Hayatımda üstsüz mayoyla güneşlenen bir kadını ilk defa 1974 yılında Saint Tropez’de bir plajda gördüm.

27 yaşında bir erkektim ve afallamıştım.

Yanımda benimle aynı yaşta bir sınıf arkadaşım vardı.

O daha da çok afallamış olmalı ki heyecandan ayağını taşa çarptı, ayak baş parmağının tırnağı koptu.

“Topless” kelimesi artık yerleşmişti.

“Monokini” kelimesi yeni yeni işitiliyordu.

Üssüzlüğün tarihi henüz yazılmaya başlamıştı.

Öyle bir yıldı 1974…

Selda’nın hala dinlemeye doyamadığım “O Günler” şarkısını söylediği yıldı.

Monokini ile plajları değiştiren kadın geçen hafta öldü

İşte o üstsüzlük tarihini yazanlardan biri geçen hafta öldü.

Ve dünyanın en büyük gazetelerinde hakkında çok ilginç obituary yazıları yayınlandı.

Çünkü o bir “game changer”dı…

Yani kural değiştirici…

Paradigma kırıcı.

Adı Peggy Moffit’ti…

Bu yıl onun en büyük devriminin 60’ıncı yılıydı.

İşte böyle bir yılda ayrıldı bu dünyadan 14 Ağustos günü… 

Onu O yapan iki devrim: Monokini ve Bob saç tarzı

Çoğunuz belki adını hiç duymadınız.

Ama ona ait iki şey var ki…

O fotoğrafları ne zaman görseniz, “İşte o” dersiniz.

İlk monokini mayo fotoğrafı…

Ve kadın dünyasının en büyük saç devrimlerinden biri olan “Bob tarzı…”

Hani alnın ucuna kadar uzanan kakül ve çene hizasında kesilmiş saç…

Bugün size dönemin müesses nizamının ahlak ve kültür alanındaki en katı kurallarından  birini değiştiren ve tarihe geçen işte bu kadını anlatacağım. 

Rudi Gernreich ve Andy Warhol 60’ları açıyor

İnsanlık tarihinde hiçbir 10 yıl 1960’lar kadar büyük bir zihniyet değişimine yol açamamıştır.

Üstelik bu Sanayi Devrimi veya Dijital Devrim gibi teknolojinin değin, bizzat insan duygu ve düşüncesinin yarattığı bir devrimdi.

1960’lar başladığında modanın dar çevreleri yeni bir insanı tanıdı.

Rudi Gernreich isimli Avusturya kökenli bir Amerikalı tasarımcıydı.

Andy Warhol’un sahneye çıkmaya hazırlandığı yıllardı ve bu avangard tasarımcı New York’un çok dar bir çevresinde tanınıyordu.

Beatles’ın Love Me Do’sundan bir yıl önce podyum devrimi

Onun daha geniş çevrelere tanıtacak olan ilk top modelini 1962 yılında bulacaktı.

Yani Beatles’ın ilk plağı olan Love Me Do’nun çıkışından bir yıl önce…

Bulduğu top mankenin adı Peggy Moffit’di…

İlk bakışta dönemin mankenlik çizgilerine çok tersti.

Ama iyi bir oyunculuk eğitimi vardı.

Gernreich podyumun klasik kurallarını yıkmak istiyordu.

Seyircinin dikkatini elbiseye olduğu kadar, onu giyen insanın yüzüne de çekmekti arzusu…

Dior’ların, Chanel’lerin podyum kurallarına darbe

Aradığı kadın Peggy’di…

Onu ikna etmek için kullandığı argüman çok kuvvetliydi:

“Bu bir oyun, sen de oyuncusun. Podyum bir sahne. Giydiğin her elbise oyunun bir sahnesi…”

Nitekim Peggy yıllar sonra bu cümleleri aynen söyleyecekti.

Gernreich’in tasarımları Chanel’lerin, Dior’ların kanun koyucu olduğu o dönemde varolan her şeye karşıydı.

Japon tiyatrosu ve porselen yüzlü bebekler podyumda

En önemlisi elbiseyi taşıyan mankenin yüzündeki makyajlardı…

Birçok şeyin karışımından oluşan makyaj…

Bir Venedik maskesi, bir Palyaço Pierrot, bir porselen bebek, bir Japon tiyatrosu yüzüydü.

Böylece 1990’ların sonlarında Alexander McQueen’in defile kelimesini moda tarihinden silip yerine Fashion Show, yani moda şovu kelimesini getireceği devrimin de ilk adımı atılmıştı.

Artık sahne Westwood’lar, Galliano’lar, Rifat Özbek’ler ve Alexander McQueen’ler için hazırdı.

Yıl 1964: Podyumun iki ince askılı monokini ile yıkıldığı yıl

Ama asıl büyük devrim 1964 yılında gelecekti.

Gernreich o yıl cüretini iyice arttırmış ve dünyayı altüst edecek bir kadın mayosu tasarlamıştı.

Üstsüz bir mayo…

Altında bugün yine moda olan yüksek bel bir şort ve onu boyuna bağlayan  ince ip kalınlığında iki askı.

Monokini doğmuştu…

Yani üstsüz mayo…

Ve şimdi onu dünyaya gösterme zamanı gelmişti.

Peggy Moffit’in üstsüz mayo için iki şartı

Peggy Moffit’i ikna etmek o kadar kolay olmadı.

Sonunda iki şartla kabul etti.

Bir, sadece bir fotoğraf çekimi için giyecekti. Ve fotoğrafı kocası Bill Claxton çekecekti. 

İki, bu mayoyu kamusal  alanda asla giymeyecekti.

Anti komünistleri ve komünistleri çileden çıkaran monokini

Bu fotoğraf 1964 yılında yayınlandı.

Ve kıyamet koptu.

Birçok gazete ve dergi yayınlamayı reddetti. Bazı ülkelerde yasaklandı.

Sovyetler Birliği’nin İzvestia gazetesi onu “Amerikan emperyalizminin ahlaki değerlere saldırısı” olarak yorumladı. 

Bu tepki Amerikan emperyalizminin cumhuriyetçi anti komünistlerininin de hoşuna gitti.

Peggy Moffin’e ‘Memelerinin ucu yanmıyor mu’ sorusu soruldu

Bu fotoğraf bütün hayatı boyunca onun peşini bırakmadı.

Ona “Sütyenin ne oldu, yandı mı” diye sorduklarında o da bütün pervasızlığıyla, “Benim sütyenim yok ki” diye cevap vermişti. 

Bazı kadınlar bunu özgürlük olarak görmüştü, bazı feministler ise “kadının sömürülmesi…” 

Saniyenin altmışta biri kadar bir şeyi hayatım boyunca konuştum

Sonunda 2012 yılında verdiği bir mülakatta şöyle demişti:

“Saniyenin altmışta biri kadar zamanda çekilmiş bir kare ve hayatımın geri kalan kısmı onun üzerine konuşmakla geçti. Artık o fotoğrafı konuşmaktan yoruldum.”

Neyse ki 14 Ağustos 2024 günü ölümünden sonra gazetelerin başlığındaki haberlerde onu bu üssüz mayo ile değil, “Bop” kelimesi ile gördük.

Yani bir saç tarzı ile…

Onun da hikayesi şöyle…

Bop saç tarzının arkasındaki kuaför

1 Aralık 1967 günü onu Gernreich’le birlikte dönemin en etkili dergisi Time’ın kapağında gördük.

Fotoğraftaki saçlarını 1960’lara damgasını vuran bir kuaför yapmıştı.

Vidal Sassoon…

Bu, 1960’ların “Bop” saç tarzının doğuşuydu.

Moffit topless monokiniden sonra ikinci damgasını 1960’ların saç tarzına vurmuştu.

Bugün hala “an cool” saç tarzlarından biri olarak devam ediyor…

Birlikte devrimleri devam ediyordu. 

Onun monokinili fotoğrafını çeken eşi Claxton, aynı yıl onunla “Basic Black” adlı yedi dakikalık bir film çekecekti.

Bu da dünya tarihine ilk “fashion movie,” yani moda filmi olarak geçecekti.

Antonioni’nin en kült filmi Blow Up’ta oynuyor

Ama geriye baktığında onun en övündüğü şeylerden biri yeni İtalyan sinemasının en büyük devlerinden Antonioni’nin 1967 yılında gösterime çıkan “Blow Up” filmiydi. 

1960’larda yükselen ne varsa bu film onun özetiydi.

David Hemmings gibi büyük bir aktör vardı ve dünya Jane Birkin’i de o filmde tanıyacaktı.

İşte böyle, 1960’lara ruhunu veren insanlardan biriydi Peggy Moffit…

Peki nereden gelmişti? Kimdi bu kadın?

Oyunculuk hocası Pollack, dans hocası Martha Graham

Peggy Moffit 2 Ekim 1937 günü Los Angeles’te doğdu.

Liseyi bitirdikten sonra belki hayatının en iyi ve en şanslı kararını aldı.

New York’ta “Neighborhood Playhouse” adlı oyunculuk okuluna kaydoldu.

Orada onu inanılmaz bir çevre bekliyordu.

Düşünün…

Oyunculuk dersini sonraki yıllarda Hollywood’un  en ünlü yönetmenlerinden biri olacak Sydney Pollack’tan alacaktı.

Yani “Akbabanın Üç Günü”, “Tootsie”, “Out of Africa”, “The Way We Were,” “Şirket,” “Sabrina” gibi dev filmlerin yönetmeninden

Dans dersi hocası ise modern dansın efsanesi Martha Graham’dı.

Steve McQueen’le aynı okuldan mezun

Sınıf arkadaşları da şunlardı:

Suzanne Pleshette ve Robert Duvall…

O okuldan mezun olanlar arasında Steve McQueen, Carol Channing ve Jeff Goldblum gibi Hollywood devleri de vardı. 

Hayatını değiştiren adam Jaguar XK140’la geliyor

Okuldan sonra bir adamla takılmaya başladı. Sıradan, alelade bir adam.

Hayatını değiştiren tesadüf işte o alelade adamın bir arkadaşını tanımasıyla gelecekti. 

Dönemin fark yaratıcı İngiliz arabası Jaguar XK140 araba ile gelmişti.

Takıldığı kişiye “Kim bu adam” diye sorduğunda şu cevabı almıştı:

“Bill Claxton…

Caz albümlerinin kapağında gördüğü bir portre fotoğrafçısıydı.

Merdivenlerden çıkarken adama seslendi:

“Siz William Claxton olmalısınız. Yaptığınız işleri çok beğeniyorum.”

Her şeyi bu cümle başlatmıştı. 

Ölünceye kadar evli kaldılar ve birlikte yaptılar

1959 yılında New York’ta evlendiler.

Evlendiği adamın soyadını aldı ama kendi soyadını da korudu.

Artık Peggy Moffit Claxton’du…

Öleceği güne kadar evli kalacaklardı…

Tam 49 yıllık bir beraberlikti…

Hatıraları silen bir ölümdü onunki

Claxton 2008’de öldü.

Peggy Moffit de geçen hafta 14 Ağustos gecesi ayrıldı bu dünyadan.

Oğlu annesinin ölüm nedenini “demans” olarak açıkladı.

Hatıraları silen bir alınyazısı…

Bazılarımız için  geçmişde kalan ve  silmek istediğimiz çöplük bir maziden kurtulmak için Allahın  nimeti…

Unutmamak, unutturmamak ve rövanşını almak isteyenler için ise kötü bir alınyazısı… 

2023 ve bu yıl ilk top model neslinin yaprak dökümüydü

2023 Top modellerin yaprak dökümü yılı oldu. 

Geçen yıl podyumların ilk neslinin üç oyun değiştirici top modeli arka arkaya öldü.

Ocak ayında süpermodel dönemini açanlardan biri olan Tatjana Patitz öldü.

56 yaşındaydı.

Eylülde topmodeller aleminin ilk sıra dışı, anordotoks güzeli Helen Williams bu dünyadan ayrıldı.

96 yaşındaydı.

Kasım ayında da ırk ayırımcılığı döneminin ilk siyah topmodeli Helen Williams gitti.

87 yaşındaydı.  

Top modeller ve moda tasarımcıları son 60 yılda belki de bizler farkında olmadan büyük dönüşümlerin ilk işaretlerini taşıdı…

Peggy o neslin sonuncularından biriydi…