Merkez Bankası yönetiminin temkinli tutumunu devam ettireceğini gösteren tavrı bankacılara güven verdi. Bankacılar hem erken faiz düşüşü karşısında takındığı tutum, hem döviz kredileri konusundaki ihtiyatlı tutumunu gösteren son kararlarının sektörün Merkez Bankası yönetimine olan inancını kuvvetlendirdiğini söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın banka genel müdürleriyle yaptığı son toplantıda da kararlı bir enflasyonla mücadele tavrı sergilediğini kaydeden bankacılar sıkı para politikası konusunda Merkez Bankası’nın üzerine düşen görevi yapacağına ilişkin inancı gördüklerini ve buna sevindiklerini ifade etti. Ayrıca Karahan’ın tüm toplantı boyunca ciddi bir üslup sergilediğini, konunun dışına çıkmadan açık bilgilendirmeler yaptığını, bu tavrın da güven verici görüldüğünü söylediler.
Banka genel müdürlerinin edindiği izlenim Merkez Bankası yönetiminin olması gerektiği gibi temkinli ve ihtiyatlı bir tutum içinde olduğu yönünde. Başkan Karahan’ın net olarak aylık enflasyonun önce yüzde 2, daha sonra yüzde 1.5’e düşürülmesi için gerekenin yapılacağını söylediği, aldığı son kararların da bu tavrına uygun olduğunu kaydettiler. Haziran ayı enflasyon verisi olumlu bulunsa da, Temmuz ayında yüksek kamu zamları nedeniyle yüzde 3-3,5 oranında bir enflasyon beklentisi olduğu, daha sonraki aylardaki seyrin Merkez Bankası’nın planları açısından kritik öneme sahip olacağı görüşündeler.
Bu arada bankacılarla yaptığı toplantıda da Başkan Karahan’ın “sadece bu yılki enflasyon beklentisi değil, 2025 yılı enflasyon beklentilerinin de önemli olduğu”na ilişkin net mesaj verdiğini öğrendik. Bankacılar bu mesajın “erken faiz indirim taleplerine karşı yanıt” olduğunun altını çizerek bu tutumu önemli gördüklerini söyledi.
KOBİ’lerin döviz kredisi de büyüdü
Kredilerdeki seyrin yakından takip edildiği, Merkez’in önemli sapmalar yaşanmasına izin vermediği kaydedilirken Merkez Bankası’nın döviz kredilerindeki önemli artışları gördüğü için, son olarak artış oranını yüzde 2.’den 1,5’e indirdiğini söylediler. Bankaların döviz likiditesinin çok yüksek olduğunu hatırlatan bankacılar bu nedenle Merkez Bankası’nın bu likiditeyi dengelemeye çalıştığına işaret etti.
Bankacıların aktardığı verilere göre yılbaşından bu yana yabancı para kredilerdeki artış ilk çeyrek sonunda yüzde 15 iken ikinci çeyrek sonunda yüzde 30’a çıktı, 12 Temmuz itibariyle ise 4 puan daha artarak yüzde 34’e yükseldi. Sadece büyük şirketlerin değil KOBİ’lerin de kullandığı döviz kredisi miktarlarının hızlı arttığı, KOBİ’lerin kullandığı yabancı para kredilerdeki artışın ilk çeyrek sonunda yüzde 18 iken 12 Temmuz itibariyle yüzde 36 olarak saptandığı kaydedildi.
Merkez Bankası’nın KKM’nin eritilmesi konusunda da ihtiyatlı davrandığı belirtilirken 106 milyar dolara kadar çıkan KKM hesaplarının 59 milyar dolara kadar indiği hatırlatıldı. Artık kemikleşmiş KKM müşterisinin kaldığının söylenebileceğini kaydeden bir bankacı Merkez Bankası’nın hızlı erimeyi hedeflese KKM’de stopaj muafiyetini kaldırabileceğini ancak bunu yapmadığını, ağır ağır eritmeyi tercih ettiğini kaydetti.
Vergide iki paket daha bekleniyor
Aynı bankacı “Merkez Bankası sıkı para politikasında sıkı gidiyor” derken artık mali tedbirlerin devreye girmesi gerektiğinin çok açık görüldüğünü belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tasarruf tedbirleri konusunda istediği kadar sıkı düzenlemeler getiremediğini, vergi paketinde de planlanan tedbirleri çıkaramadığını kaydeden bankacı, şimdi mali tedbirlerin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Piyasaların Bakan Şimşek’ten iki vergi paketi daha beklediğini kaydeden bankacılar kendilerine verilen mesajın da mali tedbirlerin güçlendirileceği yönünde olduğunu, bu tedbirlerin nasıl çıkacağının yakın izleneceğini söyledi.
Bakan Şimşek’in bütçe açığının milli gelire oranı açısından hedef olarak koyduğu bu yıl yüzde 5, 2025’te yüzde 3 hedefinin kritik öneme sahip olduğu, alınacak tedbirlerle bu oranlara ulaşılıp ulaşılmayacağına bakılacağı belirtildi.
Bakan Şimşek’in bu konuda yapısal tedbirleri çıkarmasının önemine değinen bankacılar bunun yerine sadece kısıntı yaparak bütçede bu hedeflere ulaşılmasının mümkün olsa bile tercih edilmemesi gerektiğini ifade etti. Önemli olanın kalıcı olarak yapısal düzenlemelerle mali disiplinin sağlanması olduğunu vurguluyorlar. O nedenle enflasyonla mücadelede şimdi iyi gidildiği söylense bile yapılacak daha çok fazla iş olduğu görüşündeler. Bu konuda yapılacaklara siyasi iradenin izin verip vermeyeceği de en çok merak edilen konuların başında geliyor.