Bugünlerde İngiltere’nin küçük bir kasabasında büyük bir ‘apostrof’ savaşı yaşanıyor.
Hani şu özel isimlerden sonra eklenen kesme işareti var ya, o işte…
‘Ali’nin’ yazarken kullandığımız kesme işareti mesela.
Her şey North Yorkshire kasabasında yaşayan bir İngilizce öğretmeninin geçenlerde sakin bir yoldan geçerken farkına vardığı bir yol işaretiyle başladı.
İngilizce öğretmeni yazıyı görünce çıldırdı
Burası küçük bir yoldu ve girişinde de “St Marys Walk” yazıyordu.
İngilizce öğretmeni yazıdaki farklılığı daha ilk bakışta gördü.
Mary’s yazısındaki apostrof işareti kaldırılmıştı.
Bir İngilizce öğretmeni için asla kabullenemeyecek bir durumdu tabii ki.
Öğretmen eksik apostrofu ekletmek için belediyeye başvurduğunda daha vahim bir şeyi öğrendi.
Belediyenin unutkanlığı mı, yoksa bilerek mi yaptılar?
Tabelanın üstündeki basit bir unutkanlık veya yanlışlık değildi.
O küçük kesme işareti kasabanın belediye meclisinin aldığı bir kararla kaldırılmıştı.
Apostrof işareti kasabada bütün tabelalardan kaldırılmıştı.
New York Times gazetesinde bu haberi okurken aklıma üç hafta önce okuduğum benzer başka bir olay geldi.
Kavga Taylor Swift’in albümü ile başladı
Taylor Swift’in yeni albümü “Tortured Poets Department” albümünün kapağında da “Poet’s kelimesindeki apostrof yoktu.
Amerika’nın bütün dilbilgisi muhafızları hemen konuya dalmıştı.
Peki neden kaldırılmıştı bu kesme işareti?
North Yorkshire belediyesinin bir yetkilisi “Vatandaşımızın tarihsel olarak ortaya çıkmış isimlerdeki apostroflar konusundaki hassasiyetlerini anlıyor ve takdir ediyoruz” dedikten sonra kaldırma nedenini şöyle açıklamıştı:
Google navigasyonunda daha kolay bulun diye kaldırdık
“Veri aramalarında, Google ve harita aramalarında kolaylık sağlamak için kaldırdık…”
Özellikle yol bulmaya yarayan navigasyon sistemlerinde karmaşaya yol açmaması ve aranan verinin kolay bulunması için bu yola gidilmişti.
Ama baskı büyük olunca kararı yeniden gözden geçireceklerini söylediler.
Yahu arkadaş Shakespeare apostrofla mı yazıyordu?
Derken başkaları tartışmaya girdi.
Kesme işaretlerinin İngilizceye 18’inci Yüzyıl’dan sonra girdiği, Shakespeare zamanında yazım dilinde böyle işaretler olmadığı tezleri ortaya atıldı.
Haberi büyük bir ilgiyle okudum.
Çünkü benim de başım yıllardır dil zaptiyeleriyle dertte.
Bana şu kelimeyi yanlış yazmışsın, dediler mi…
Büyük çabayla, çok çalışarak bir yazı yazıyorum.
İçinde dünya kadar bilgi var.
Ama mesela bir okur anında mesaj atıyor:
“Bilmemne kelimesini yanlış yazmışsın.”
Bunu bir de “okura saygısızlık” olarak açıklamıyorlar mı…
İşte o zaman deliriyorum.
Okura saygı tamam da, bu yazıyı yazmak için onca çalışan yazara hiç mi saygı gerekmiyor…
Yazıyla ilgili ilk ve tek tepkinin “Şu kelimeyi yanlış yazmışsın” olması yazan insanda öyle heves kırıcı bir etki yaratıyor ki…
Ama bu benimle ilgili psikolojik bir takıntı.
Asıl meselem başka.
Ben de kesme işaretinin gereksizliğine inanıyorum
Bize öğretilen imla kurallarında, yazım dilinde “apostrof”un gereksizliğine inananlardanım.
Bence yazıya hiç manası bulunmayan bir ekleme bu.
Konuşma dilinde kesme işaretiyle ilgili bir ses olmadığına göre yazmada niye ihtiyacımız olsun ki.
Katılırsınız katılmazsınız, elbette diyeceğim hiçbir şey olamaz.
Ancak günümüzün gerçeği artık çok farklı.
Artık düzgün Türkçe diye bir takıntıya da gerek yok
Artık hiçbir ülkenin “tek dili” yok…
Yanlış anlamayın, Türkçe, Kürtçe, İngilizce ve öteki dilleri kast etmiyorum.
Hepimizin aynı dille konuşmadığını, yani İngilizcenin veya Türkçenin veya Arapçanın artık tek dil olmadığını söylemek istiyorum.
Bugün artık her dilin bir de hip hopçası var
Her dilin alt dilleri oluştu.
Mesela “hip hop dili…”
Farklı telaffuz biçimleri, uydurulmuş yeni kelimeler, bildiğimiz kelimelere farklı ve yeni anlamlar verme…
Ve en önemlisi de kestirme konuşma dilleri…
Mesela ‘emojiler…’
Serdar Turgut paragraf başlarını niye küçük harfle başlatıyor?
Kendi payıma WhatsApp mesajlaşmalarında özel isimlerin ilk harfini büyük harfle yazmayı kaldırdım artık.
Serdar Turgut daha da ileri gitti ve artık yazılarında paragraflara bile büyük harfle başlamayı bıraktı.
Çünkü zaman kaybı.
Virgül ve soru işareti bile artık gereksiz
Keza apostroflar…
Hatta dahi anlamına gelen de’leri ayrı yazma…
Virgül artık hiç kullanmadığım bir işaret.
Keza soru işareti…
Cem Yılmaz sesli harflerin gereksizliğini ispat etti
CMYLMZ’nin Cem Yılmaz anlamına geldiğini çoktan öğretti bize.
Kısa mesajlaşmalarda sesli harflerin gereksizliğini her geçen gün biraz daha anlıyorum ve kullanmıyorum.
“Teşekkür” yazmıyorum artık.
Sadece “Tsk” yazıyorum.
Çünkü kelimelerin kafamızdaki görsel kalıplarıyla en azından çok iyi bildiğimiz isimleri, kelimeleri aradan bazı harfler çıksa da rahatlıkla anlamlandırıyoruz.
Tasarruflu yazı dönemi başladı
Yani böyle bir dönemde artık günlük yazışma ve konuşmalarda dil bilgisi kuralları, apostroflar, virgül ve noktalar, vurgular anlamlı olmaktan çıkıyor.
Tabii ki siz sıkı bir dil muhafızı olmaya devam edebilirsiniz.
“Dilimizin güzel konuşulmasını” isteyebilirsiniz.
İstemeye de devam edin.
Bize öğretilen dil bilgisi kuralları anlamsızlaştı
Ama bilin ki dijital hafızamız artık dilleri hızla değiştiriyor ve bize öğretilen dilbilgisi kurallarını anlamsız kılıyor.
Buna yozlaşma da diyebilirsiniz, dilin günün ritmine ayak uydurması olarak da bakabilirsiniz.
Nasıl bakarsanız bakın ama eline cetvelle vurarak, diline acı biber sürerek çocuğu istediğiniz dil hizasına getirmeniz artık pek kolay değil.
Hiç düşündünüz mü ’S…r git’ artık ne anlama geliyor
Ve unutmayın…
“S..r git” lafı artık bir küfür değil… ’Git başımdan” demenin daha sempatik, daha ‘cool’ hatta daha az kırıcı versiyonu sadece…
Veya biraz uzatarak söylerseniz…
“Fena çuvalladık” demenin daha etkili bir ifade biçimi olur.
Evet çağımızın bir gerçeği…
Kelimelerin sonundaki apostroflar artık gereksiz…
Siz de kaldırabilirsiniz…
Bence önce WhatsApp mesajlarından başlayın, siz de göreceksiniz.
Reisi’nin helikopterini önce Bayraktar İHA’sı sonra bir Türk YouTuber buldu
İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopterinin düştüğü yeri Bayraktar’a ait bir Akıncı İHA’sı buldu.
Türk savunma teknolojisi bakımından gurur duyacağımız bir olay.
Herkes Akıncı’nın gece görüş imkanları ve termal kamera kabiliyeti üstünde yoğunlaştı.
Ama daha önemlisi o hava şartlarında bu uçağın o bölgede uzun süre kalabilmesiydi.
İkinci gurur kaynağımız Türk gazetecileri oldu
Övüneceğimiz ikinci nokta ise Türk gazetecileri.
Helikopterin başına giden ilk Türk gazetecisi A Haber’in muhabiri oldu.
Kutlarım.
Ama beni daha çok heyecanlandıran bir Türk YouTube yayıncısının tamamen kendi imkanları ile çok kısa zamanda enkazın başına ulaşıp oradan yayın yapmasıydı.
Gece saat 03.00’te THY’nin Tebriz uçağındaymış
Uzun süredir ilgiyle izlediğim bir Youtube yayıncısı olan Adem Metan gitti oraya.
Dün akşam arayıp tebrik ettim.
Kazanın olduğu pazar gecesi saat 03.00’te THY’nin Tebriz’e giden uçağına binmiş.
Oradan arabayla bölgeye gitmiş.
Sonra bir buçuk saat yürüyüp helikopterin enkazının bulunduğu yere ulaşmış.
Heyecan veren bir gazetecilik olayı.
A Haber’in arkasında iktidara yakın ve imkanları büyük bir kurum var.
Adem Metan ise tek kişilik medya.
Kendi başına karar vermiş, kendi imkanları ile gitmiş.
Bu olay da yeni medyanın zaferlerinden biri.