15 Ocak 2024…

ABD’nin San Diego şehrindeyim.

California’nın en güzel şehirlerinden biri…

Okyanus kenarındaki limana yanlamasına bir uçak gemisi bağlanmış.

Burası Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin en büyük üslerinden biri.

Bu uçak gemisi müze haline getirilmiş.

Gözlerim uçak gemisinde ama kalbim rıhtımdaki bu heykelde

Rıhtımdan bu devasa gemiyi seyrediyorum.

Kalabalık bir ziyaretçi grubu…

İnsanlar karınca gibi geminin her yerinden çıkıyor.

Bir an hayali bir Babil Kulesi geliyor gözümün önüne…

Gözlerim gemide ama aklım ve kalbim hemen dibine oturduğum dev bir heykelde.

Amerikalı bir bahriyeli bir kadına sarılmış, öpüyor onu.

Dünyada ne olup bittiği ile biraz ilgilenen herkes bu heykeli gördüğü an tanır.

Çünkü insanlık hafızasına yerleşmiş bir ikonadır…

Nedir bu heykel? Neyi anlatır?

14 Ağustos 1945 günü çekilen bir fotoğraf

 

Bu heykel insanlık hafızasına kazınmış bir fotoğraftan yapıldı.

Fotoğrafın İngilizce adı “V-J Day in Times Square…”

Yani “Times Meydanı’nda Japonya’da zafer günü…”

Fotoğrafı çeken kişi Alfred Eisenstaedt adlı bir fotoğrafçı.

Tam tarihi ile 14 Ağustos 1945 günü New York şehrinin Times Meydanı’nda çekildi.

Yani İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’nın teslim olduğu gün.

Savaşın bitişi kutlanıyor…

Fotoğrafta bir Amerikan deniz erinin tanımadığı bir kadına sarılıp öpüşünü görüyoruz.

Fotoğraf Life dergisinde yayınlanınca sembol oldu

Bu fotoğraf “Life” dergisinde yayınlanınca bir anda bütün dünyada savaşın bitişinin sembolü haline geldi.

1945-2024…

Yani tam 79 yıldır bu fotoğraf barışın kutlanışının ikonik sembolü olarak bütün dünyada bilindi ve milyonlarca defa kullanıldı.

Sonunda Amerikan Deniz Kuvvetleri de bunu bir heykel haline getirterek işte o rıhtıma koydu.

Böylece San Diego’nun da en önemli sembollerinden biri haline geldi. 

 

Yapan heykeltraş: Başka bir fotoğraftan aldım

Heykel Seward Johnson adlı bir sanatçı tarafından yapıldı.

Önce Florida’da Saratoga şehrine kondu, sonra San Diego’ya taşındı.

Ancak bunu Victor Johansen adlı bir başka fotoğrafçının çektiği kareden aldığını söyledi.

O fotoğrafın telif hakkı olmadığı için böyle söylediğini tahmin ediyorum.

Ama gören herkes bunun Times Square fotoğrafı olduğunu anlıyor veya öyle görüyor.

Geçen ay Amerikan Gaziler Dairesi’nin memorandumu

Şimdi sizi 1945’ten alıp 29 Şubat 2024 gününe getiriyorum.

O gün Amerika Birleşik Devletleri Gaziler Dairesi bakanlık bünyesindeki bütün birimlere bir “memorandum” gönderdi.

Nedense bu memorandum pek dikkati çekmedi.

Oysa yazının başlığı hiç gözden kaçacak gibi değildi:

“Times Square Zafer Günü fotoğraflarının kaldırılması…”

 

Gaziler Dairesi: Bu öyle masum bir kucaklama değil

Yazıda fotoğrafın yıllarca barış gününü ve barışın getirdiği mutluluğu anlatmak için kullanıldığı belirtildikten sonra şöyle devam ediyordu:

“Ancak son zamanlarda burada deniz erinin kadını kucaklamasında kadının rızasıyla olmadığı, dolayısıyla bunun tacize girdiği ileri sürülmektedir.”

Dolayısıyla bakanlık şu kararları almış:

(*) “Bu fotoğrafın bakanlığa ait bütün birimlerden kaldırılması;

(*) “Bakanlık içi ve dışı yazışmalarda bu fotoğrafın kullanılmaması ve bu fotoğrafa atıf yapılmaması..”

Bernini’nin heykelindeki tecavüze mi benziyor?

Bazıları daha da ileri giderek fotoğraftaki hareketi Bernini’nin ünlü “Perespone’ye Tecavüz” heykeline benzetiyordu.

Böylece 79 yıl boyunca barışın sembolü olmuş bir fotoğraf bir anda taciz sembolü haline geldi.

MeToo hareketi bir ikonayı daha kırmıştı.

Şimdi gözler Amerikan Savunma Bakanlığı ve New York, New Jersey, Hamilton, Fransa’da Normandiya ve Havai’deki Pearl Harbour yönetimlerinde…

Bakalım onlar ne yapacak…

Onu da anlatayım.

 

Heykelin ilk adı neden değiştirildi?

San Diego şehrinde önünde fotoğraf çektirdiğim bu heykelin ilk adı “Unconditional Surrender”dı…

Yani “Koşulsuz Teslim…”

Japonya’nın koşulsuz teslim bayrağı çekmesine gönderme yapıyordu.

Ne var ki bu kelime özellikle “MeToo” hareketinden sonra kadınlar tarafından “Gönülsüz” bir hareket olarak, yani taciz olarak değerlendirilmeye başlanınca heykelin adı değiştirildi ve “Embracing Peace” dendi. 

Yani “Barışı Kucaklama..”  

Fotoğrafı çeken ve fotoğrafta görülenler artık hayatta değil

Fotoğraftaki denizci ve kadın kimdi?

Birçok kişi onların kendisi olduğunu iddia etti.

Ama kim oldukları kesinlikle belirlenemedi.

Bugün, fotoğrafı çeken, fotoğrafta görülen deniz eri ve kadın olduğu iddia edilenlerin pek çoğu artık hayatta değil.

Bilinen bir şey ise bugüne kadar hiçbir kadının çıkıp “O kadın bendim ve tacize uğradım” demediği.

Aynı heykel beş ayrı şehire daha kondu

Şimdi başka kadınlar ve erkekler çıkıp “Bu bir taciz” diyor ve “Zafer Mutluluğu” fotoğrafına karşı ilk zaferlerini de ABD Gaziler Dairesinde kazandılar.

Heykel o kadar popüler oldu ki, daha sonra birer replikası New York (geçici olarak), New Jersey, Hamilton bölgelerine, Havai’deki Pearl Harbour limanına ve Fransa’da Normandiya’da bir yere kondu.

Bakalım MeToo’cular yeni adıyla bu “Barışı kucaklama” heykellerini de bir bir yıkabilecekler mi?

Yoksa değiştirildikten sonra verilen yeni ismi onu kurtaracak mı?

Not: Ertuğrul Özkök’ün bu yazısı ilk olarak ANN Türkiye’de yayınlanmıştır.