Bugün size önümüzdeki mart ayında yapılacak seçimlerin sonuçlarını söyleyeceğim. Ama önce seçime hazırlanan başka bir ülkeden bahsedeceğim.
“Gazetesi olmayan bir hükûmet ile hükümeti olmayan bir gazete arasında bir seçim yapmam teklif edilseydi tercihimi gazeteden yana kullanırdım”.
1787 yılında söylenmiş bu söz Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucu babalarından Thomas Jefferson’a ait. Dünyada basın özgürlüğüne ait ilk anayasal düzenleme bu sözden sadece 4 yıl sonra yine Amerika’da yapıldı.
O dönemden 236 yıl sonra bugün Amerikan basınını bir endişe kaplamış durumda. Öyle ki bu hafta The Economist dergisi “Gazetecilik ve 2024 Amerikan Başkanlığı seçimleri-Medya ve Mesaj” kapağıyla çıktı.
Anlaşılan yaklaşan Amerikan Başkanlık seçimleri medyanın kendi içinde bir muhasebe yapmasına neden olmuş.
Bu kapak aynı zamanda Amerikan basınının bir çeşit otokritiği. Gazetecilerin endişesi ise medyanın kendi yankı odalarına kapanması. Sanıyorum bu artık bize yabancı gelmeyen bir durum. Ancak Amerika’da herkesin kendi kamplarından yayın yapması ülke demokrasisi için bir tehdit olarak görülmüş. Ortak seçenekler olmadan sağlıklı bir demokrasinin işlemeyeceği düşünülüyor.
Trump’ın durumu
Amerikan basını kendi kendine tam da bu soruları sorarken gündeme bomba gibi bir haber düştü, eski Amerikan Başkanı Donald Trump hakkında Colorado Yüksek Mahkemesi, bu eyalette ön seçimlere katılamayacağına hükmetti. Ayrıca oy pusulalarından Trump adının çıkarılması da kararlaştırıldı. 3’e karşı 4 oyla alınan kararın gerekçesi ise Anayasa’nın 14.maddesinin 3. fıkrasını ihlal yani devlete karşı ayaklanma ve kalkışma!
Donald Trump bu kararla Amerikan tarihinde ilk kez bu maddeden işlem gören bir başkan adayı oldu. Hatırlarsanız Trump 2020 seçimlerini kaybettikten sonra Twitter üzerinden taraftarlarını sonuca itiraz etmeleri için Kongre’ye çağırmıştı. 140 karakterlik mesajlar üzerinden yaptığı bu tarz kışkırtıcı yorumlar nedeniyle Trump’ın sosyal medya hesaplarının kapatıldığını da hatırlatmakta fayda var.
6 Ocak 2021 tarihinde Biden’ın başkanlığını onaylamak için toplanan Kongre’yi basan Trump ve taraftarları büyük olaylar çıkardı. Colorado Yüksek Mahkemesi’nden çıkan karar Kongre’deki bu olaylar nedeniyle alındı. Tabii bu nihai bir karar değil. Trump’ın avukatları bu kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladılar. Ancak söz konusu mahkemenin 9 üyesinden 6’sı muhafazakâr ve bu 6 üyenin 3’ü Trump zamanında atandı. Hatırlarsanız aynı mahkeme kürtajı anayasal hak olmaktan çıkaran kararı ile de çok tepki almıştı.
Trump önde gözüküyor ama…
Son yapılan anketlerde Trump Biden’a karşı önde görünüyor. Amerikan ekonomisindeki olumsuz işaretler ibreyi yine Trump’a çevirmiş durumda. Hatta Trump’ın hakkında verilen bu kararı kendi seçim kampanyasının başlama vuruşu olarak kullanacağı ve taraftarlarını yine sokağa döküp bu mağduriyetten zaferle çıkacağını iddia edenler olsa da Amerikan müesses nizamı turuncu başkana yeniden koltuğu kaptırır mı hep birlikte göreceğiz.
Dünyanın bir ucunda seçim hazırlıkları bu tartışmalarla başlarken bizde de durum farklı değil. Ancak sokaklarda gördüğüm şu ki halk siyaset yılgını, öyle ki kiminle konuşsam sandığa gitmeyeceğim diyor. Taraflar seçmenleri hangi motivasyonla sandığa götürebilecekler henüz belli değil.
Düşünen şehir konferansında
Geçen hafta Düşünen Şehir konferansındaydım. Harvard Üniversitesi’nden Prof.Dr.Cemal Kafadar, Güven Güzeldere ve M.I.T’den Prof.Dr.Daron Acemoğlu konferansın konuşmacılarındandı.
2010 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülüne layık görülen Prof. Dr. Cemal Kafadar açılış konuşmasını yaparken Amerikan başkanlık seçimlerine hazırlanan Donald Trump’ın seçimi kazanırsa medya ve üniversiteler hakkında ne yapabilirim diye Erdoğan’ı, Modi’yi ve Orban’ı çalıştığını söyledi.
O gün orada olan bir başka Harvardlı, yapay zekâ ve nörobilim hocası Güven Güzeldere ise yaşadığı Cambridge şehrinde metrekareye 2 doktoralı insan düşmesine rağmen yapılan bu tarz toplantılara en fazla 10 kişinin katılacağını söyleyerek toplantıdaki yoğun katılım karşısında memnuniyetini ifade etti.
Murat Güvenç’in sunumu
Gelelim mart ayında yapılacak olan yerel seçimlere. Toplantıda Bozkurt Güvenç hocanın oğlu Prof.Dr Murat Güvenç seçmen hareketleriyle ilgili bir konuşma yaptı. Murat hoca Türkiye Seçim Atlası kitabının yazarı. Bu kitapta 1950-2009 tarihleri arasındaki 16 seçimi incelemiş. Elinde seçimlerle ilgili 59 yıllık büyük bir veri var.
Bu incelemenin sonucunda çıkan sonuç ise oldukça çarpıcı. Sene kaç olursa olsun, seçime katılan hangi parti hangi lider olursa olsun Türkiye’nin seçim coğrafyasının sınırları değişmiyor! Yani önümüzdeki mart ayında seçimlerde ne olacak diye merak ediyorsanız heyecanlanmayın eski seçim sonuçlarından farklı bir şey olmayacak.
Toplantının kapanış oturumunda bir konuşma yapacağı duyurulan Prof.Dr.Daron Acemoğlu programında oluşan bir aksaklık nedeniyle toplantıya bir video ile katıldı.
Üniversite birleştirebilir mi?
Tıpkı bugün yankı odalarına hapsolmaya başlamış Amerikan medyası kendi kendini sorgularken, Daron Acemoğlu da bu kamplara ayrılmış toplumlarda yeni bir uzlaşının yapılması gerektiğini söyledi.
‘Dünya daha bölünmüş bir hale geldi ve kurumlar varoluşsal sıkıntılara düşmeye başladı. Bu konuda en büyük görev üniversitelere düşüyor. Üniversiteler multipolar kuruluşlar olduğu için bu uzlaşının zeminini oluşturabilirler. İstanbul gibi enerji ve canlılık sağlayan metropol şehirler ve bu şehirlerdeki üniversiteler ülkelerin geleceği için yeni bir toplum sözleşmesinin temelini oluşturabilir’ dedi.
O gün Boğaziçi Üniversiteli hocaların düzenlediği bu toplantı üniversiteye girişteki sorunlar nedeniyle üniversitede yapılamadı. Dünyaca ünlü Türk bilim adamlarının katıldığı bu toplantı için Sevgi Soysal Kütüphanesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından katılımcılara tahsis edildi.
Daron Acemoğlu’nun toplantıda işaret ettiği gibi şehir ve üniversite o gün orada bir aradaydı. Bugün Boğaziçilerin elinden alınamayan tek şey itibarları ve haysiyetleri.
236 yıl önce basın özgürlüğünü savunan Amerika’nın kurucu babası Jefferson’un heykeli ise bugün hala Colombia Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi’nin bahçesinde duruyor.