“Para politikası ve iletişimi” başlıklı ana bölümde Merkez Bankası’nın para politikasının enflasyonu orta vadede yüzde 5’lik hedefe ulaştıracak şekilde oluşturulacağı belirtildi. “Enflasyon Raporu’nda açıklanan tahminlerin enflasyon beklentilerine yönelik referans oluşturma işleviyle ara hedef olarak kullanılacağı” belirtilen metinden, geçen rapordaki tahmin aralığı kullanılacak sonucu çıkıyor. Halbuki piyasalar son gelişmeler ışığında Merkez Bankası’ndan çok daha net bir enflasyon hedefi belirlenip bunun açıklanmasını bekliyorlardı.
İktisatçılar bir süredir Merkez Bankası’nın sadece enflasyon tahmini yayımladığını, bunu da belirli aralıklarla yaptığını hatırlatarak, “Hükümetle birlikte belirlenip resmi bir enflasyon hedefi açıklaması” gerektiğini söylüyorlardı. Bu yapılmadığı gibi, muğlak sayılacak bir enflasyon hedefi açıklaması yapılmasının piyasaları da tatmin etmeyeceği görüşündeler.
Görüş aldığımız iktisatçılar Ocak ayında bir kez daha Enflasyon Raporu açıklanacağını hatırlatarak, son maaş artışlarından sonra enflasyon tahminlerinde de bir değişiklik olabileceğini, halbuki piyasaların Merkez Bankası’ndan enflasyon konusunda daha net bir tavır beklediğini söylediler.
Rezerv biriktirmeye devam edecek
Merkez Bankası 2024 yılında sadeleşme sürecinin devam edeceğini, parasal sıkılıkla birlikte miktarsal sıkılaşmanın da sterilizasyon araçlarının çeşitliliği artırılarak sürdürüleceğini açıkladı.
2024’te Merkez Bankası’nın rezerv biriktirmeye devam edeceğinin açıklandığı metinde, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının temel politika aracı olmaya devam edeceği ifade edildi. 2024 yılında parasal sıkılık ve parasal aktarımın, likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, miktarsal sıkılaştırma kararları ile desteklenebileceği, miktarsal sıkılaştırma adımlarına, kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliği artırılarak devam edileceği belirtildi.
Bankaların TL ve döviz likidite yönetimlerine katkıda bulunmak amacıyla, swap işlemlerine 2024 yılında da devam edileceği belirtilerek, bununla birlikte, Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen swap işlem miktarının kademeli şekilde azaltılmasının planlandığına işaret edildi.
Merkez Bankası ile döviz piyasalarında işlem yapmaya yetkili bankalar arasında gerçekleştirilen döviz karşılığı efektif işlemlerine devam edileceği belirtilen metinde, Döviz Depo Piyasası’nda bankalara yaklaşık olarak toplam 50 milyar dolar limit ile bir hafta ve bir ay vadeli döviz likiditesi imkânı sağlanmaya devam edileceği de ifade edildi. Metinde bankaların, Merkez Bankası’na kendilerine tanınan limitler çerçevesinde ve çeşitli vadelerde teminat döviz deposu veya altın deposu getirebilecekleri kaydedildi.
Bu açıklamaları değerlendiren iktisatçılar, Merkez Bankası’nın döviz depo ihalelerinden beklediği sonucu alamadığı görüşündeler. Burada faiz oranlarının yükseldiğini, 42.50 olan politika faizini aşma noktasına gelindiğini hatırlatarak, Merkez Bankası yönetiminin politika faizinin üstünde bir oranla ihaleyle TL çekme tepkisini göze alamadığı için, depo ihalelerinden istenen sonucun alınamadığı, yeterince likiditenin çekilemediği tahmininde bulundular.
Seçim odaklı para politikası
Swap’ların devam etmesinin politika faizinin piyasa faizi olmasını engellediğini, mevduat faizlerinin kalan likidite nedeniyle istendiği ölçüde artmadığını hatırlatan iktisatçılara, likiditeyi çekmek için Merkez Bankası’nın hangi yönetimi kullanabileceğini sordum. Depo dışında zorunlu karşılık imkanı bulunduğunu ama Merkez Bankası’nın bankaları zora sokmamak için bu yolu denemediğini hatırlatan iktisatçılar, likidite bonosu çıkarılabileceğini ancak bunu uygulayıp uygulamayacağının bilinemediğini söylediler.
Dün yayımlanan metinde Merkez Bankası açık piyasa işlemleri portföy büyüklüğünün, ilave alım seçeneği saklı kalmak kaydıyla, 2024 yılı için nominal 200 milyar TL olarak belirlendiği kaydedildi. BİST kanalıyla likidite yönetimi nedeniyle zaten bu miktarın olması gerektiğini hatırlatan uzmanlar, Merkez Bankası’nın daha fazla tahvil almayacağını belirtmek istediğini söylediler. Dolayısıyla bu yolla ek bir likidite çekme planının bulunmadığının böylece ortaya çıktığını söylediler.
Konuştuğumuz iktisatçılar. Merkez Bankası’nın seçime kadar durumu idare etme niyetinin açıkça gözüktüğü görüşündeler. Metinden seçim sonrası nasıl bir politika izleneceğinin bilinmediği sonucunun ortaya çıktığı, o nedenle “seçim odaklı bir para politikası” uygulandığının söylenebileceğini kaydettiler.