Bu yıl Michelin Türkiye'nin en büyük sürprizi Bafa Gölünün kıyısında, Kapıkırı köyündeki 38 yıllık Agora Pansiyon'un yeşil yıldız almasıydı. Bir karı kocanın işlettiği pansiyonda kalan herkes çok memnun olmuş. Peki pansiyonun sırrı neydi?

Bu yıl Michelin yıldızları  listesinde beni mutlu eden iki isim vardı.

İkisi de sıra dışı insanların yarattığı mekanlardı.

Önce gerçek bir köylü kadının başarısından başlayacağım.

Milas’ın adını bile hiç duymadığım bir köyünden adını bile duymadığım pansiyoncu bir kadının hikayesi bu.

Adı Agora Pansiyon…

Üstelik bir değil iki dalda dünyaca ünlü Michelin listesine girdi.

Törende en ön sıradan gördüklerim hissettiklerim

2025 Michelin yıldızları önceki akşam Four Seasons Bosphorus otelinin salonlarında açıklandı.

Töreni  en ön sıradan dikkatle izledim.

Ödül alanları dün sosyal medyada ve 10Haber’de okudunuz tahmin ediyorum.

Ben de size bugün gözlemlerimi ve salonun havasını anlatayım.

Bu yıl benim için en güzel sonuç Milas’ta bir köylü bir kadının açtığı Agora Pansiyon’un restoranının iki ayrı dalda Michelin listesine girmesi oldu.

Bafa Gölünün kenarından kaç kere geçtim, fark etmemişim

Bafa Gölü benim solcu gençlik yıllarımın efsane köylü direnişlerinin adıdır.

O gölün kenarından  ne zaman geçsem aklıma hep 60’lı yıllarda gölün devletleştirilmesi mücadelesini veren köylüler gelir. Bir de İsviçre’nin, Kuzey İtalya’nın gölleri gelir.

Meğer o gölün kenarında Agora  Pansiyon isimli bir mekan varmış.

Kapıkırı köyünde tam anlamıyla bir köy pansiyonu.

İşte önceki akşam o pansiyonunun restoranı bir yeşil yıldız aldı.

Ayrıca “Bib Gourman” denen kategorisinde de Michelin  listesine girdi.

Anlayacağınız resmen bir köy pansiyonu Türkiye Michelin rehberine iki ayrı dalda girmeyi başardı.

Ziyaretçi yorumlarına baktım, hemen hepsi mükemmel notu vermiş

Ödül almaya gelen Özgün Serçin’i dikkatle izledim.

Kendi halinde tipik bir Milas kadını…

Girip turizm bilgisi veren internet sitelerine baktım.

Hemen hepsinde misafir yorumları 8.5 puanın üzerinde.

Bazıları “Olağanüstü” diye nitelenen seviyede.

Demek ki müthiş bir “ Müşteri tatmini” sağlamış.

Kısa konuşması da tıpkı kendisi gibi son derece mütevazı…

Öyle hesaplı, planlanmış  bir tevazu değil.

Doğal, organik bir tevazu bu…

Mukadderat filminin kahramanı Sultan’ı hatırladım

Onu seyrederken  geçenlerde izlediğim “Mukadderat” filminin kahramanı Sultan geldi  gözümün önüne.

Hikayeleri aynı değil ama başarıları aynı.

Dün arayıp hem kutladım hem de biraz sohbet ettim.

Burayı 38 yıl önce eşi Orhan Serçin’le birlikte kurmuşlar.

Bütün aile birlikte çalışıyorlarmış.

Yaptıkları yemeklerin bütün sebzelerini bahçelerinden alıyorlarmış.

O gün ebegümeci varsa onu pişiriyoruz

Orhan Serçin “O mevsimde ebegümeci mi var onu pişiriyoruz” diyor.

Tabii bu başarıya bir başka gözle de baktım.

Son yıllarda hayatın her alanındaki başarı konusunda en çok sözü edilen  ölçü “sürdürülebilirlik” oldu.

Düşünün 38 yıldan beri bu pansiyonu hem de gözlerden uzak bir köyün kenarında sürdüren bir aile bu.

Orhan Serçin “Müşterinin gelmediği Covid zamanlarında bile mutfağı kapatmadık” diyor.

İlk fırsatta Tansu’yla gideceğiz.

Beş masalık mekandan gelen Michelin yıldızı

Önceki gece benim için en büyük ikinci başarı hikayesi Urla’nın bu yıl bir Michelin  yıldızı daha alması oldu.

Böylece Urla şu an için Türkiye’nin en bilinen gastronomi güzergahı haline geldi.

Daha da sevindiğim dördüncü Michelin yıldızını “Narımor” restoranın  alması oldu.

Burası Urla ilçesinin en kenar mahallesinde Narımor  Otelinin kenarında  beş masalık bir restoran.

İlk defa iki yıl önce gitmiştim.

Benim gözümde tadım menüsü artık yorgun düştüğüm bir kavram.

Ama Narımor bu tür aşçılığa  çok farklı ve yeni boyut vermiş bir şefin mekanı.

Burnt Sienna renginde bir Toscana mekanı

Restoranın bulunduğu yere girdiğiniz andan itibaren kendinizi bir mikro İtalya atmosferinde  buluyorsunuz.

Renk tam anlamıyla “Burnt Sienna” denen renk.

Yani Sienna yanığı…

Beş masalık çok küçük bir restoran burası.

Dedesi Nazi zulmünden Türkiye’ye sığınmış bir Alman solcusu

Şefi Attila Heilbron.

Dedesi Nazi döneminde  kaçıp Türkiye’ye sığınan bir Alman sosyalistiymiş.

Burada bir Türk kadınıyla evlenmiş ve çocukları olmuş.

Atilla Heilbron işte o Alman’ın torunu. Almanya’da doğup büyümüş.

Sonra gelip Urla’da bu otelin restoranının  şefi olmuş.

Michelin müfettişlerinin yazdığı çok özel not

İçine kapanık bir genç adam.

Zaten Michelin ödülünü alırken de sadece iki kere üst üste “Teşekkür ederim” dedi, o kadar.

Urla artık bir gastronomi destinasyonu, ama sırf Narımor için de.

Nitekim Michelin müfettişleri de raporlarına şu ifadeyi yazmışlar:

“Mutlaka tecrübe edilmesi gereken bir deneyim.”

Bana göre bu ifade Narımor’a şimdiden ikinci bir yıldız yolunu da açabilir.

Arkasında büyük sermaye olmayan böyle küçük şef restoranlarını çok seviyorum..

Urla’da ilk bağ restoranı da Michelin listesine girdi

Bu arada Urla’nın üç restoranı Od Urla, Teruar ve Vino Locale geçen yıl aldığı Michelin yıldızlarını korumaya devam etti.

Ayrıca bir bağ restoranı olan Hus Şarapçılık’ın tavsiye listesine girmesini de bu bölgenin “Bağ Yolu kavramı açısından çok önemsedim.

Tabii Urla’nın bir özelliği de Od Urla’nın şefi Osman Gezener’in biri Urla, öteki Bodrum’da iki restoranıyla Michelin yıldızı alması oldu.

Ayrıca onun somelier’si Yunus Öztürk de yılın somelier’si ödülünü  aldı.

Elton John’un gittiği, Ömer Koç’un, 8 kedi 4 köpekli şefin restoranı iki dalda listede

Bu yıl İstanbul’da en çok konuşulan restoranlardan biri Ömer Koç’un kurduğu “Telezzüz” oldu.

Elton John sırf bu restoran için geçenlerde İstanbul’a gelmişti.

Telezzüz bir yeşil yıldız aldı, ayrıca tavsiye listesine girdi.

Restoranın genç şefi Bahtiyar Büyükduman aslında bir arkeolog.

“Ben hayata toprağı kazarak başladım, sonra ekerek devam ettim, sonra ektiğimi topladım, şimdi de topladığımı pişirerek devam ediyorum” dedi.

Ayrıca şu cümle ile de büyük almış  aldı:

“Sekiz kedim dört köpeğim ile mutlu bir hayat sürüyorum.”

Sekiz kedi ve bir köpekle yaşayan ben de bu cümleyi çok sevdim tabi…

Caddede herkesin konuştuğu restoran tavsiye listesine girdi

Son zamanlarda kime rastlasam bana Bağdat Caddesi’ndeki “Nazende’nin” yemeklerini  övüyor.

Üstelik önem verdiğim yemek yazarlarının  da dilinden düşmüyor.

Ben de bir kere gitmiştim.

İşte o Nazende de önceki akşam  Michelin tavsiye listesine girdi.

Türkiye yeşil yıldızda rekora koşuyor

Michelin ekibi giderek “Yeşil yıldıza” daha önem verir hale geldi.

Çevre dostu, yemek pişirdiği ürünleri çevreden alan, mekanda çevre koşullarına  önem veren restoranlar da yeşil yıldızla ödüllendiriliyor.

Geçen yıl 6 yeşil yıldız vardı.  Bu yıl 4 tane daha  ekmendi ve Türkiye’nin yeşil yıldızlı restoran sayısı 10’a yükseldi.

Nitekim Michelin Dış İlişkiler Direktörü Elisabeth Boucher-Anselin de konuşmasında  buna özellikle dikkati çekti.

Karadeniz kıyısının ilk Michelin yıldızı Casa Lavanda’ya

Bu yılın ikinci yeni Michelin  yıldızı Şile sahilinde tam bir kır oteli ve restoranı olan Casa Lavanda’ya verildi.

20 dönüm arazi üzerinde, verdiği  yemeğin malzemesinin yüzde 50’sin kendi arazisinden alan bir restoran burası.

İstanbul’da özellikle 30-40 yaş grubunun sevdiği bir mekan burası.

Bir aile işletmesi.

Hem yeşil yıldız aldı hem de Michelin yıldızı.

En önemsediğim dallardan ‘Big Gourmand’ için 9 yeni ödül

Özellikle gurmelerin ve gezginlerin önemsediği ödül belki de bu.

Çünkü bir restoranda aldığınız tadı servisle fiyat arasındaki uyum da etkiliyor.

Yani fiyat/kalite dengesi en iyi restoranlar diyebilirsiniz.

Fiyatlardan şikayetin alabildiğine  arttığı şu günlerde bence 9 yeni restoranın bu ödülü alması iyi haber.

Bunların 4’ü İstanbul, 2’si İzmir, 3’ü de Muğla’da.

Aralarında ocakbaşı, meyhane ve lahmacun gibi günlük yemekleri sunan restoranlar var.

Muğla’da yıldızlar Bodrum dışına da yayıldı

Hoşuma göden sonuçlardan biri de Muğla ilinde Bodrum dışında üç mekanın listeye girmesi oldu.

Milas’taki Agora Pansiyon dışında İstanbul’da Neolokal ile Michelin  yıldızı alan Maksut Aşkar, Marmaris’te “Divia by Maksut Aşkar” ile Fethiye’de de Mori adlı restoranlar rehbere girdi.

Bu arada “Yılın genç şefi ödülünün de Bodrum’a gittiğini ekleyeyim.

Ödül Mezra Yalıkavak’ın genç şefi Serhat Doğramacı’ya gitti.

Müfettişler niye Antalya’ya gitmedi

Törenden önce Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’la sohbet ettik.

Mehmet Arsoy arkeoloji alanında yaptıkları ile çevremde çok insanın taktirini topluyor.

Ayrıca Michelin’in Türkiye’ye gelmesinde en büyük katkıyı o yaptı.

Bir turizmci olduğu için tabii ki Antalya’nın da değerlendirmeye alınmasını istiyor.

Ama Michelin Antalya’yı değerlendirme kapsamına almadı.

Antalya’da rezervasyonla gidilen restoran çok az

Ersoy bunu şöyle açıkladı:

“İyi restoranlar var ama Michelin’in bir şartını karşılamıyor.

Bunların rezervasyonla gidilebilecek restoranlar olması gerekiyor. Oysa Antalya restoranlarının  büyük çoğunluğu otellerin  içinde.”

Gaziantep neden bu yılki değerlendirmeye alınmadı?

Tabii bir de Gaziantep var.

Hemen herkese göre burası gerçek bir gastronomi destinasyonu.

Orada da sorun şu.

Michelin yıldız vermek için o destinasyonun çevresinde geniş bir gastronomi ve hayat tarzının varlığına bakıyor.

Yani sadece o bölgenin mutfağı değil, dünyanın çeşitli  gastronomi tarzlarına açık olması ve bunun etrafında çok çeşitli  bir gastronomi deneyimine imkan tanımasını amaçlıyor.

Gaziantep bu bakımdan henüz Michelin şartlarına  uymuyor.

Bu yılki ödüllerle ilgili gözlemlerim bunlar.

Üç şehirdeki  Michelin ödüllerinin hepsini görebilmeniz için tam listeyi de veriyorum..

2025 Michelin seçkisi tam liste

İSTANBUL

TURK FATİH TUTAK

Araka

Arkestra

Casa Lavanda

Mikla

Neolokal

Nicole

Sankai by Nagaya

Aida – vino e cucina

Ali Ocakbaşı

Araf İstanbul

Cuma

EFENDY

Foxy Nişantaşı

Inari Omakase Kuruçeşme

Karaköy Lokantası

Nazende Cadde

Pandeli

SADE Beş Denizler Mutfağı

Tatbak

Tavacı Recep Usta Bostancı

Tershane

29

1924 İstanbul

Aheste

Aila

Akira Back İstanbul

Alaf

Apartıman Yeniköy

AQUA

AŞEKA

Atölye

Avlu Restaurant

AZUR

Balıkçı Kahraman

Banyan

Beyti

Borsa Restaurant

Calipso Fish

Çok Çok Pera

Çok Çok Thai

Deraliye

Eleos Yeşilköy

Fauna

Gallada

Giritli

Hakkasan İstanbul

Herise İstanbul

Itsumi

Khorasani

Kıyı

Lokanta 1741

Lokanta by Divan

Lokanta Feriye

Lokanta Göktürk

Mürver

Nobu İstanbul

OCAK

Park Fora

ROKA

Ruby

Rumelihisarı İskele

Saku

Şans

Seraf Mahmutbey

Seraf Vadi

Spago

St. Regis Brasserie

Sunset Grill & Bar

Telezzüz

The BARN

The GALLIARD Vadistanbul

The Red Balloon

Tuğra Restaurant

Vogue Restaurant

Yeni Lokanta

Zuma İstanbul

İZMİR

Narımor

OD Urla

Teruar Urla

Vino Locale

Adil Müftüoğlu

Aslında Meyhane

Asma Yaprağı

Ayşa Boşnak Börekçisi

Beğendik Abi

Hiç Lokanta

LA Mahzen

Tavacı Recep Usta

Amavi

Birinci Kordon Balık Restoran

Gula Urla

Hus Şarapçılık

İsabey Bağevi

Kasap Fuat

Kasap Fuat Çeşme

Levan

Ortaya Alaçatı

Ristorante Pizzeria Venedik

Scappi

SOTA ALAÇATI

MUĞLA

Kitchen By Osman Sezener

Maçakızı

Agora Pansiyon

Arka Ristorante Pizzeria

Beynel

İki Sandal

Otantik Ocakbaşı

Bağarası

Barbarossa

Dereköy Lokantası

Divia by Maksut Aşkar

Hakkasan Bodrum

Isola Manzara

Karnas Vineyards

Kısmet Lokantası

Kornél

Kurul Restoran

Loft Elia

Lucca by the Sea

Malva

Mezra Yalıkavak

Mori

Oi Filoi

Orfoz

Orkide Balık

Oro by Alfredo Russo

Sait

Sia Eli

The Red Balloon Yalıkavak

Tuti

Zuma Bodrum