Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Fatih Karahan’ın Perşembe günkü Enflasyon Raporu sunumunda, ne kadar sıkı davranacağı konusunda vereceği mesajlar dikkatle incelenecek.
Başkan değişiminden önce, Ocak ayı enflasyonunun açıklanmasının ardından, ek faiz artışı ihtiyacı doğacağını, daha önce söylemiştik. Ocak ayı enflasyon rakamı, iktisatçıların beklediğinden daha düşük, ama yine de yüksek bir rakam geldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) aynen İstanbul Ticaret Odası’nın endeksinde olduğu gibi, Ocak ayındaki tüketici fiyat artışını yüzde 6.7 olarak açıkladı.
Bu rakamla birlikte Merkez Bankası’nın 2024 yılsonu için belirlediği yüzde 36’lık enflasyon rakamına inilmesi hayal oldu. Bunun da ötesinde, yüzde 40’ın altında çıkmasını bile, başarı hikayesi olarak lanse etmeye hazırlanan ekonomi yönetimi, şimdi 40’ın altına inmenin de ne kadar zor olduğunu görmeye başladı.
Geçtiğimiz ay Merkez Bankası’nın piyasa beklenti anketinde, yılsonu enflasyonu için beklenti yüzde 42’ye çıkmıştı. Buradaki önemli noktalardan biri; aynı beklenti anketinde Ocak ayı enflasyonuyla ilgili yüzde 5.5 oranı tahmin edilmişti. Şubat’ta yapılacak beklenti anketinde, bu rakamlardan sonra, yılsonu enflasyon beklentisinin yüzde 42’yi aşacağının şimdiden kesinleştiği rahatlıkla söylenebilir..
Yabancı raporlarında faiz artışı
İşte beklentilerdeki bu bozulma nedeniyle, tahminleri tekrar Merkez Bankası hedefine çekebilmek için ek faiz artışının şart olduğunu söylemiştik. Çünkü Merkez Bankası yönetimi gevşek davranmış, seçim ekonomisi uygulamasına ek olarak, TL mevduat faizlerinin yükselmesini de sağlayamamıştı. Bunun yanı sıra uygulanan politikalarla hem dövize talep yeniden artmış, hem de bu nedenle rezervlerde erime eğilim halini almıştı. Bu kötüleşmeler karşısında, bozulan beklentileri düzeltebilmek için ek faiz artışı gereği ortaya çıktı.
Yeni Başkanın atanmasından sonra yabancı yatırım kuruluşları, genel olarak “uygulanan ekonomik program aynen devam edecek” mealinde, ekonomi yönetimine destek veren açıklamalar yaptılar. Bununla birlikte yeni Başkanın sıkı para politikasında daha şahin uygulama içinde olacağı yolundaki beklentilerini de dile getirdiler. Deutche Bank ise bir adım daha ileri giderek, yeni başkanın ek faiz artışları yapacağını söyledi. Asgari 2,5, azami 5 puanlık yeni politika faiz artışı beklediğini dile getirdi.
Yabancıların bu taleplerini, önümüzdeki dönemde, çok daha yüksek sesle dile getireceklerini, şimdiden söyleyebiliriz. Seçimden sonra yabancı sermaye girişinin hızlanmasına bel bağlanmışken, yabancıların bunun için ek faiz artışını gündeme getirmeleri, faiz artışlarının gerçekleşme ihtimalini artırıyor.
Başkan enflasyon raporunda ne diyecek?
Yabancılar ne diyor bilmiyorum ama, bu işleri iyi bilen iktisatçılar, ek faiz artışının hemen yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Yeni Merkez Bankası Başkanı’nın Şubat ayında, Ocak ayındaki yüksek enflasyonu bahane ederek, 2,5 puanlık faiz artışına gitmesinin hem kendi kredibilitesi, hem de programın itibarı için çok büyük fayda sağlayacağını belirtiyorlar.
İşte bu nedenle, Perşembe günü açıklanacak olana Enflasyon Raporu’nda, gelecek sorular üzerine, Başkan Karahan’ın bu yönde mesaj vermesi gerektiği belirtiliyor. Böylece iyi bir başlangıç ve gerçekten enflasyonla mücadelede şahin pozisyonu kazanma imkânı olacağı belirtiliyor.
Yeni Başkan Karahan bu artışı bir an önce yapacağına ilişkin mesaj vermezse, yani seçimlere kadar ürkek davranacağını belli ederse, o zaman yine siyasetin gölgesinde karar alındığı izlenimi baskın çıkacak. O nedenle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Şubat ayında bu artışa ikna edilmesinin önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Karahan Enflasyon Raporu’nda durumu geçiştirir, seçimler nedeniyle bir söz söyleyemezse, işte o zaman kredibilite sağlaması zorlaşıp, süreç uzayacak demektir. Faiz artışlarını seçimin sonrasına ertelediği takdirde, o zaman 2,5 puanlık artışının yetmeme ihtimali daha güçlü görünüyor. Kısacası; ek faiz artışları seçim sonrasına kalırsa, yaklaşık 5 puanlık ek faiz artışı ihtiyacı olabileceği, şimdiden söylenmeye başlanabilir.
Özetle; Merkez Bankası’ndaki başkan değişimini ekonomi yönetimi çok iyi kullanmalı; hem işe piyasalar nezdinde güçlü girecek bir başkan, hem de programın ihtiyaç duyduğu güveni tazelemek istiyorlarsa, Şubat ayında ek faiz artışı kararını vermeliler.
Bunu başardıkları takdirde bile enflasyonun yılsonunda yüzde 40’ın altına inmesi çok zor. Ama hiç olmazsa, kötüleşen beklentileri bir ölçüde düzeltmiş olurlar. Böylece, enflasyonla mücadelenin yeniden büyümeye başlayan faturasını biraz azaltma fırsatı yaratılmış olur.