Bayram sırasında oluşan tedirginlik nedeniyle, uzun bir aranın ardından eriyen döviz rezervleri yeniden artışa geçti. 2-3 milyar dolarlık erimeye karşılık perşembe itibariyle son bir haftada rezervlerde meydana gelen artış 5.3 milyar doları buldu.
Bayram öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Eylül’de faiz indirimlerinin başlayacağını ima etmesi, ardından uzun bayram tatili derken, yabancıların çıkışa başladığını gördük. Bu arada artmaya başlayan kurlara karşı Merkez Bankası da birkaç gün hareketsiz kalınca, yerli yatırımcıların bir bölümü de dövize döndü.
Merkez Bankası’nın zamanında harekete geçip, kurları düşürmek için piyasaya müdahale etmesi, kurun yükselmesine izin vermeyeceğini gösterdi ve özellikle yerli yatırımcıdaki tedirginliği gidermiş oldu. Son hafta içerisinde yerli yatırımcının yeniden TL’ye dönüşünün başladığı, döviz hesaplarındaki erime ve TL mevduattaki artışlardan da açıkça görüldü.
Geçtiğimiz hafta, Haziran ayı enflasyon rakamının beklentilerden iyi açıklanması da havanın yeniden düzelmesine önemli katkı yaptı. Özellikle enflasyon verisi sonrası yabancıların yılsonu enflasyon beklentilerini aşağı doğru düzelttikleri, buna bağlı olarak da Türkiye’ye yatırım çağrılarını yinelemeye başladıklarına şahit olduk.
Tahvile yabancı girişi hızlanabilir
Bununla birlikte faiz indirimlerine ilişkin tartışmaların canlandığını, yabancıların da artık yılın son aylarında indirimin başlayacağı tahmininde bulunmaya başladıklarını gördük. Faizlerde düşüş beklentisi oluştuğunda yabancıların tahvillere yatırım yapmaya başlayacakları zaten bekleniyordu, bu hareketin da yakında hızlanmaya başlayacağı söyleniyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de dün yine sosyal medyadan yaptığı açıklamada, düşen CDS primlerine bağlı olarak tahvil faizlerinde önemli gerilemeler yaşandığını hatırlatarak, bu yolla yine ”program işliyor” mesajı verdi. Bu açıklamanın tahvil faizleri üzerine kurulu olması “yabancılara düşmeye başladı, biran önce tahvile girin” mesajı taşıyor olabilir.
Buradan yola çıkarak, kısa bir süre oluşan döviz sıkıntısının çabuk atlatıldığını, bundan sonra da döviz rezervlerindeki artışın, geçen ayki kadar yüklü olmasa da devam edeceğini söyleyebiliriz. Turizm sezonu olması, cari açığın daralmasına tahvil ağırlıklı yabancı sermaye girişinin hızlanması da eklenirse, artık yaz aylarında kurlarla ilgili yeni bir sıkıntının olmayacağı da rahatlıkla söylenebilir. Tabi ki çok önemli küresel krizler veya dış politika kazaları olmazsa..
Merkez’in ‘carry trade’ videosu
Merkez Bankası’nın gerekeni yapıp, para politikasında sıkı ve temkinli tutumunu sürdürdüğünü, 2-3 ay daha bu sıkı tavrının sürmesi gerekeceğini söylemiştik. Bu yolla Merkez Bankası siyasi nedenlerle gelebilecek erken faiz indirimlerinin önünü kesip, kamuoyunda indirim için gerekli konsensüsün oluşmasını bekledikten sonra harekete geçmesi en doğru yol olacaktır.
Merkez Bankası’nın bu rasyonel tavrının ardından dün bir “carry trade” videosu yayınlaması ise kafaları karıştırdı. Bundan bir ay öncesine kadar carry trade tartışması vardı; bu kadar hızlı döviz girişi varken, yabancılarla bankalar arasındaki var olan carry trade limitlerini kaldırmanın bir anlamı olmayacağı konusunda hemen herkes mutabık kalmıştı. Yani bugünün tartışması değilken niye böyle bir video yayınlandı?
Bunun gerekçesi kamuoyunda carry trade ile yabancıya aşırı karlar verildiği iddiası ise, yapılan videoda açıklananlar bu eleştirileri gidermiyor ki. Merkez Bankası özetle; “yabancılar ucuza buldukları fonları TL’ye yatırıp kar elde edebilirler ama kurlar yükseldiği zaman zarar etme ihtimali de var” demeye çalışmış. Yani carry trade garanti fahiş kar sunan bir araç değil demeye çalışmış.
Ancak herkes biliyor ki; Merkez Bankası yönetimi de, tüm ekonomi yöneticileri de “ TL’nin önümüzdeki süreçte değerleneceğini” üzerine basa basa söylediler. Hatta basına kapalı yatırımcılarla yapılan toplantılarda, kur artışlarının enflasyonun çok gerisinde kalacağını söyleyerek, neredeyse sabite yakın kur taahhüdü de verdiler. Buradan bakarsanız kurun artmayacağı belliyken, gelen carry trade’in zarar etmesi söz konusu olamaz ki. Kaldı ki, bunları söyledikten sonra zaten kur artışları hızlanırsa o zaman yabancıyı bir daha göremezsiniz.
Zamanlaması nedeniyle, amaca ilişkin bazı şüphelerin oluştuğunu söylemek lazım. “Yurt dışıyla swap limitlerini kaldırmak gündemden kalkmışken, Merkez Bankası bu video ile limitlerin tümüyle açılması için yeni bir iletişim mi yapmaya başladı” sorusu, ister istemez herkesin aklına gelebilir. Umarız Merkez Bankası yönetiminin böyle bir amacı yoktur; sadece bir iletişim ve zamanlama hatası yapılmıştır.