Merkez Bankası’nın son anket sonuçları piyasanın enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin sürdüğünü gösterdi. Bu yıl sonu için enflasyon beklentisi yüzde 38’lik hedefe karşılık yüzde 42.95’e gerilerken 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 30’a düştü. Ancak 2025 yılı ve sonrasındaki enflasyon hedeflerinin yeni yapısal tedbirler ve köklü tedbirler olmadan gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor.
Piyasa katılımcıları anketinin temmuz sonuçlarına göre 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisi yüzde 31,79’dan yüzde 30,02’ye geriledi. Ankete göre katılımcıların bu yıl sonu tüketici enflasyonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 43,52 iken bu anket döneminde yüzde 42,95 oldu.24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 20,33 ve yüzde 19,32 olarak gerçekleşti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçen aylarda belirgin biçimde düşmeyen beklentilerin bu kez çarpıcı biçimde gerilemesi üzerine bir sosyal medya mesajı yayımladı. Bakan Şimşek her zaman yaptığı gibi bu sonuçları programın iyi işlediğine kanıt olarak gösterirken temmuz enflasyon rakamlarının geçici olarak yüksek geleceğini, ardından yine aylık planlanan enflasyon rakamlarına dönüleceğini belirtti.
Beklentilerdeki iyileşmenin önemli nedenlerinden biri haziran enflasyon oranının beklenenden iyi gelmesi iken önümüzdeki iki ay içinde baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyonda yaklaşık yüzde 20’lik gerileme beklentisi de etkili oluyor. Bununla birlikte özellikle seçimlerden sonra kurların sabite yakın bir trend izlemesi, enflasyonun düşeceğine ilişkin beklentileri önemli ölçüde iyileştirmiş gözüküyor.
OVP’de hedefler değişecek mi?
Ancak önümüzdeki yıl sonuna ilişkin beklentilerin enflasyon hedeflerinden çok uzak kaldığı açıkça gözüküyor. Orta vadeli program eylülde yenilenecek ve 2025 yılına ilişkin enflasyon hedefinin değiştirilip değiştirilmeyeceği henüz belli değil. 2025 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 14 ve bu hedef şimdilik hayal gibi gözüküyor. Özellikle deneyimli merkez bankası iktisatçıları, inandırıcı olabilmesi için 2025 yıl sonu hedefinin yüzde 18 gibi bir rakama yükseltilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Yüzde 20’nin çok üzerinde bir rakama revize edildiği takdirde bu kez de enflasyonla mücadelede konusunda zafiyet izlenimi verileceğini söylüyorlar.
Özet olarak bu yıl para politikasındaki rasyonel ve kararlı tutum nedeniyle bu yılki enflasyon hedefleri konusundaki inandırıcılık artmış gözüküyor. Ancak önümüzdeki döneme ilişkin olarak belirlenen enflasyon hedeflerine ulaşılması mevcut koşullar içinde çok zor. Aslında Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek’in mali tedbirlerle enflasyonla mücadeleye katkı verileceğinin söylemesinin ardında da bu gerçek var. O nedenle Şimşek bu yıl yüzde 6.4 olan bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 5, hatta daha altına, 2025 yılında da yüzde 3’ün altına çekileceği konusunda bir hedef veriyor.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek bu hedeflerine karşılık mali tedbirler konusunda planladığı tedbirleri tümüyle hayata geçirebilmiş değil. Hem bütçe açığını azaltmak için kamu harcamalarında daha fazla tasarruf etmeyi, hem de vergi gelirlerini önemli ölçüde artırmayı hedefliyordu. Ancak özellikle AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baskısı nedeniyle istediği tedbirleri hayata geçiremedi. İşte bu nedenle henüz önümüzdeki yıllara ilişkin enflasyon hedeflerinin gerçekleşme ihtimali bir hayli zor görünüyor.
Yapısal tedbirler gerekiyor
Bu nedenle Bakan Şimşek’in yıl sonuna kadar, önümüzdeki yılın bütçe açığını azaltmak için yeni tedbirleri ve vergi artırıcı önlemleri hayata geçirmesi gerekiyor. Bu konuda ne kadar adım atılacağı, AKP parti yöneticilerinden gelen şikayetlerden, daha doğrusu iş dünyasının AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinde yapacağı baskıdan ne kadar sonuç alacağı şimdilik belirsiz.
Bu nedenle enflasyon beklentilerindeki düzelmenin devam etmesi için yeni alınacak, özellikle mali alandaki, tedbirlere ihtiyaç var. Öyle anlaşılıyor ki; Bakan Şimşek ödeneklere rağmen harcamaları kısarak, bütçe açığını düşük göstermeye çalışacak. Ancak bu disiplinin sağlıklı bir uygulama olmayacağı, kalıcı olabilmesi için yapısal tedbirlerin devreye sokulması gerektiği piyasalar tarafından şimdiden konuşulmaya başladı. O nedenle alınacak ve kalıcı etki yaratacak tedbirlerin bu yıl sonuna kadar çıkarılması gerekiyor ki enflasyon beklentilerindeki düzelme önümüzdeki yıllara ilişkin olarak da sürebilsin.
Piyasaların enflasyon beklentisi ile halkın enflasyon beklentisinin birbirinden çok farklı seyrettiği de açık. Merkez Bankası ayrıca toplum kesimlerinin beklentilerini ölçerek bu konuya önem verdiğini gösteriyor. İşte piyasa beklentilerine karşılık hala çok yüksek kalan halkın enflasyon beklentilerinin düşürülebilmesi için, TÜİK gibi kurumların güvenilir kılınmasına da ihtiyaç var.