Hikayemiz 2019 yılının sarhoş bir gecesinde Güney Londra’nın Brixton semtinde başlıyor.
Sarhoş bir gece, sarhoş iki kız.
Birinin adı Abigail Morris, ötekininki Georgia Davis.
Bir pub’da kafayı bulduktan sonra civarda bir dükkana giriyor ve ucuz bir not defteri alıyorlar.
Son günlerde İngiltere’yi kasıp kavuran “The Last Dinner Party” adlı “Girls Band” işte o gece bu not defterine yazılan bir manifesto ile başlıyor.
O gece manifesto defterine damlayan üç damla kan
Öteki üç üyesinin kimler olacağı henüz belli olmayan grubun şarkılarında nasıl bir tema işleneceğini şu üç kelimeyi manifestonun başına yazarak ortaya koyuyorlar:
“Gotik,” “Anlayışlı” ve “Dekadan…”
Yani çökmüş, düşkünleşmiş, süfli…
Morris o gece geç saatlerinde kafayı bulmuş bir halde elindeki bardağı kırar ve cam parçaları elini keser.
Akan kan elindeki not defterinin üzerine damlarken o haykırır:
“İşte tam bunu demek istiyorum…”
Yani müziklerinden kan mı damlamalı…
13 erkeğin masasına beş kadın oturuyor
Hayır, “Grotesk” bir tat damlamalı…
Daha ilk fotoğrafları bu grotesk tadı bütün İngiltere’ye yayacaktır.
Böyle bir gruba Hazreti İsa’nın Son Yemeğini hatırlatan bir isim vermeleri de güçlü bir ima değil mi?
İsa’nın son yemeğinde 13 erkek vardı.
Şimdi o masaya beş kadın oturuyor.
Sosyal medya yerine önce konser turneleri
Grubun stratejisi de değişik.
Daha henüz 20’li yaşlarının başlarındalar. Yaşıtları gibi sosyal medyaya, Youtube ve Tik Tok’lara yüklenmeden önce turneye başlarlar.
Son aylarda İngiltere’nin en çok konser turu yapan grubu olurlar.
Sonra sıra en büyük pazara, Amerika Birleşik Devletleri’ne gelir.
İlk konserlerini bu salı günü New York’ta veriyorlar. Sonra Brooklyn…
Ve sonra Amerikanın 21’inci Yüzyıl Woodstock’u Coachella…
Genç İngiliz kızlarının rol modeli biz olacağız
Abigail Morris grubun solisti, Georgia Davis ise basçısı.
Her ikisi de İngiliz edebiyatı öğrencisi. Sonradan gelen üç üye de öğrenci.
Daha ilk günden kendilerine İngiliz kültüründe çok iddialı bir hedef koyarlar:
“Genç İngiliz kızlarının rol modeli olmak…”
2000’lerde dağılan Spice Girls’den neredeyse 25 yıl sonra çok daha büyük bir iddia ile geliyorlar.
Amerikan “Swifties” kuşağı kendine rol modeli olarak Taylor Swift’i seçmişken onlar müzikte Beat devriminin başladığı İngiltere’de yeni bir kuşağın habercisi olmak istiyorlar.
En çok dinlenen şarkıları bana Abba’yı hatırlattı
Geçen haftadan beri onların son çıkan Single’ı olan “Nothing Matters”ı dinliyorum…
Daha girişinde bana yeni bir “ABBA’yı hatırlattı.”
Ama onlardan çok farklılar. The Last Dinner Party teatral bir topluluk.
Yani sadece müziği ile değil sahneleriyle de farklı bir müziğin temsilcileri…
İngiliz Rock’ının The Cure, Radiohead, Oasis gibi 80’lerde şekillenip bütün ağırlığı ile yeni neslin müziği haline gelen akımından çok farklılar…
ABBA artı Jeff Beck gitar ekolünün bir araya geldiği bir altyapısı var müziklerinin. Hatta birkaç şarkılarında gitar partisyonları biraz da Prince’ı hatırlatıyor…
Cyndie Lauper ve Madonna tarzı bir giyim ve korse
Sahne kıyafetleri biraz Cyndie Lauper’ı andırıyor.
Sanki Vivienne Westwood’un ‘Punk eli’ öteki dünyadan sessizce onlara dokunuyor…
En sevdikleri giysilerden biri bildiğimiz korse…
Ama grubun solisti Morris ağzı sulanmış erkek milletini uyarıyor:
“Dikkat edin bu korse bildiğiniz korse değil. Bir Truva atı o…”
Yani…
İçinden 21’nci Yüzyıl kadını çıkacak ve hepinizin…
Taylor Swift de dünyayı kasıp kavuran Eros Tour konserlerindeki şarkısında ne diyordu?
“Bu salak erkekler beni onlar için giyiniyor sanıyor, halbuki intikam için böyle giyiniyorum…”
Dinlerken kendimi bir Broadway müzikalinde hissettim
“Beautiful Boy,” “The Feminin Urge,” “Prelude to Ecstasy,” “Sinner,” “Caesar on a TV Screen,” “My Lady of Mercy” gibi şarkılarını dinlerken gözünüzü kaparsanız kendinizi devasa bir Broadway müzikalinin tam ortasında hissediyorsunuz,
Hele “Portrait of a Dead Girl” (Ölü kızın portresi) adlı şarkıya geldiğinizde sahne başrolünde “Tim Burton’un Wednesday” filmindeki Wednesday Adams karakterinin oynadığı bir grotesk şova dönüşüyor.
Müzikte kadın devrimi başlıyor ama kökenlerine dönen kadınlar
Müzikte kadın iktidarı dönemi başlıyor.
Amerika’da Taylor Swift ve Beyonce fırtınası esiyor.
Fransa’da bütün dergilerde üç kadından oluşan “Les Soignants’ı” okuyor dinliyorum.
Onlara da biraz ABBA tarzı hakim.
Ama hepsinin özelliği 21’inci Yüzyılın üçüncü 10 yılında tekrar kökenlerine dönmek.
Beyonce’nin banjo ile başlayan country şarkısı neyi haber veriyor?
Taylor Swift zaten Amerikan Country müziğinden gelmişti.
Şu sıralar bütün dünya listelerinde tepelere tırmanan şarkısı “Texas Hold’em” banjo ile başlayan bayağı “Derin country” tarzına monte edilmiş bir Beyonce şarkısı.
New York Times gazetesi dün The Last Diner Party grubunu anlattığı yazısını şu cümleyle bitiriyor:
“The Last Diner Party dünyanın en önemli yeni grubunu olmaya doğru gidiyor…”
Erkek egemen hip hopun sonuna doğru gidiyoruz
Ben de buna şunu ekleyebilirim:
Müzikte erkek egemen Hip Hop artık geriliyor. Yerine ciddi bir kadın devrimi geliyor…
Ey erkek, her gördüğün korseyi iştahını kabartan bir fetiş gibi görme…
Bir Truva atı o…