Araştırmacı mizah yazarınız Serdar Turgut'un Ertuğrul Özkök'ün Göbeklitepe'de gördüğü penislere itirazı var.

Ertuğrul Özkök ‘göbekli tepedeki bu kabartma uygarlık tarihini yeniden mi yazacak? Göbekli tepedeki penis figürlerinin bununla ne ilgisi var?’konulu yazısını beni resmen ve açıkça düelloya davet ettiği şu sözlerle bitirdi:

‘Ben uygarlığın penis tarihini buraya kadar yazabildim. 

Gerisini Serdar Turgut’a bırakıyorum. 

Uygarlığın penissiz tarihi onun katkıları ile daha da zenginleşecektir.’

***

Benim penisim artık ortadan kaybolmuş olduğundan onunki ise bir rivayete göre hala daha var olduğundan kendisi uygarlığın penis tarihini yazmış bana da penissiz tarihi yazma görevini vermiş. bu arada onun penisinin hala daha varolduğu bence bir şehir efsanesinden ibaret.

Özkök galiba unutuyor o aynı uygarlık tarihi tek bir nota çalamadığı halde müzik eleştirmenliği yapanlar veya ilkokuldaki resim dersinden kaldığı halde resim eleştirmeni olabilen insanlarla doluyken penissiz bir adam da gayet tabii ki penisli tarihi yazabilir.

***

Özkök yine unutmuş uygarlık tarihi konuyla hiç alakası olmadığı halde, yine alakasız yerlerde orada burada penis figürleri gördüğünü söyleyen bilim insanları ile doludur.

etrafta neden hiç kadın cinsel organı figürü bulunmuyor neden dünyanın her tarafı penis figürleri ile dolu bunun nedeni belli değil.

Anladığım kadarıyla homo sapiensler de benim gibi penislerine takıntılıymışlar.

***

Bilim dünyasına var  olan bu takıntıyı ben ‘penis halüsinasyonu’ olarak adlandırıyorum. geçmişte 40 bin yıl önce çizildiği söylenen resimlerin bulunduğu mağaralarda penis figürü bulduğunu söyleyen bir çok bilim insanının daha sonra yanlış yorum yaptıkları oraya çıktı.

bilim insanlarının neden yanlış yorumlar yaptıkları benim umrumda değil ben sadece Özkök’ün yorumuyla ilgiliyim. Onun orada burada görüldüğü iddia edilen penis figürleriyle neden bu kadar ilgili olduğu hakkında yorum da yapmak istemiyorum. Çünkü bu aşırı ilgisi hakkında yapılabilecek yorumlardan bazılarının onu fazla sevindirmeyeceğine  eminim.

***

Bilim aleminde var olan bu penis halüsinasyonuna benzeyen son bir örnek Bourdeaux Üniversitesi arkeoloji bölümünde yaşanıyor.

Bu bölümde araştırmayı yapan grubun başı olan Solange Rigaud’a göre 4.3 santimetre boyundaki ve 42,400 and 41,900 arası yaşta olduğu belirlenen yeni bir penis figürü keşfi daha yapıldı.

Bulunan bu figürün boyunu okuyunca penisim ortadan kaybolmadan önceki haline boşuna üzülmüşüm insanlık tarihinde bu boyun bile örnekleri olabiliyormuş diye de düşündüm.

***

Arkeolog Solange Rigaud bu penis figürü buluşu hakkında 5 bin kelimelik bilimsel bir makale bile yazmış.

Ancak bilim alemi bunun bir penis figürü olduğuna henüz ikna olmamış durumda. Örneğin Boston Üniversitesi arkeoloğu Curtis Runnels,’Solange aynı bulutlarda çeşitli insan figürleri gördüğünü sananlar  gibi görmek istediğini gördüğünü söylüyor olabilir’ diye bile yazmış. Bayan Solange’ın neden bir penis figürü görmeyi istemiş olabileceği ise sadece ima edilmiş açıkça yazılmamış. Bayan Solange ile aynı üniversitede çalışan  Francesco D’errico ise meslektaşına destek vermiş ve bulunanın küçük de olsa bir penis figürü olduğunu anlatmış.

***

Kim haklı bilemem, bu umurumda da değil  ama Ertuğrul Özkök’e bir tavsiyede bulunarak bitirmek istiyorum yazımı. Abi sen gel bu işlere hiç girme, bilim dünyasında bu konuda bir kafa karışıklığı var buna aman  hiç bulaşma. Sen bence tarihte her yerde neden bu kadar penis figürü varken kadın cinsel organına aynı ilgi neden gösterilmemiş bunu inceleyip bize anlatırsan harika da olur.