Dün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den Fatih Altaylı’ya kadar birçok siyasetçi ve yazar parmağını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e uzatmış soruyordu.
Şimdi bunu yatırımcıya nasıl anlatacaksın?
Düşünüyorum, “Acaba o kadar zor mu?”
ABD Başkanı Trump oyunun kurallarını tamamen değiştirdi.
Demokrasi, insan hakları hepsi geri plana çekildi.
Ama bir alan var ki…
İşte orası hala yatırımcı için önemli ve ayakta duruyor:
Adalet ve Yargı…
O nedenle haklılar…
Ancak Şimşek dört gündür tek kelime etmedi.
Onların bıraktığı yerden ben devam edeyim öyleyse…
Şimşek neden suskun…
Aklıma üç şık geliyor…
Ama ben de önceki geceye döneyim önce…
Şimşek açısından düşünülmesi gereken nedir?
Tam bir Blow Up filmi fotoğrafı
Önceki gün TÜSİAD’ın en üst düzey iki yöneticisinin polislerin kolunda götürülürken çektirilmiş fotoğraflarına bakıyorum.
25 yıl önce böyle bir fotoğraf önüme geldiğinde lupla bakar ayrıntı yakalamaya çalışırdım.
Şimdi iki parmağımla cep telefonumun ekranında görüntüyü büyütmem yetiyor.
Muazzam bir “Blow Up” filminde yaşıyor gibiyim.
Çektiğimiz fotoğrafları evde banyo edip agrandize etmemize gerek yok.
İki parmak hareketi her şeyi görmemize yetiyor.
Sadece bana değil, başkalarına da yetiyor…
O fotoğrafa bakarken Mehmet Şimşek aklıma geldi
Dün bu fotoğraflara bakarken benim de aklıma Mehmet Şimşek geldi.
Enflasyonu düşürmek, kaçmış yatırımcıyı geri getirmeye ikna etmek için insanüstü gayret sarf ediyor.
Bu olayın başından beri derin bir sessizlik içinde.
Adalet Bakanı üç kere konuştu.
TÜSİAD üyelerini “yargıyı etkilemekle” suçladı.
Konuştuğum hukukçular asıl onun bu çıkışlarının yargıyı etkileyebileceğini söylüyordu.
Bu sessizliğin nedeni şu üç şıktan hangisi
Mehmet Şimşek ise tam bir sessizliğe gömülmüştü…
O sessizliği okumaya çalıştım.
(*) Bu sükut olup biteni önemsememekten mi kaynaklanıyor?
(*) Yoksa fikrini söylemeye çekiniyor mu? Hadi hepimizin aramızda konuştuğumuz dille sorayım: Korkuyor mu?
(*) Yoksa “Bu benim meselem değil, ben detaya değil büyük fotoğrafa bakayım” mı diyor.
Eğer son şıkkı düşünüyorsa ona söyleyeceğim şu olacak
Zaten mesele orada…
Bu tam da onun işi değil mi…
Konu ülkenin en büyük işveren kuruluşunun tepesindeki iki iş insanı…
Yani yabancı yatırımcılarla en çok konuşan insanlar.
Yaptıkları eleştiri nedeniyle haklarında soruşturma açılıyor, evlerinden polisle alınıp ifadeye götürülüyor.
Mehmet Bey, Baronnes Martha-Lane Fox’un böyle bir fotoğrafını hiç gördünüz mü?
Mehmet Şimşek yıllarca demokrasinin beşiği sayılan bir ülkede, İngiltere’de yaşadı, çalıştı.
Orada hiç böyle bir şeyle karşılaştı mı…
Mesela İngiltere Ticaret Odası’nın seçilmiş başkanı Baronnes Martha-Lane Fox’un böyle bir fotoğrafını görebilir miyiz?
Görebiliriz…
Dolandırıcılık, yolsuzluk, vergi kaçakçılığı yapmışsa…
Ama iktidarın uygulamalarını eleştirdiği için değil.
Şimşek gelecek sorular için şimdiden ikna edici cevaplar bulmalı
Şunu gerçekten merak ediyorum.
Acaba bundan sonraki ilk Londra veya dış ülke seyahatinde kendisine sorulabilecek sorulara karşı bir cevap senaryosu hazırladı mı…
Kafasında bir gazetecinin, bir televizyon programcısının soracağı sorularla ilgili bir tahmin listesi var mı….
Bunun provasını yaptı mı…
Bakanlığı önce neden reddetti, sonra neden kabullendi
Tabii aklıma yakın geçmişten başka bazı sahneler de geliyor.
Şimşek’e bugünkü bakanlık görevinin önerildiği günleri hatırlıyorum.
Bu görevi uzun süre kabul etmemişti.
O günlerde yakın çevresinden gelen haberlerde “Şimşek’in hukuk sistemi, yargı, insan hakları” gibi konularda bazı sorularının olduğu iddia ediliyordu.
Acaba görev kabul sırasında bunlar hiç dile getirilmedi mi…
Kendisine bazı sözler verilmedi mi…
Ömer Aras Katar bankasının yönetim kurulu başkanı
İfadeye çağrılan ve iki polisin kolunda görüntüleri yayınlanan iş insanları öyle sıradan kişiler değil.
Bir kere Şimşek ikisini de çok yakından tanıyor.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın hayat hikayesini okuduk. Elazığ’da köylü bir ailenin çocuğu.
Ya Ömer Aras?
“QNB” Bankasının Yönetim Kurulu Başkanı.
QNB kimlerin ve kimin bankası
QNB kimin?
Türkiye’nin en önemli finansal partnerlerinden biri olan Katar’ın yatırım otoritesi.
Mehmet Şimşek’in en çok görüştüğü insanların ülkesi.
Böyle bir bankanın müdürü polisler tarafından alınıp götürüldüğünde hiçbir etkisi olmaz mı diyorsunuz.
Demirel elleri kelepçeli iş insanları görünce ne yaptı
Aklıma gelen ikinci konu ise şu…
2000’li yılların başındaki ekonomik kriz sırasında bir gün Cumhurbaşkanı Demirel beni aradı.
O günlerde jandarma baskınları, polis baskınları ile bazı iş insanları gözaltına alınıyor ve elleri kelepçeli götürülürken özellikle gazetecilere haber verilip fotoğrafları çektiriliyordu.
Biz de yayınlıyorduk o fotoğrafları.
Demirel bana şunu söyledi:
“Bu insanların böyle kelepçeli götürülmesi çok yanlış. Henüz haklarında suçlama bile yok. İşleri, güçleri, evleri belli insanlar. Sonra serbest bırakılacaklar ama bu fotoğraflar ömürleri boyunca onları takip edecek.”
Yarın bu fotoğraflar yapay zekaya sorulunca ne cevap gelecek
Peki dünkü fotoğraflar?
Bence onlar utanılacak kareler değil.
Çocukları ve başkaları yarın Yapay Zeka’ya sorduğunda alacakları cevaplar şimdiden belli.
Çok büyük ihtimalle “İktidarın ekonomik, sosyal ve dış politika uygulamalarını eleştirdikleri için polis marifetiyle ifade vermeye götürüldü” gibi bir cevap çıkacak.
Ne bugün ne yarın, utanır mısınız böyle bir şeyden…
Tam aksine, büyük bir ihtimalle ileriki yıllarda gurur hanesine yazılacak bu iki iş insanının.
Aynı yapay zekaya bugünün yargısı sorulduğunda alınacak cevap
Ya yargı için?
Yapay zeka yarın nasıl bir cevap verecek…
Ben bir şey demiyorum…
Cevabını siz verin.
Ama dikkat cevabı içinizden verin.
Savcı ve hakimleri kim itibarsızlaştırabilir?
Yargı ve adaletine güvenilmeyen bir ülkeye yabancı yatırım gelmez.
Adalet Bakanının ağzından sık sık “hakim ve savcıları itibarsızlaştırma” suçlamalarını işitiyoruz.
Yaşadığımız yıllar bize şunu öğretti.
Hakim ve savcıları sadece kendi uygulamalarıyla kendileri itibarsızlaştırabilir.
Sonunda kaybeden de ülkenin tamamı olur.
Londra’da görünmez adam olup bir köşede oturmayı çok isterdim
Tekrar Hazine ve Maliye Bakanına dönüyorum.
Ne diyecek Mehmet Şimşek Londra’da yabancı yatırımcılara?
Ülke üretiminin yarısını, ihracatının yüzde 70’ini sağlayan şirketlerin meslek birliği olan TÜSİAD’ın en üst düzey iki yetkilisi hakkında sırf eleştirileri nedeniyle soruşturma açılıp, evlerinden polisle alınıp ifadeye götürülmeleri, yurt dışına çıkış yasağı konması için…
Gazeteci olarak Londra’da olup o salonun bir köşesinde görünmez adam olarak Mehmet Şimşek’in neler diyeceğini dinlemeyi çok isterdim.
Umarım ikna edici bir senaryo hazırlamıştır.
Yoksa bu iki iş insanının polisin kolunda yürürken çekilen fotoğrafı Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünen yatırımcıların “Risk analizleri dosyasına girebilir.”
Dedim ya, o fotoğrafın ayrıntıları ekran üzerindeki iki parmağın hareketine bağlı.
Aynı yatırım için atılan imza gibi.
