Yarın açıklanacak eylül enflasyonu, öncü verilere göre piyasa beklentilerinin üzerinde çıkacak gözüküyor. Bunun en önemli nedeni 'Merkez Bankası’nın rezerv biriktirme telaşı nedeniyle kurlarda yüksek artışa izin vermesi' olarak gözüküyor.

Yarın açıklanacak eylül enflasyonu, öncü verilere göre piyasa beklentilerinin üzerinde çıkacak gözüküyor. Bunun en önemli nedeni ‘Merkez Bankası’nın rezerv biriktirme telaşı nedeniyle kurlarda yüksek artışa izin vermesi’ olarak gözüküyor. Bu gidişle bırakın hükümetin daha geçen ay revize ettiği yüzde 41.5’lik enflasyon hedefini, yüzde 43’ün altına inilmesi bile zorlaştı.

Türk-İş’in açlık sınırı için hesapladığı, eylülde Ankara’daki fiyat artışları yüzde 3’ün hemen altında açıklandı. Bundan daha önemlisi dün açıklanan İstanbul Ticaret Odası (İTO) verileri yüzde 3.9’luk aylık tüketici fiyat artışına işaret etti. Buna karşılık geçen hafta yapılan anketler sonucu piyasaların eylül enflasyon beklentisi yüzde 2.2 oranında açıklanmıştı.

Konuştuğumuz iktisatçılar bu öncü rakamlardan sonra artık Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yarın açıklayacağı resmi enflasyon rakamının yüzde 2.5’in altında kalmasını beklemiyorlar. İTO’nun bulduğu yüzde 3.9’luk rakamın İstanbul için hesaplandığını göz önünde tutup diğer illerde daha düşük artışlar olacağını varsaysak bile, yüzde 3 veya hemen altında bir rakam açıklanması mantıklı olacaktır. Buna Ankara için Türk-İş’in saptamalarını eklediğinizde ise yine yüzde 3 veya hemen altı bir rakam tahmin ediliyor. Kısacası, TÜİK ne kadar düşük açıklamaya çalışsa da yüzde 2.5’in altında bir rakam açıklaması bir hayli zorlaştı gibi gözüküyor. Zaten aksi takdirde TÜİK rakamlarına olan güvensizlik tekrar alevlenecek demektir.

2.5’un üzeri, hedefi bitirir

Peki eylül dahil yıl sonuna kadar her ay yüzde 2.5’lik enflasyon rakamı belirlenirse yıl sonunda rakam ne olur derseniz; modele göre iktisatçılar bu rakamı yüzde 45.77 olarak buluyor. Geçen yıllarda kasım ve aralık ayları enflasyon oranları düşük gelmiş. Buradan yola çıkarak eylül yüzde 2.5, daha sonraki üç ay yüzde 2 aylık enflasyon olursa bu kez de yıl sonu enflasyon oranı yüzde 43.65 oluyor. Kısacası eylül rakamının yüzde 2.5’in üzerine çıkması yıl sonu enflasyon hedefinin gerçekleşme ihtimalini tümüyle bitirir diyebiliriz.

İktisatçı eski Merkez Bankacı Ali Çufadar bu sapmanın en önemli nedeni olarak ‘kurlarda beklenenden yüksek artışa izin verilmesi’ni gösteriyor. Dün sosyal medyadan paylaştığı, yaptığı hesaplamalara göre ağustosta sepet bazında kurlardaki artış yüzde 3’e ulaşırken, eylülde de artış yüzde 1.7’yi buldu. Geçen ay ortasına doğru kendisiyle görüştüğümde, ağustostaki yüksek kur artışının dengelenmesi için eylül ayında yüzde 1’in üstünde artışa izin verilmeyeceğini tahmin ettiğini söylemişti. Ancak kur artışının yine yüksek oluştuğunu, aylık yüzde 1.7’yi bulduğunu gördük. Bir başka açıdan bakarsak aylık kur artışı, bu iki ayda ortalama yüzde 2.4 civarında gerçekleşti. 

Çufadar, ekonomi yönetiminin kurların enflasyon üzerindeki etkisini azımsadığı ve yanlış hesap yaptığı görüşünde. Özellikle enflasyonun düşürülmesi sürecinde, kur artışlarının enflasyon üzerinde etkisinin çok büyük olduğunu ifade ediyor. Geçmiş enflasyonla mücadele deneyiminden de yola çıkarak yaptığı yorumda “Eylül ayı enflasyon rakamı yüksek çıkarsa bunun en önemli nedeninin son iki aydaki kur artışı olduğunun açıkça görüleceğini” söylüyor. Çufadar uzun süredir Merkez Bankası’nın döviz girişinin yaşandığı dönemlerde kurlarda düşüşe izin vermesi gerektiğini bu kadar yüksek rezerv biriktirmenin bundan daha önemli olmadığı görüşünü savunuyor.

Rezerv bu hafta erimeye başladı ama…

Gerçekten de eylüle baktığımızda; hem kurlarda sepet bazında yüzde 1.7 artış olmuş, hem de bu ayda net rezerv artışı 16.3 milyar doları bulmuş. 30 Eylül Pazartesi günü, bölgedeki çatışmalar nedeniyle, yabancı sermaye çıkışının olduğunu bu nedenle rezervden 1.5 milyar dolar erime olduğunu gördük. Büyük ihtimalle dün de yine rezervlerden satış devam etti. Yani kurların bu kadar artmasına izin verilirken, aslında artırılan rezerv miktarı, son gün hariç 18 milyar dolar civarında olmuştu.

Kısacası eğer başka bir neden ya da siyasi bir talimat söz konusu değilse; Merkez Bankası’nın yüksek rezerv artışı sağlamak adına, kendi enflasyon hedefini göz göre göre tehlikeye attığını söyleyebiliriz. Bu gidişle 2024 yıl sonu hedefi tutturulamayacağı gibi, 2025 yılı için belirlenen yüzde 17.5’luk hedefin gerçekleşmesi de şimdiden imkansız hale geliyor demektir. Öyle ya hükümet daha bir ay önce yüzde 38’lik hedefi yüzde 41.5’e çıkarmıştı…

Bakan Şimşek, yıl sonunda enflasyonda yüzde 42’ye razı bir görünüm sergilese de bu rakamların gerçekleşmesi bile çok zorlaşıyor. Bir ay önce değiştirdiğiniz hedefe ulaşamıyorsanız; 2025 enflasyon hedefine, insanlar niye inansınlar ki…

Bir de hükümetin enflasyon hedefine göre yılbaşı zammı alacak, işçisi, memuru, emeklisini düşünün; onlar ne yapsın?