kartlarının üzerinde görmüştüm ilk kez onun resimlerini, donmuş buzun üstünde kayan patencilere hayran hayran bakardım. Bizden olmayan bir coğrafyaya ait figürler bana ilginç gelirdi.
İnsanın kibir, açgözlülük, zaaf ve aptallıklarını en iyi anlatan Flaman ressamlardan biridir Pietr Bruegel. 16.yüzyılda çağdaşları azizleri, asilzadeleri resmederken o halkı, çiftçileri sıradan insanları resmettiği için yaşadığı dönemde çok da muteber bir sanatçı olamamıştı. Bruegel resimlerinde Flaman atasözleri ve deyimlerini resmederken, mitolojiden, İncil’den tasvirleri de kullanır.
Bruegel yaşamı boyunca politik kaoslara, dinsel baskılara, açlık, sefalet ve salgınlara tanık olmuş. Tam da bu nedenle yaşadığı toplumun içindeki dekadansı eserlerine yansıtmıştır. Bir Flaman atasözü şöyle der “Kılıç ve para iyi ellerde olmalıdır”, bir başkası ise “Ölen adam uğruna saban durmaz”.
İşte ressam bu iki atasözünü de “İkarus’un Düşüşü Sırasında Bir Manzara/ Landscape with the Fall of Icarus” adlı eserinde resmetmiştir. Aslında bu tablo Mitolojik bir öyküyü anlatır; Yunan mitolojisinde İkarus, Giritli mimar babası Daidalos ile birlikte Kral Minos’un emriyle Labyrinhos’a kapatılır.
Daidalos oradan kaçıp kurtulmak için çareler arar, uzun çalışmalarının sonunda kendisi ve oğlu için bir çift kanat yapmış ve bu kanatları balmumuyla omuzlarına yapıştırmıştır. Uçmadan önce oğlu İkarus’a ne çok alçaktan ne de çok yüksekten uçmamasını sıkı sıkıya tembih etmiştir.
Ne var ki kanatları sayesinde labirentten kurtulan İkarus babasının sözünü dinlememiş başarısından dolayı gurura kapılarak yükseldikçe yükselmiş Güneş Tanrısı Helios’u da hor görerek kibirlenmiştir.
Güneşe aldırmadan yükselen İkarus’un balmumundan yapılan kanatları erimiş ve tepetaklak Ege Denizi’ne Sisam Adası yakınlarına düşmüştür. Bu nedenle o bölgenin adı hala İkarus Denizi olarak anılır.
Bruegel’in ilk uçan insan tasvirini yaptığı bu eserinde İkarus, kibirden, zaaftan açgözlülükten gözü dönerek tepe taklak olan insanları temsil eder. Resmin belki de en çarpıcı yanı İkarus trajik bir sonla gökten suya düşerken, sabanını süren çiftçinin, hayvanlarını otlatan çobanın ve kıyıdaki balıkçının kayıtsız ve umursamaz bir şekilde işlerine devam etmeleridir.
İkarus’un düşüşü sırasındaki manzara tam da budur, kayıtsız ve umarsız halk. Kendi kibrinin kurbanı olan İkarus’un tabloda sadece bacakları görünür. Yüksekliğin, yükselmenin cazibesine kapılan İkarus kendi trajik sonunu hazırlamıştır.
1 Nisan sabahı uyandığımda aklıma kibri ve aşırı özgüveni yüzünden tepetaklak olan İkarus geldi. İkarus denize düşerken çiftçi, çoban ve balıkçı umursamaz bir halde gündelik işlerine devam ediyordu. Hazırlanıp dışarı çıktım, oturduğum sitenin güvenliği ilk kez yüzünde kocaman bir gülümseme ile günaydın dedi. Biraz sonra trafik ışıklarında karşıya geçmek için bekliyordum, yeşil ışık yandı, yanımdan geçen yaşlı amca “Akp için kırmızı ışık yandı” diye kendi kendine konuşarak geçip gitti. Akşam eve dönerken fırına uğradım, her gün bir iki kelam ettiğim Karadenizli fırıncı, beni görür görmez daha merhaba diyemeden “abla çok mutluyum bugün, içime umut doğdu, çocuklarımın hayatı kurtuldu” dedi. Bu bahar başka bir bahar oldu.
Doğduğum ay olduğu için mi bilmiyorum ama nisanları hep çok sevdim. Bu nisan daha bir güzel, neşeli, coşkulu, umut dolu. Çok sevdiğim mor salkımlar bile erkenden açtı, her sene doğum günümde açan erguvanlar bu yıl 10 gün erken açtı. Yarın 8 Nisan benim doğum günüm, benim gibi aynı günde doğan Ertuğrul Özkök’ün de doğum günü. Onlar şimdi Tansu Hanım’la Paris’de doğum günlerini kutluyorlar, bana da Saint Germain’den çok güzel fotoğraflar yolladılar. Nice şahane yıllara!
Bu arada koç burçları için bu yıl 8 Nisan çok önemli bir tarih! Yarın koç burcunda bir güneş tutulması yaşayacağız, benzer tutulmaları 1996 ve 2003 yılında yaşadık. O dönem ne etkiler aldıysanız benzerleri hayatınıza gelebilir benden söylemesi. Ayrıca yengeçler, oğlaklar, teraziler de önemli etkiler alıyor.
Bahar çocuklarının doğum günleri kutlu olsun şimdiden, ayrıca iyi bayramlar, bayram gibi bir bayram yaşayın bu bahar! İkarus’dan koç burcuna bağladığım bu yazımı Adorno görse intihar ederdi herhalde.
Daha fazla dağılmadan İkarus ile başladık onunla bitirelim, Melih Cevdet Anday’ın İkaros’un Ölümü şiiri diyor ki:
Çift sürüyordu bir köylü iki büklüm.
Kalkmak üzereydi ak bir gemi limandan.
Denize düşeni kimse görmedi…
Herkes işinde gücündeydi.
Ve acı çekmeği unuttum…