Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan her seçimden sonra yaptığı gibi, 1 Nisan’dan sonra kazansa da kaybetse de bir seçim değerlendirmesi yapacaktır. Şahsen özellikle emeklilerle ilgili seçim sürecinde yapılanların ve emeklilere reva görülen tavrın nasıl masaya yatırılacağını, neler konuşulacağını çok merak ediyorum.
Emeklilerle ilgili bu süreçte yaşananlar objektif olarak ele alınırsa AKP’de şimdiye kadar hiç görülmedik ölçüde koordinasyon eksikliği ve söylem karmaşası olduğunun ortaya çıkması kaçınılmaz. Bence seçim değerlendirmesi sonucu AKP parti yönetiminde değişiklikler yapılması kaçınılmaz olabilir.
Emeklilerin son yılların en mağdur edilmiş toplumsal kesimi olduğu açık. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce direnip sonra çıkarmak zorunda kaldığı erken emeklilik yasasıyla, bu mağdur kesimi ne kadar büyüttüğünü görüp pişman olacak mı, bunu seçim sonuçlarıyla göreceğiz. 16 milyona ulaşan emeklilerin hiç görülmedik ölçüde tepkilerini gördük. Erdoğan da bu kesimin mağduriyetinin farkında olduğunu söylüyor. Buna rağmen emekliler için bir şey yapamaması ise ekonomik olarak ne kadar zor durumda kalındığının bir itirafı gibi.
Emeklilerin tepkisi zaten vardı ama tepkiyi iyice büyüten Cumhurbaşkanı ve AKP yöneticileri ile bakanların söylemleri oldu. Erdoğan’a Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından zaten yılbaşındaki asgari ücret zamları, memur ve emekli maaşlarıyla ilgili süreçte bilgi verilmişti. Yani eğer imkân olsaydı yılbaşında emeklilere daha fazla zam yapacaktı ama yapamadı.
Yılbaşından sonra tepkiler dile getirilmeye başlandığında bu kez bayram ikramiyeleri gündeme getirildi. Beklentiyi AKP’li yöneticiler yükseltti, sonunda yüzde 50 zam yapıyoruz diyerek, iki bin TL’lik bayram ikramiyesi üç bin TL’ye çıkarıldı. Zaten bayram ikramiyesi uygulamanın başladığı dönemle kıyaslansa rakamın 7-8 bin TL olması gerekiyordu ama bunu da yapamadı.
AKP’li yöneticilerin söylemi
Bununla ilgili yasa çıktı- çıkacak derken TBMM kapandı ama ikramiye tartışması bitmedi. Mart ayıyla birlikte bayram ikramiyesi unutulurken bu kez yine AKP’liler tarafından “Cumhurbaşkanı seçim öncesi seyyanen zam açıklayacak” söylentisi yayıldı. Bu bilgiler doğrudan AKP’den geliyordu ve bu beklentilerin iyice büyümesine neden oldu. Son olarak geçen hafta AKP grup başkan yardımcısı “Cumhurbaşkanımızın Ankara ve İstanbul mitinglerini izleyin, müjdeyi göreceksiniz” diyerek beklentileri iyi şişirdi.
İkramiyenin artması ya da seyyanen zam için yasa gerektiğini, TBMM’nin kapalı olduğunu hatırlattığımızda AKP’liler bildikleri bu gerekliliğin üzerinde hiç durmadılar. Ancak zam tümüyle suya düşünce o zaman Grup Başkanı çıkıp “Zaten bunun için yasa gerekiyor, TBMM de kapalı” deyiverdi.
Bu arada Cumhurbaşkanı’nın yeterli zam yapamadığı halde “Bu yıl emeklilik yılı” diye ilan etmesi emeklileri rencide eden bir karardı. Hükümet üyeleri ve parti yöneticilerinin sanki emekliye hakları verildi üstüne bunlar veriliyor gibi sözler etmeleri emeklileri iyice kızdırdı.
Promosyon fiyaskosu ve indirimli PTT kargosu
Örneğin emeklilere müjde diye kamu bankalarındaki promosyon ücreti artışı açıklanması buna çok iyi bir örnek oldu. Böylece kamu bankalarının artırdığı promosyon ücretlerine diğer bankaların da katılacağı açıklandı ama işler böyle yürümüyordu. Geçen pazartesi günü için “gidin promosyonunuzu alın” dendi. Bankalara gidenler Perşembe günü gelinmesinin istendiğini söylediler. Bu arada promosyon ücretinin üç yıl için verildiği gerçeği ortaya çıktı. Yani iki yıl önce bu promosyon ücretini alan emekli ancak kalan bir yılın artırılmış promosyon farkını alacaktı. 8-12 bin TL’lik promosyon 2-3 bin TL’ye iniverdi.
Zaten Cumhurbaşkanı ve Çalışma Bakanı bunu, sanki bütçeden hükümetin verdiği bir paraymış gibi göstermişti. Halbuki verecek olan bankalardı ve hesapları olduğu için alacakları, hak ettikleri bir paraydı. Buna müjde denmesi çoğu emekli tarafından “dalga geçiyorlar” diye tepki gösterilmesine neden oldu.
Bu da yetmedi; Çalışma Bakanı bir açıklama yapıp; emeklilere büyük müjdeleri olduğunu duyurup; trenlerde zaten var olan indirim, PTT’den indirimli kargo gönderimi, başka şehirlere indirimli turistik turlar vadetti. Aynı gün Cumhur ittifakından MHP’li bir milletvekili çıkıp, emeklilere “ek gelir için simit satsınlar, su satsınlar” diyerek emekli şikayetlerini küçümsediğini gösterdi.
AKP yönetimi içinde, emekli söylemi örneği başta olmak üzere genel bir dağınıklık görülüyor. Kimsenin kimseden haberi yokmuş gibi davranışlar sergileniyor. Zaten ittifak içinde kırılan kollar “şimdilik” yen içinde tutuluyor.
Bu dağınık yapının seçim sonrasında sorgulanması halinde birilerine ağır fatura çıkarılacağını şimdiden söyleyebiliriz. Seçim sonuçlarına bağlı olarak bu faturanın tutarı değişik miktarlarda belirlenebilir.
Bu dağınık parti ve Hükümet yapısıyla, mevcut koordinasyonsuzlukla, zaten toplumsal tepkilerin artacağı bir dönemde güçlü bir enflasyonla mücadele programı yürütülmesinin imkansız olacağı açıkça gözüküyor.