Her zaman güzel ve seksi kadınların yanındaki çirkin adamlar tartışma konusu olmuştur. Dünyalar güzeli bir kadın nasıl bir Beterböcek ile birlikte olur? Bu kadar güzel bir kadını cezbeden acaba o adamdaki cevher nedir?
İşin sırrı belki de şudur, kimse güzel kadına ulaşmaya cesaret edemediği için kaybedecek hiçbir şeyi olmayan çirkin adam bu riski göze alır ve bingo! Monica Belucci ve Tim Burton aşkı da tıpkı bu tanıma uyan bir aşk, dünya güzeli bir kadın ve Beterböcek!
Fısıltı gazetesi bir yıl önce çiftin birlikteliğini konuşmaya başlasa da onları ilk kez Roma Film Festivali’nde elele gördük. Geçen ay İtalyan Vogue Dergisi’nin kapağında 60.doğum gününü kutlayan Monica Bellucci vardı.
Bellucci’nin fotoğraflarını bizzat sevgilisi Tim Burton çekmişti. Çekimleri Bomarzo’daki Canavarlar Parkı’nda yapmak yine tuhaf figürlerin gotik insanı Burton’ın fikriydi üstelik çekimleri sadece bir IPhone ile yapmıştı. Burton çekimlerle ilgili olarak ‘Bir gün Vogue fotoğrafçısı olacağım aklıma gelmezdi’ diyordu.
Tim Burton’un Hayal Dünyası ve Monica Bellucci ile Yeni Bir Hikâye
Tim Burton deyince aklımıza ne gelir? Gotik bir melankoli, karanlıkta parlayan canlı renkler ve içimize işleyen o hüzünlü mizah…
Düşünsenize; bir yanda Burton’ın gotik karakterleri, bir yanda Bellucci’nin zamansız zarafeti. Gözümüzün önünde adeta karanlık bir peri masalı yazılıyor.
Geçen hafta Londra’daydım. Londra’nın tüm caddeleri ‘The World of Tim Burton’ sergisinin ilanlarıyla doluydu.
Harvey Nichols’ın sponsorluğunda açılan Design Museum’daki sergi daha açılmadan bir rekor kırdı, müzenin tarihinde ilk kez ön satışta 32 bin bilet satıldı.
Eğer önümüzdeki günlerde sizin de yolunuz Londra’dan geçecekse bir an önce biletinizi alın. Sergide neler mi var? Sergi Burton’ın karanlık ama çocuksu evrenine derinlemesine bir bakış sunuyor.
Çizimlerden heykellere kadar sergideki her şey farklı olmanın güzelliğini yani “Burtonesque’’haykırıyor. Tim Burton adeta gotik bir masalcı, çizgileriyle, karakterleriyle kendine has bir evren yarattı ve şimdi Londra’da açtığı bu sergiyle bizi o karanlık, ama bir o kadar çekici dünyasına davet ediyor.
Sergiye girer girmez Edward Scissorhands’in melankolisini, Nightmare Before Christmas’ın tuhaf neşesini hissediyorsunuz. Londra’nın bu karanlık ama büyüleyici sanat şovuna giriş bile başka bir âleme adım atmak gibi.
2014’ten bu yana 11 ülkede 14 şehri ziyaret eden sergi Londra’da son kez izleyicilerle buluşuyor. Tim Burton’un kişisel arşivinden sanatçının çocukluğundan günümüze kadar yaratıcı dünyasını temsil eden 600 çizim, resim, fotoğraf, eskiz defteri, hareketli görüntü çalışmaları ve heykel enstalasyonundan oluşan bu sergi Burton’un sanat ve filmlerinde bulunan ayırt edici karakterlerde ve dünyalarda yankılanan tekrar eden görsel temalara ve motiflere odaklanıyor.
Sergide yüzlerce çizimin yanı sıra, Johnny Depp’in “Edward Scissorhands” pençeleri ve Michelle Pfeiffer’in “Batman Returns”de giydiği siyah lateks Catwoman kostümü de dahil olmak üzere sahne malzemeleri, kuklalar, set tasarımları ve ikonik kostümler var.
Burton Londra’daki sergisinin açılışında yaptığı konuşmada eserlerini müzede izlemenin kendisi için çok eğlenceli olmadığını, bunun kirli çamaşırlarınızın duvarda asıldığını görmek gibi bir şey olduğunu söyledi.
Tim Burton geçen eylül ayında vizyona giren Beterböcek filmiyle izleyicisini yeniden harikalar dünyasına hayran bırakmıştı, şu günlerde Netflix’in Addams Ailesi temalı dizisi “Wednesday”in ikinci sezonunu çekiyor.
Naomi Campbell’ın Londra’yı Saran Işıltısı
Londra’nın caddelerini süsleyen bir başka sergi ise Naomi in Fashion…
Naomi Campbell… O bir süper modelden çok daha fazlası; o, modanın yaşayan bir efsanesi.
Şimdi Londra’daki Victoria&Albert Museum’da özel bir sergide kariyerinin dönüm noktalarını, unutulmaz anlarını izleyicilerle buluşturuyor.
Sadece podyumlarda yürüyen bir model olarak değil, moda dünyasında devrim yaratan bir figür olarak kendini nasıl yeniden yarattığını gözler önüne seriyor. Naomi’nin yalnızca podyumdaki değil, hayatındaki zarif ve isyankâr dokunuşları bu sergide kendini hissettiriyor.
Sergide sadece fotoğraflar değil, bir kadının ikona dönüşme süreci var. Kendi savaşlarını vermiş, kendi yolunu açmış ve hâlâ ışıldayan bir yıldız gibi Londra’nın ortasında yükseliyor.
Londra’nın en yeni müzesi MOCO
Ve geldik MOCO Müzesi’ne… Londra’daki en yeni müzelerden MOCO 10 Ağustos 2024 tarihinde kapılarını açtı.
Andy Warhol, Banksy, Jeff Koons, Jean-Michel Basquiat, Yayoi Kusama, Keith Haring gibi ikonik isimlerin bir arada olduğu Modern Masters sergisiyle bu isimlerin devrimci ruhunu Londra’nın göbeğine taşımış durumda.
Londra’da Sanatın Kalbi Bir Başka Atıyor
Tim Burton’ın gotik çizgileri, Monica Bellucci’nin cazibesi, Naomi’nin ihtişamı ve MOCO’daki sanat ikonlarının sergisiyle Londra’da şehrin her bir köşesinde farklı bir hikâye, farklı bir isyan, farklı bir yaratıcılık var.
Bu sonbahar Londra’da sanatın kalbi bir başka atıyor. Sanki şehrin sokaklarında sadece rüzgâr değil, aynı zamanda gotik bir masal, ışıltılı bir moda ikonu, sınırsız bir hayal gücü ve isyanın çığlığı yankılanıyor. Kim bilir belki de Bellucci, Burton’ın sonsuz melankolisine biraz güneş ışığı getirecek ve aşka inancımız yeniden tazelenecek…
Meraklısına,
The World of Tim Burton, Desing Museum, 25 Ekim 2024-21 Nisan 2025
Naomi in Fashion, Victoria&Albert Museum, 22 Haziran 2024-6 Nisan 2025
Modern Masters, MOCO Museum.