Seçim sonrası başlayan döviz girişi dört koldan devam diyor. Yerliler dövizden TL’ye dönerken hem yabancı fonlar geliyor, hem yurt dışı döviz kredileri artıyor, hem de sistem dışı döviz girişi yaşanıyor. Swap hariç net rezervleri eksi 10 milyar dolara kadar yükseldi. Haziran ayının ilk yarısında bu rakamın artıya geçmesi, brüt rezervin ise 150 milyar doları aşması bekleniyor.
Merkez Bankası’nın geçen haftaki faiz toplantısı ardından, fazla döviz girişinin olumsuz sonuçları için aldığı önlemler etkisini göstermeye başladı. Zorunlu karşılıkların artırılmasıyla birlikte Merkez, fonlama faizini yüzde 50’nin üzerine çıkarırken, döviz kredilerindeki sınırlamalar ise henüz hız kesmedi gibi.
Döviz girişi Merkez Bankası kararları öncesinde, günde 2 milyar dolar ve üzerine çıkmıştı. Karardan sonra biraz azalsa da yüklü döviz alımı devam ediyor. Geçtiğimiz Pazartesi 730 milyon dolar rezerv artışı görülürken, salı günü bu alım yeniden 1 milyar 700 milyon dolara kadar çıktı. Salı akşamı itibariyle swap hariç kamu dahil net rezervler eksi 10.9 milyar dolara yükselmişti. Büyük ihtimalle bu hafta sonu net rezervler tek haneye kadar, yani eksi 9 milyar dolara kadar yükselecek.
Geçtiğimiz yıl Mayıs seçimlerinden önce net rezervlerde görülen düşüş, bu yıl Mart seçimlerinden önce de yaşanmıştı. Eksi 75 milyar dolara kadar düşen net rezervlerde 2 ayı dolmadan yaşanan artış 65 milyar doları buldu. Büyük ihtimalle 2 hafta sonra bunun artıya geçtiğini görmemiz mümkün olacak. Bu arada 10 gün öncesine kadar, fazla döviz alımı karşılığı piyasaya verdiği likiditeyi çekmek için bankalarla yaptığı swapı azaltan Merkez Bankası, son günlerde burada fazla bir erime gerçekleştirmedi. Büyük ihtimal swap hariç net rezervlerde artıya geçtiğimiz zaman, bunun yanında 15-20 milyar dolar düzeyinde kalacak, swap hacmiyle birlikte geçmiş olacağız
Carry trade ihtiyacı azaldı
Brüt rezervlerde ise geçtiğimiz hafta dalgalı bir seyir izlendi. Bir ara 146 milyar dolara kadar çıkan brüt rezervler daha sora 144 milyar dolara kadar indi. Merkez Bankası’nın swap hariç net rezervleri hızla artarken, brüt rezervler önce fazla artmamış, bu ay ortasında artışa geçmişti. Uzmanlar özellikle yerlilerin dövizden dönüşü nedeniyle net rezerv artışının daha fazla olduğunu, yabancı girip sisteme sokulduğu zaman brüt rezervlerin artışa geçtiğini söylemişlerdi. Geçen hafta içinde brüt rezervlerde neden düşüş olduğu bilinmezken, Hazine’nin dış borç geri ödemesi olduğunu, bu nedenle bir düşüş yaşanmış olabileceğini söylediler.
Merkez Bankası’nın geçen hafta aldığı kararlarla zorunlu karşılık oranlarında yapılan yüksek oranlı artışlar da etkisini hemen göstermeye başladı. Bu nedenle artık swaplarını azaltmadan Merkez Bankası’nın piyasadan güçlü para çekişini başlattığı ve hala bunun sürdüğü belirtiliyor.
İşte bu nedenle fonlama faizi için alt sınır olan yüzde 47’ye düşen fonlama faiz oranları, son günlerde yüzde 52’nin üzerinde seyrediyor. Hafta başında yüzde 52.95 olan fonlama faizi de dün de yüzde 52.13 olarak uygulandı. Merkez Bankası’nın yaptığı düzenlemelerle fonlama faizini yüzde 50 ve üzerine çıkarmayı planladığı tahmin edilirken, Merkez’in daha sıkı davrandığı ve fonlama faizin üst sınırı olan yüzde 53’e yakın uyguladığı görülüyor.
Döviz rezervlerindeki beklenmeyen hızda yaşanan iyileşme, likidite yönetiminde son kararlar sonrası kazanılan yönetim kabiliyeti, Merkez Bankası’nın artık rezervlerde yeterli düzeye gelmeye başladığını, hatta bazılarına göre yeterli noktaya ulaştığı yorumlarına neden oluyor. İşte bu nedenle artık carry trade denilen çok kısa süreli sıcak para girişine eskisi kadar ihtiyaç kalmadığı, bu hacmi artırmanın boş yere dışarıya yüklü kar transferi anlamına geleceği söylenmeye başladı.
Şimşek’ten carry trade çıkışı
Bankacılar ve iktisatçılar bankaların yurt dışındaki bankalarla olan swap sınırlamalarının dolmaya başladığını, uzun vadede 3-4 milyar dolarlık daha imkân kaldığını belirtiyorlar. Bu nedenle uzun süredir konuşulan “bankaların yurt dışıyla yapacakları swaplar için getirilen mevcut limitlerin kaldırılması gerektiği” yönündeki baskıların artık biraz azaldığı görülüyor.
Bankacılar zaten burada yüksek kar olduğu için yabancıların bir yolunu bulup gelmeye devam edecekleri görüşündeler. Yabancıların tahvil alımlarına girebileceğini, hisse senedine yatırım yapabileceğini, bunlar için kısıtlama olmadığını kaydeden bankacıların çoğu, buna karşılık kısıtlı olan swap imkanlarının artırılmasının da artık gerekmediği görüşündeler. Yabancı fonların daha önce yüksek sesle dile getirmelerine karşın, artık “fazla döviz girişi oldu, sıkıntı olmasın diye swaplar açılmaz” noktasına geldiklerini söyleyebiliriz.
Buna karşılık Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, carry trade konusunda son dönemdeki eleştiriler üzerine olsa gerek, Türkiye’ye gelen paranın carry trade olmadığını belirtip, Dünya Bankası ve başka kuruluşlardan 3 yılda 6 milyar dolar için yapılan anlaşmaları örnek vermiş. Bence asgari ücret, emekli ve çalışan maaş zamları yapılmazken, carry trade tartışılması çok normal.