Asgari ücret ve emekliye zam yapmaya yanaşmayan AKP iktidarı, vatandaşın kullandığı elektriğe yüzde 38 zam yaptı. Haklı olarak tepki çeken bu zamların devam etmesi beklenirken, bununla birlikte artık vergi paketiyle varlıklı kesimlere ek vergiler getirilmesinin kaçınılmaz hale geldiği söylenebilir.
Mayıs ayındaki genel seçimler nedeniyle, 2023 yılı başından beri yapılmayan enerji zamları, yüklü oranlarla gelmeye başladı. Yıllık enflasyon oranlarının düşüşe geçeceği Temmuz ayıyla birlikte biriken zamların devreye gireceği anlaşılıyor. 4 Temmuz’da, Cumhurbaşkanı’nın yetkisini kullanmaması halinde, otomatik olarak akaryakıt, alkollü içkiler ve tütün mamullerine, ilk 6 aydaki ÜFE kadar vergi zammı gelecek. Bu arada biriken doğalgaz zammının da Ağustos yayında yapılacağı, yılsonuna kadar elektrik ve doğalgaza yeni zamların da gelebileceği konuşuluyor.
Yapılan bu zamlar ister istemez “iktidar vergi artışlarıyla şirketlerden alamayacağını gördüğü kaynağı, kamu zamlarıyla mı sağlamaya çalışıyor?” sorusuna neden oldu. Teknik olarak baktığınızda biriken zamların yapılmasının bütçe açığını düşürmek için önemli olduğu, bu zamla program uygulamasında kararlılık gösterisi yapıldığı bile söylenebilir. Belki piyasalar böyle düşünür ama zaten zor geçinen vatandaş için bu zamlar, gerçekten çok ağır bir yük olacak.
Merkez Bankası yalnız kaldı
Merkez Bankası açısından baktığımızda ise, bu zamların enflasyonu artırıcı etkisi nedeniyle, banka yönetiminin işinin iyice zorlaştığını söyleyebiliriz. Yapılan hesaplamalara göre bu zamların Temmuz enflasyonunda yüzde 0.7, dolaylı etkilerle birlikte yıllık enflasyona etkisinin 1,5 puan civarında olacağı söyleniyor. Zaten yılsonu için belirlediği yüzde 38’lik enflasyon hedefine ulaşmakta çok zorlanan Merkez Bankası’nın bu hedefi artık hayal oldu bile diyebiliriz. Bu zamlar ve gelmesi beklenen zamlarla birlikte, yüzde 42’nin altına inme ihtimali bile artık çok zor diyebiliriz.
Merkez Bankası’nın hedefini olumsuz etkileyecek kamu zamlarının daha küçük adımlarla, aylık oranların içine yedirilerek yapılması görüşünde olduğunu biliyorduk. Ancak dün söylediğimiz gibi; faiz açıklamasında gelen kamu zamları konusunda hükümete uyarı yapması beklenirdi ama buna hiç yer veremedi. Aynı şekilde vergi paketi konusunda “bütçe açıklarının azaltılması ve enflasyonla mücadeleye mali destek” konularında uyarı da yapabilirdi, bunu da yapmadı. Şimdiye kadarki görüntü, enflasyonla mücadele konusunda Merkez Bankası’nın yalnız bırakıldığı, alınması gereken mali tedbirlerin alınmadığını gösteriyor.
Bu arada bazı iktisatçılar, bir-iki ay için bu yüksek oranlı zamların beklentileri kötü etkileyebileceğini, ancak “yıllık oranlarda düşüş trendi”nin başlamasıyla, olumsuz etkisinin zayıflayacağını söylüyorlar. Zaten hedefte sapma olduğunu, ekonomi yönetiminin bunun yerine gelir etkisini tercih ettiği konuşuluyor.
Vergi paketi artık geliyor
Bu arada vergi paketinin gecikmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faize yeniden karışacağı” kaygısı yaratan sözleriyle birlikte Merkez, geçen haftayı zor geçirdi. Piyasalar test etti, Banka yönetimi de buna çabuk tepki vererek, dolar kurunu 33 TL’nin altına tutup, aylık yüzde 1.5’in üzerinde artışına izin vermeyeceğini gösterdi. Bazı yerli yatırımcının, birkaç gün Merkez sessiz kalınca, yeniden dövize dönüşünün başlaması, bu tepkide etkili oldu. Bu durum bize hala ne kadar hassas bir denge olduğunu, güveninin sağlamadığını gösterdi.
Merkez’in dövize yeniden dönüşü engellemek için, TL mevduat faizlerini aldığı önlemlerle yeniden artırmayı deneyecek. Temmuz’da KKM’den bozulmanın hızlanması beklenirken çözülmenin döviz yerine TL hesaplarına kayması için de TL mevduat faizlerinin, en azından birkaç ay daha yüksek kalması gerekecek.
Bu arada vergi paketinin de önümüzdeki hafta içinde artık TBMM’ye gelmesini bekliyoruz. Bugün Türkiye’ye dönecek olan Bakan Mehmet Şimşek’in biran önce paketin son şeklini Cumhurbaşkanı ile görüşüp TBMM’ye getirmesi bekleniyor. Paketten bazı maddelerin ayıklanmasını bekliyoruz ama bunların göstermelik maddeler olmasını, önemli gelir getirecek maddelerin kalacağını umuyoruz.
Bu arada iktidarı yüksek elektrik zammından sonra, vergi paketiyle birlikte varlıklı kesimlere getirilecek maddelerden vazgeçme ihtimali, bence artık çok zor. Dar gelirli maaşına zam alamazken, elektriğe bu kadar zam çok büyük tepkilere neden oldu. Yeni zamlar bu tedirginliği iyice artırabilir.
Böyle bir ortamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan şirketlere asgari vergi, nereden buldun yasası, yap-işlet projelerindeki verginin artırılması gibi maddelerin paketten çıkarılmasının büyük tepki çekeceğini bence görecektir. Umarız öyle olur yoksa toplumsal tepkilerin büyümesi kaçınılmaz olabilir. Özetle; programın acı ilacını sadece vatandaş değil, artık özel sektör de tadacak gibi gözüküyor.