TBMM’ye sunulması beklenen vergi paketi, maliye çevrelerinde özellikle vergi adaleti açısından, olumlu karşılandı. Teknik açıdan eleştirilen paketteki bazı önemli maddelerin siyasi irade tarafından 'tırpan yemesi' tehlikesine dikkat çekiliyor.

Bu hafta TBMM’ye sunulması beklenen vergi paketi, maliye çevrelerinde özellikle vergi adaleti açısından, olumlu karşılandı. Ancak pakete hem teknik açıdan önemli eleştiriler yapılıyor, hem de TBMM’de bazı önemli maddelerin siyasi irade tarafından paketten çıkarılması tehlikesine dikkat çekiliyor.

Bu arada vergi paketinin ekonomi yönetiminin belirlediği bütçe açığı hedeflerine ulaşılmasını sağlaması açısından da, ciddi endişeler bulunuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu yıl için yüzde 6.4 olarak belirlenen bütçe açığının milli gelire oranı için, “yüzde 5’in altına indirilecek” demişti. Bunun yanı sıra 2025 yılı için de bu oranın yüzde 3’ün altına çekileceğini belirtmişti. 

Maliye uzmanları alınan tedbirlerden önce, ilk üç aylık bütçe performansına bakarak, bütçedeki tablonun kötü seyrettiğini tahmin ediyorlardı. Yüzde 6.4’lük açık hedefine rağmen açığın yüzde 8’lere kadar çıkma tehlikesi olduğuna dikkat çekmişlerdi. Buna neden olarak, ödeneklerin üstünde artacak personel giderleri, Kit transferleri, artan harcamalar ve EYT yükü gibi unsurlar sayılmıştı. Bakan Şimşek’in kamuda tasarruf paketini istediği ölçüde kabul ettiremediği bilinirken açıklanan tasarruf paketiyle bütçenin milli gelire oranında ancak binde 4 oranında iyileşme sağlanacağı hesap edilmişti.

TBMM’de tırpan yeme endişesi

Tasarruf paketi belli olduktan sonra yeni bir hesap yapan TEPAV program Danışmanı Hakan Yılmaz, yaklaşık 10 gün önce yayınladığı değerlendirme notunda, enflasyonun yüksek seyretmesinin etkisiyle artacak gelir artışları ve tasarruf paketiyle birlikte bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 6.4 civarında oluşacağını hesaplamıştı. Bu rakama, “yılın geri kalanında enflasyonun beklenenin üzerinde seyretmesi ve alınacak gelir artırıcı tedbirlere bağlı olarak yüzde 6’nın altına düşürülmesi söz konusu olabilir” notunu düşmüştü. 

Hazırlanan ekonomi paketinin etki değerlendirmesi notunda, pakette yer alan önerilerin, 4 aylık olarak hesaplanıp, 2024 yılına 38.5 milyar TL’lik gelir etkisi olacağı belirtildi. Bu rakam maliyeciler tarafından düşük bir rakam olarak görüldü. Dolayısıyla Bakan Şimşek’in belirttiği yüzde 5’in altında bir milli gelire oranla bütçe açığı rakamına inmek bu tedbirlerle bir hayli zor görünüyor.

Bu arada TBMM’de görüşülürken, pakette yer alan bazı kalemlerin siyasi nedenlerle paketten çıkarılacağı beklentisi hakim. 2024 yılı için toplam 38.5 milyar TL’lik ek katkı tablosu içinde en büyük kalemi 11.3 milyar TL ile yem ve gübredeki KDV istisnasının kaldırılması oluşturuyor. İşte bu maddenin TBMM’de tırpan yiyecek maddelerden biri olduğu tahmin ediliyor. KDV’nin yem ve gübreden normal KDV alınması buna karşılık başka kalemlerden buraya kaynak aktarılmasının öngörüldüğünü biliyoruz ama TBMM görüşmelerinde politikacıların itirazıyla bu madde kapsamdan çıkarılabilir beklentisi var.

Beyanname yöntemi uygulanamayınca…

Aynı bunun gibi, önümüzdeki yılbaşında yürürlüğe girmesi öngörülen yeni vergi yükleri getiren maddelerin de, iş dünyası ve dolayısıyla AKP kanalıyla kapsamdan çıkarılmasının büyük ihtimal olduğu belirtiliyor. Özellikle de “nereden buldun” diye tanımlanan, harcamalarla gelirler arasındaki çarpıcı farkların görülmesi halinde yapılacak incelemelerin siyasi baskılarla paketten çıkarılacağı beklentisi büyük. Aynı şekilde borsa gelirlerinden alınacak vergi, bazı istisnaların kaldırılmasına ilişkin maddelerin de iş dünyasının baskısıyla paketten çıkarılma ihtimali yüksek maddeler olarak görülüyor.

Konuştuğum maliyeciler teknik olarak bazı sıkıntıların olduğunu, yeterli veri toplanamadığı için beyanname usulünün kurulamadığını, bunun yerine Maliyeye fazla inisiyatif tanıyan maddelerle peşin vergi alınması yoluna gidildiğini hatırlattılar. Biran önce gelir sağlamak için beyanname yerine bu yöntemin uygulanmasının da tepkilere neden olma ihtimali yüksek görünüyor. Aynı zamanda beyanname usulüyle beyan zorunluluğu herkese eşit uygulanırken,  mükelleflere yapılacak özel incelemelerin esas olması, bu yöntemin siyasi etkilerle mükellefler arasında ayrıcalıkları gündeme getirme riski büyük. 

Özetle; vergi paketinin vergi adaleti ve gelir dağılımı açısından olumlu bir paket olduğu ancak uygulamada bazı sıkıntıların yaşanmasının kaçınılmaz olacağı belirtiliyor. Hem beyanname usulüyle vergileme yerine, incelemelerde göze çarpanların detaylı incelenmesinin sıkıntı yaratacağı, hem de siyasi kaygıların devreye girmesiyle vergide adaletin zedelenebileceği ifade ediliyor.

Bu vergi paketiyle bütçe açığıyla ilgili hedeflere ulaşılmasının da bir hayli zor olacağı açık. Bakan Şimşek’in hedeflerine ulaşmak için, tasarruf paketinde yer veremediği bazı harcamalarda fiili kısıntı yapma yoluna gitmesi, geçen yıl sonundaki kalem oyunları veya benzerleriyle, bütçe açığını düşük gösterecek yöntemleri devreye sokması ihtimali üzerinde duruluyor.