Geçen hafta Fatih Altaylı'yı cezaevinde ziyaret ettim. Gözlerim yaşlı ayrıldım Silivri Cezaevinden. Dün Fatih'e verilen hapis cezasını duyunca da döndüm ChatGPT'ye "Adalet ne demek" diye sordum. Bakın yapay zeka bana ne cevaplar verdi?

Tam bir hafta önce…

Geçen Perşembe Silivri’de Fatih Altaylı’yı ziyarete gittim.

Tutuklular kısmına geçmeden önce ziyaretçi kimliği aldığınız ve göz tanıma kaydı yaptırdığınız bir bölüm var.

Orada “Görüşmeci” kartımı beklerken salonda bir süre bekledim.

Benim dışımda bekleyen bazı kadınlar vardı.

O ziyarette bana en çok dokunan şey

Oturduğumuz yerin hemen arkasında bir şey dikkatimi çekti.

Rengarenk bir çocuk kaydırağıydı bu.

Salonun griliği içinde cıvı cıvıl parlıyordu.

O ziyarette bana en çok dokunan şey işte bu oldu..

Demek ki Silivri’deki yatanları görmeye gelenler arasında çocukları, torunları olanlar vardı.

Beklerken eğlensin diye konmuştu buraya.

Kim düşündüyse çok insani bir dokunuş gibi göründü gözüme…

İçimden çok teşekkür ettim ona.

Ama hayatımda ilk defa bir çocuk oyuncağı bana çok hüzün verdi.

Cezaevindeki kaydırak bu değil elbette. İçeride resim çekmeye izin yok. O yüzden yukarıdaki resim temsili.

 

İkinci ziyarette gördüğüm Fatih

Fatih’i ikinci defa ziyarete gidiyordum.

İyi de görmüştüm.

İlkinde çok kilo vermişti.

Bu defa almış.

Üzerinde bir ceketle geldi. İlk ziyaretimden daha iyi görünüyordu.

Otuzüç yıl geriye gittim.

Sabah evimden Hürriyet’e giderken, ilk özel radyoların ilk günlerinde Best FM’de yaptığı konuşmaları hatırladım.

Dar alanda yürürken kaymış ve düşmüş.

Elini incitmiş.

Aortundaki genişleme kontrol altındaymış.

Hala Formula 1’in Türkiye’ye gelmesini inceliyordu

“Biraz önce kantinden alışveriş yapıp döndüm” dedi.

Salata yapıp yemeğe devam ediyormuş.

Yine Formula 1’in Türkiye’ye gelmesini konuştuk.

Yine siyaset konuşmadık.

Ben yine “Cezaevine girdikten sonra yaptığı yorumların dilini ve içeriğini ne kadar iyi ve etkileyici bulduğumu, üslubundaki yumuşaklığı ne kadar sevdiğimi” söyledim.

Hüseyin Kocabıyık’ı da ziyaret etmek istedim ama…

Umutluydu.

Çünkü kendisinden önce aynı maddeden yargılananların biri dışında hepsinin berat ettiğini öğrenmişti.

“İnşallah gelecek hafta akşam birlikte kutlarız özgürlüğünü” dedim.

Haftada bir buluşup sohbet etmeye karar verdik.

Aynı gün dostum Hüseyin Kocabıyık’ı da ziyaret etmek istemiştim.

“O aynı yerde değil” dediler. 

Göremedim.

Orada daha görmek istediğim onlarca insan vardı.

“Herhalde her aydının Silivri’de bir yakını vardır” diye düşündüm.

Ben Fatih’i beklerken yan tarafta Tayfun Kahraman eşi ile görüşüyordu

Ben Fatih’i beklerken yan tarafta Tayfun Kahraman eşiyle görüşüyordu.

O da Anayasa Mahkemesi kararına rağmen tahliye edilmeyenlerden biri.

Ona da merhaba dedim.

Eşi ve çocuğu ile çekilmiş bir fotoğrafı geldi gözümün önüne.

Aklıma, girerken gördüğüm o çocuk kaydırağı geldi…

“O kaydıraklar bu mahzun çocuklar için herhalde” diye düşündüm.

Ayrılırken ağlıyordum.

İçimde bir sıkıntı vardı.

Meğer içimdeki sıkıntı dünkü şok edici kararın altıncı hissiymiş

Meğer ağır, çok ağır, insanı çok sarsacak kadar ağır bir kararın altıncı hissiymiş bu sıkıntı.

Fatih dün de tahliye edilmedi.

İçinde hiç bir tehdit unsuru olmayan, asla öyle yorumlanamayacak bir cümle yüzünden 4 yıl 2 ay hapise mahkum edildi.

Adalet değil siyaset karar verdi.

Bir insanın hayatından alınacak 4 yıl…

Oysa bir gün bile yatmaması gerekiyordu.

Ama aynı binalarda hiçbir nedeni olmadan müebbetlere mahkum düşünce suçlulularının bulunduğunu da biliyordum.

Belli ki, sıkıntım onların verdiği bir duygunun bendeki kollektif yara izleriydi.

Dün karar geldikten sonra ChatGPT’ye şunu yazdım

Dün Fatih Altaylı ile ilgili karar geldikten sonra ChatGPT’ye tek cümlelik bir mesaj yazdım:

“Bana  ‘Adalet’ nedir anlat..”

Kendisi anlatmadı, anlatanları anlattı.

İşte şunlar geldi önüme…

Sizlerle de, bu kararı verenlerle de paylaşmak istiyorum.   

Adalet insan ruhunun ışığıdır

(*) “Adalet, bir toplumun temel direğidir.” (Cicero) 

(*) “Adaletin olmadığı yerde barış olmaz.”  (Aristoteles)

(*) “Adalet, erdemin en yüksek ifadesidir.”  (Plato)

(*) “Gerçek adalet, eşit muamele görmek değil, hak sahibine hakkını vermektir.” (Seneca)

(*) “Adalet, sevgi ve merhametle uygulanmalıdır.” (Mahatma Gandhi)

(*) “Adalet, insan ruhunun ışığıdır.” (Voltaire) 

Adalet güçlü olanın değil haklı olanın yanında durmaktır

(*) “Adalet, her zaman güçlü olanın değil, haklının yanında durmayı gerektirir.” (Abraham Lincoln) 

(*) “Adalet, yalnızca cezalandırmak değil, doğru olanı korumaktır.”  (Plutarkhos)  

(*) “Adalet, toplumu bir arada tutan görünmez bir bağdır.” (Edmund Burke) 

(*) “Adalet, herkes için eşit olmalıdır; aksi halde hiçbir şeyin değeri yoktur.” (Eleanor Roosevelt) 

(*)  “Adalet, haklının yanında durmaktır, güçlü olanın değil.” 

Nelson Mandela yattığı hapishaneden demişti ki…

(*) “Adalet, en güçlü toplumlarda bile cesur olmayı gerektirir.” (Nelson Mandela) 

(*) “Adalet, bir toplumu haklı yapan temel değerlerden biridir.” (John F. Kennedy)

(*) “Adalet, özgürlüğün temel taşıdır.”  (Thomas Jefferson)

(*) “Adaletin olmadığı yerde insanlık susturulmuş demektir.” (Malala Yousafzai)

(*) “Hukuk, adaleti sağlamak için vardır; adalet hukuku şekillendirmelidir.” (Benjamin Franklin) 

Adalet insan olmanın en büyük erdemidir

(*) “Bir toplumun gerçek zenginliği, adaleti ile ölçülür.” (Marcus Aurelius)

(*) “Adalet, her zaman doğru olanın yanında durmaktır, popüler olanın değil.” (Platon) 

(*) “Adalet için mücadele etmek, insan olmanın en büyük erdemidir.” – (Albert Camus) 

(*) “Adalet, vicdanın sükunet bulduğu noktadır.” (John Locke)

Adaletin olmadığı yerde hukuk kelimesinin anlamı yoktur

(*) “Adaletin olmadığı yerde özgürlük eksiktir.” (Simone de Beauvoir)

(*) “Adalet, toplumun vicdanıdır.” (Karl Marx)

(*) “Adaletin olmadığı bir hukuk, bir anlam ifade etmez.” (Montesquieu) 

(*) “Adalet, insani değerleri yaşatan en önemli erdemdir.” (Albert Schweitzer)

Adalet zulme karşı durabilmektir

(*)  “Adalet, zulme karşı durabilmektir.” 

(*) “Adalet, vicdanın hakikatiyle birleştiğinde güç kazanır.” 

(*) “Adalet, küçüklerin ve zayıfların yanında durmaktır.” 

Ve son bir cümle:

(*) “Adalet, insan olmanın sorumluluğudur.” 

Ne diyordu bir zamanlar AKP’nin kurucu babaları

Ne diyordu bir zamanlar AKP’nin eskileri, kurucu babaları?

“Gücün adaleti değil, adaletin gücü…”

Merak ediyorum. 

O gün bunları söyleyenler, Fatih Altaylı hakkında alınan bu karardan sonra bugün ne düşünüyorlar?

Bu karar Adaletin gücü müdür

Yoksa Güc’ün adaleti mi…

O çocuk kaydırağı hayatımın sonuna kadar gözümün önünden gitmeyecek

En iyisi  kimse bir şey söylemesin.

Bugünlerde bir şey, herhangi bir şey söylemek çok tehlikeli.

Tevekkül…

İhtiyacımız olan şey bu.

Bugünün cevaplarını yarına bırakalım.

Nasılsa bugün annelerini, babalarını, dedelerini, anneannelerini, babaannelerini ziyarete giderken o rengarenk kaydırakta kayan çocuklar, bir gün bu soruların cevabını verecek.

Ve o kaydırak hayatımın sonuna kadar gitmeyecek gözümün önünden…