Dün sabah uyandığımda önüme gelen ilk haber Aleyna Tilki’nin gözaltına alınmasıydı.
O an kendi kendime şunu sordum:
Acaba gözaltına almak için evine giderler onun kim olduğunu biliyor mu?
Bilmiyorlarsa ben şöyle anlatayım.
Google’a girip ‘Aleyna Tilki Emrah Karaduman’ yazın
Çok basit Google’a girip “Aleyna Tilki- Emrah Karaduman Youtube” yazın.
Karşınıza çıkacak ilk video şu olacak:
“Cevapsız Çınlama…”
Yani bir müzik videosu….
2016 yılında yüklenmiş.
Bir de altındaki rakama bakın.
610 milyon kere görüntülenmiş.
Spotify’a girin Aleyna Tilki yazın, karşınıza çıkan rakam 160 milyon
Sonra Spotify’a girin yine Aleyna Tilki yazın.
Karşınıza çıkacak şarkı şu:
“Sana güvenmiyorum…”
160 milyon kere dinlenmiş.
Bunlar uluslararası çapta büyük rakamlardır.
Mesela; neredeyse, yıllardır dirlediğimiz Diona Warwick’in “That’s what Friends are for” şarkısı kadar dinlenmiştir.
Sadece bu kadar hoyratça evlerinden alınan sanatçıların kim olduğunu anlatmak için yazdım bunu.
Ama asıl konum başka…
Önümüzdeki günlerde muhtemelen şunlar olacak
Ben bu yazıyı yazarken şunları düşünüyordum.
Muhtemelen onlardan kan ve saç örneği alınacak.
Yine muhtemelen bir süre sonra tahlil sonuçlarını iktidara yakın bir medyada okuyacağız.
Yine muhtemelen sonuçların bir bölümü şöyle olacak:
“Kanında uyuşturucu bulunmadı. Saçında, kokain, şu, bu bulundu.”
Ama nedense tahlil sonuçları beklenmeden serbest bırakıldı.
O zaman aklımıza şu soru geliyor:
Öyleyse niye sabahın kör vakti evlerinden alıp getirdiniz?
Niyet uyuşturucuyla mücadele mi?
Yoksa bu insanları teşhir etmek ki…
Eminim benim aklıma gelen soru bazılarının da aklına gelmiştir
İki aya yakın süredir televizyonlarda, haber sitelerinde, Youtube yorumlarında bunları izliyoruz.
Tahmin ediyorum bu haberi okurken benim aklıma gelen bir soru, bazılarınızın da aklına gelmiştir.
“Benim saçım da kontamine olabilir mi?”
Ne demek bu anlatayım.
Yer gök ot içen insan dolu, havada kokain zerrecikleri uçuşuyor
Sık sık yurtdışına gidiyorum.
Yer gök ot içen insan dolu. Sokaklarda dolaşırken ağır bir ot kokusu beynime kadar giriyor.
Mariuhana ve benzeri otların kullanımı bir çok ülkede serbest. Türkiye’de bazı yerlerde aynı durum var.
Girdiğimiz bazı yerlerde eminim kokain zerrecikleri havada uçuşuyor.
Peki bu partiküller bizlerin saçına da bulaşmaz mı?
Bu soruyu Türkiye’nin en ünlü CSI uzmanına sordum
Dün bu konuyu Türkiye’nin en ünlü adli tıp uzmanı Prof. Sevil Atasoy’la konuştum.
Atasoy, Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı.
Aynı zamanda Adli Bilimler Bölümü Başkanı.
Yani şu CSI filmlerinde gördüğümüz gibi çok ileri bir adli tıp uzmanı.
Aklımdaki soruları ona sordum.
Kanda uyuşturucu yok, saçta var bu nasıl oluyor?
İlk sorum şu oldu:
(*) Gözaltına alınan gazeteci, televizyoncu ve sanatçıların bir bölümünün kanında hiç uyuşturucu çıkmadı ama saçlarında bulundu. Bu nasıl oluyor?
“Çok basit. Uyuşturucu kandan çok çabuk atılır. Mesela esrar, kokain gibi maddeler bazen 24 saat bazen 1-3 gün içinde atılıyor.”
(*) Peki saçtan ne kadar zamanda atılıyor?
“İşte fark orada. Uyuşturucu saçta uzun süre kalıyor. O nedenle saç adli tıp açısından son derece zengin bir bilgi deposudur.”
Bir santim saç bir aylık uyuşturucu kaydını saklar
(*) Ne kadar zaman kalıyor saçta?
“Saç bir ağacın yaş halkaları gibidir. Her santiminde geçmiş bir aya ait bulgular kalır.”
(*) Yani her bir santimetre saç 30 güne ait bulguyu mu saklıyor?
“Evet öyle… Mesela son bir ay içinde uyuşturucu kullandıysanız, bu o bir santimlik saçta kayıtlıdır. 10 santim saçınız varsa, burada son 10 aya ait bulgular vardır.
En dipteki 1 santim saç geçen ay uyuşturucu alıp almadığınızı gösterir
(*) Mesela geçen aya ait bulgular nerede saklıdır?
“En dipte yeni çıkan ilk bir santim saçta.
(*) Bu bilgiler saça nereden geçer?”
“Toplardamarlar cilt yüzeyine daha yakından geçer. Kandaki bilgiler baştaki kafatasına yakın damarlardan saç diplerine geçer..”
Saçından örnek alınan kadınlar erkeklere göre daha dezavantajlı
(*) Saçtaki bilgiler insandan insana fark eder mi?
“Saçtaki uyuşturucu konusunda kadınla erkek arasında bir eşitsizlik vardır. Erkeklerin bazıları saçsızdır. Hatta keldir. Dolayısıyla saçtan bilgi toplamak zordur. Gerçi saç köklerinde de birikir uyuşturucu ama, kadınınki kadar kolay tahlil sonucu alamayabilirsiniz.”
Koltuk altı ve kasık kılları da bilgi vermez mi?
(*) İyi de vücutta saçtan başka kıllar da var. Orada bu bilgiler yok mu?
“Tabii ki koltuk altı, göğüs ve kasık tüylerinde de bu bilgiler vardır. Ama onların ne kadar uzadıklarını tam olarak bilemediğimiz için, sürekli kullanım veya kullanımın zamanı konusunda daha az bilgi verir bize.”
Saçı kısa olan uzun olandan avantajlı
(*) “Saçın uzunluğu bağımlılık konusunda daha iyi bilgi verir o zaman…”
“Evet saç kısa kesilmişse sadece son bir aya ait kullanım bilgisi elde edebilirsiniz. Ama uzunsa mesela 10 cm ise o zaman son 10 aya ait bilgi elde edersiniz. Bu da sürekli kullanıcı olup olmadığınızı gösterir. Bu konuda da kadınlar dezavantajlıdır. Çünkü çoğunun saçı erkekten çok uzundur.”
Koyu renk saçlar açık renkliden daha fazla bilgi taşır
(*) Saçın kalınlığı veya inceliği fark yaratır mı?
“İncelik ve kalınlık değil ama koyu renk açık renk saça göre daha fazla bilgi depolar. Yani koyu renk saçlılar sarışınlara göre dezavantajlıdır.”
(*) Ya boyanmış saç?
“O sonuçları pek etkilemez.”
Peki havadaki ot dumanı ve kokain zerreleri bize bulaşır mı?
(*) Geliyorum asıl soruya; Girip çıktığımız yerlerdeki uyuşturucu partikülleri saçımıza bulaşır mı?
“Yok saç öyle durumlarda kontamine olmaz. Çok az bulaşsa bile sonuçları etkilemez. Sonuçları belirleyen kandan geçen uyuşturucu bulgularıdır.”
Ben geçmişte bu tür tahlilleri hep red ettim
(*) Siz hiç böyle durumlarla karşılaştınız mı?
“Bundan 15-20 yıl önce adli tabib olarak benim önüme de böyle tahlil vakaları geldi ama ben reddedim.”
(*) Neden?
“Çünkü bu biraz karışık bir konu.”
Dün olup biteni seyrettikten sonra ben de şunu söylüyorum.
Sevil Hoca haklıymış.
Bu biraz karışık bir konuymuş.
