Dün akşam Zorlu Center’da Türkiye”deki ikinci Michelin yıldızlarının açıklandığı törendeydim.

Michelin geçen yıl sadece İstanbul’daki restoranları değerlendirmişti…

Bu yıl değerlendirmeye iki bölge daha eklendi.

İzmir ve Bodrum…

Ortak görüş: Geceye damgasını Urla vurdu

Dün gece töreni izleyenlerin çoğunun görüşü şuydu.

Geceye damgasını vuran bölge Urla’ydı…

Urla tek başına 6 Michelin yıldızı almıştı.

Bunların üç klasik yıldız.

Üçü ise yeşil yıldızdı.

Ayrıca Urla üç ayrı lokantasını da Michelin tavsiye listesine sokmayı başardı.

Ancak ortada ilginç bir tablo ise şuydu.

Geceye damgasını vuran Urla’nın adı, arkadaki ekranda yer alan üç isim arasında yoktu…

Arka ekranda İstanbul-İzmir-Bodrum yazıyordu…

Osman Sezener, Od Urla’nın şefi

Michelin, Urla’yı gastronomi bölgesi olarak işaretledi

Bir milyondan fazla nüfusu olan Bodrum’un çıkardığı Michelin yıldız sayısı 2 idi…

İşin tuhaf yanı, Bodrum’un iki yıldızından biri de, Urla’nın bir Michelin yıldız, bir de yeşil yıldız alan Od Urla’nın şefi Osman Sezener’di…

Yani İzmir kaynaklı bir şefin Bodrum’da açtığı Kitchen adlı restoran…

Kısaca Michelin dün gece çok ilginç bir şey yaptı.

İlk defa verdiği yıldızlarla, Avrupa”nın en önemli merkezlerinden biri olabilecek olan yeni bir geastronomi bölgesini coğrafi olarak da işaretledi.

74 bin nüfusla Atina kadar Michelin yıldızı çıkarmak

Abartıyor diyenler çıkabilir.

Onlara da şöyle cevap vereyim.

Urla daha ilk yıldan 5.5 milyon nüfuslu Atina kadar Michelin yıldızı aldı.

İnanılmaz değil mi…

Atina 2019 yılında 5 Michelin yıldızı almıştı…

Yani Urla’nın ilk yılında aldığı 6 yıldızından azdı.

2021’de buna 2 Michelin yıldızı daha ekledi.

2022’de 3 Michelin yıldızlı restoranı daha oldu.

2023’de ise 3 Michelin yıldızlı restoran daha eklendi.

Yani ilk yılki performanslarını dikkate alırsanız, Urla ilk yılında Atina’ya eş bir performans gösterdi.

Tabii şunu da dikkate alırsak;

Atina’nın nüfusu 5.5 milyon.

Yunanistan’a yılda 17 milyon turist geliyor, bunun en az üçte biri Atina’ya…

Urla’yı Urla yapan şarapçılar da aldı yıldızları

Urla ise nüfusu 74 bin olan bir ilçe…

Nedir öyleyse 74 bin kişilik küçücük bir ilçeyi, San Sebastian gibi önemli gastronomi bölgelerinden biri haline getiren bu başarının sırrı…

Hiç kuşkusuz sadece bir gastronomi değil, aynı zamanda buna uygun bir hayat tarzı coğrafyası olması.

Tabii ki zeytinlik ve sonsuz ot kültürü. Enginar kültürü.

Ve 20 yılda, neredeyse sıfırdan Türkiye”nin en ünlü şarap bölgesi haline gelmesi…

Urla’nın bir gastronomi bölgesi haline gelmesinde, bu bölgeye bağcılığın ve şarapçılığın damgasını vuran Can Ortabaş’ın, Lucien Arkas’ın ve Urla’nın bütün öteki bağcılarının çok büyük ve unutulmayacak bir katkısı var.
Bu arada Urla’yı bir yaşama ve kültür vahası haline getirin yolu açan rahmetli Tanju Okan”ı anacağm burada.

Eşim olmasa, Tansu Özkök’ü de bu listeye eklerdim.

3 yıldız, bir tavsiye alan Urlalı şef Michelin önlüğüne giremedi

Bence gecenin yıldızı da Urla’dan çıktı.

Od Urla’nın şefi Osman Sezener geceden 3 yıldız bir de tavsiye aldı.

Od Urla en iyi şef ve yeşil yıldız, Bodrum’da açtığı Kitchen’le ise bir yıldız aldı.

Ayrıca babasının İzmir’de açtığı Ristorante Pizzeria Venedik de Michelin tavsiye listesine girmeyi başardı.

Araştırmadım ama Michelin tarihinde bir rekor olabilir.

Osman Sezener çok uzun boylu ve iri bir şef.

Michelin’in ödül alanlar için hazırlattığı şef gömleği ona dar geldi.

Neyse ki, üçüncü ödülünden sonra bir XXL önlük buldular ve onu giydi.

Hiç kuşkusuz Urla’nın bir gastronomi bölgesi olmasında lokomotif oydu.

Sankai by Namakase sadece 24 kililik bir mekan.

24 kişilik bir restoran, 2 Michelin yıldızlı bir şef

Bence gecenin önemli Michelin yıldızlarından biri Sankai By Nagaya adlı Japon restoranıydı.

İstanbul Bebek’te Stay Otelin ara katlarından birinde 24 kişilik, sadece özel müşterilere servis yapan bir restoran.

Şefi Yoshizumi Nagaya’nın geçmişten 2 yıldızı vardı.

Şimdi Bebek’te açtığı bu restoranla da daha ilk yılında 1 yıldızı almayı başardı.

Arkestra’nın şefi Cenk Debensason

İstanbul’un ikinci yeni yıldızı Paul Bocuse mezunu bir şef

İstanbul’un geçen yıldan gelen 5 Michelin yıldızlı şefine bu yıl ikisi daha eklendi.

Biri Sankai by Nagaya idi.

İkincisi ise Arkestra Restoranın şefi Cenk Debensason.

Debensason, Lyon’da ünlü Paul Bocuse Enstitüsü mezunu.

Yani dünyanın en köklü ve geleneksel yemek merkezlerinden biri.

Vedat Milor”un deyimi ile bir “Destinasyon lokantası” Arkestra…

Seraf’ın Vadi İstanbul’daki lokantası

İçkisiz mahalle restoranında almıştı, şimdi de ‘fine dining’de

Gecenin başarı hikayelerinden biri hiç kuşkusuz Seraf Restorandı.

Seraf, Mahmutbey’de içkisiz bir mahalle lokantası olarak geçen yıl Michelin tavsiye listesine girmeyi başarmıştı.

Seraf Mahmutbey geçen yılki ünvanını bu yıl da korudu.

Ama şimdi Seraf’ın Vadi İstanbul’da bir fine dining restoranı var.

Şefi Sinem Özler, şimdi Vadi İstanbul’daki bu yeni restoranda da ikinci tavsiyesini aldı.

İki ayrı mekanla ve iki farklı konseptte bu başarıyı tutturmak kolay bir şey değildi ama başardılar.

Görüşüm şu: Sinem Özler’in imza yemeği olan içli köfte, önümüzdeki yıllarda yıldızı alacak.

Aret Sahakyan açıldığı günden beri Maçakızı Bodrum’un şefi.

Michelin yıldızını dünyaya en kolayca Maçakızı anlatacak

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Şu an Akdeniz”in giderek Mikonos düzeyine yaklaşan tatil beldesi Bodrum’un tek Michelin yıldızını Maçakızı’nın şefi Aret Sahakyan aldı.

Sahakyan bunu çoktan haketmiş bir şef.

Bodrum’un ikinci yıldızı ise İzmir’den gelen bir şef olan Osman Sezener aldı.

Maçakızı Bodrum’un uluslararası düzeyde en tanınan mekanı ve restoranıdır diyebilirim.

Müşteri profili çok yüksek ve medyaya aksesi çok rahat olan dünya çapında tanınmış insanlar.

Benim görüşüme göre Michelin yıldızını dünyaya en kolay ve etkili şekilde anlatacak olan yıldız Maçakızı’nınki olacak.

Eminim daha dün geceden Amerika’ya, Avrupa’ya anlatacak epey Batılı zengin bunu konuşmaya başlamıştır.

Seray Kumbasar ve Osman Kumbasar

Şarabı kovmaya çalışan ülkede kadın somelier

Tabii gecenin sürprizlerinden biri de Michelin’in bu yıl değerlendirmesine kattığı “Yılın Somelier”si idi.

İlk yılın Somelie’si olarak Urla’da Michelin yıldızı da alan Vino Locale’nin kadın tadımcısı Seray Kumbasar seçildi.

Vino Lokale’nin şefi de onun eşi Ozan Kumbasar.

Çok sevdiğim bir aile. İstanbul’daki işlerini bırakıp Urla’da bu restoranı açtılar ve hayallerine ulaştılar.

Vino Locale bana kendimi Toscana’da hissettiren bir duygu veriyor her defasında.

Bir bağ restoranı ilk defa tavsiye listesine girdi

Gecenin bir başka sürprizi de bu yıl Michelin listesine ilk defa bir şarap üreticisinin bağ restoranın girmesi oldu.

Sevilen Şaraplarının İzmir Adnan Menderes Hava Limanına yakın bağlarının ortasındaki İsabey restoranı ve şefi Uşar Alibey ilk değerlendirme yılında Michelin’in tavsiye listesine girmeyi başardı.

Sanırım bu Trakya’nın bağ restoranları için de iyi bir motivasyon olur.

Sevilen Türkiye’de fiyat kalite dengesi en iyi şarap üreticilerinden biri.

İsabey, ailenin şarap işini kuran dedelerinin adı.

Ölmeden önce, “Benim adımı en pahalı şaraba değil, az gelirli insanların ulaşabileceği fiyatta en kaliteli şaraba verin” demiş.

İsabey bugün üreticinin Sauvignon Blanc üzümünden ürettiği beyaz şarabı…

Türkiye”nin en tutulan şaraplarından biri.

Terurar mutfak ekibi, başta şef Osman Serdaroğlu olmak üzere çok gururlu.

Ahmet Güneştekin’in komşusu Teruar Michelin yıldızı aldı

Urla’nın yıldız alan üç restoranından biri “Teruar Urla” oldu.

Bana göre Urla”nın yükselen yıldızlarından biri de o.

Şefi Osman Serdaroğlu yaşından da çok genç görünen bir şef.

Restoranı küçük bir bağ otelinin içinde.

Az sayıda masaya hizmet veriyor ve rahatlıkla Fransa’nın güneyinde de Michelin alabilecek seviyede…

Bu arada, geçenlerde Venedik’te aldığı bina ile uluslararası pazara iyice açılan Ahmet Güneştekin de Urla’da kendine bir müze ev yaptırıyor.

Ev, dün akşam Michelin yıldızı alan Teruar’ın hemen komşusu.

Tabii bu da Teruar’ın Michelin yıldızına kültürel değer katacak kıymetli bir komşuluk olacak.

İzmir’deki Ayşa Börek.

4 masaya makarna pişiren de var, Boşnak börekçi de, tavacı da

Michelin geçen yıl iki lahmacun lokantasını tavsiye listesine almıştı.

Bu yıl bu çeşitlemeyi daha da arttırdı.

Mesela Ataşehir”de 4 masaya sadece öğlenleri taze makarna pişiren Fauna tavsiye listesine girdi.

Bu arada Bostancı’daki Tavacı Recep Usta, Bodrum’daki Otantik Ocakbaşı, İzmir’de Ayşa Boşnak Börekçisi ve Urla’da Beğendik Abi adlı lokantalar da ilginç mahalle lokantaları olarak dikkatimi çekti.

Fatih Tutak iki yıldızını bu yıl da korudu

Tabii bu yazıyı, Fatih Tutak’ın geçen yıl aldığı iki Michelin yıldızını bu yıl da korumayı başardığını söylemeden bitiremeyiz.

Bana göre restoranı Turk iki Michelin yıldızı tam olarak hak eden bir mekan.

Dünyada 2 Michelin yıldızlı sadece 414 retoran var.

Gecenin atlatma haberi: Haydarpaşa ve Sirkeci’ye Avrasya Bienali geliyor

Burada bir kişinin hakkını verelim.

Michelin’in Türkiye’ye gelmesinde, perde arkasında en etkili işi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy yaptı.

Böyle bir dönemde Türkiye’yi Michelin ağına sokmanın ne kadar zor bir iş olduğunu en iyi bilenlerdenim.

Gecenin tören dışındaki en önemli haberini Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy verdi.

Kültür Bakanlığı Haydarpaşa Garı ve Sirkeci Garı’nı devralmış.

Buraları muazzam bir kültür bölgesi haline getiriliyor.

Her iki gar da yeni baştan yaratılacak.

Bu arada bakan bir hayalini de gerçekleştirecek.

Avrasya Bienali…

Bakan çok iddialı. “Venedik Bienali”nden sonra Avrupa ve Asya”nın en büyük bienali olacak” diyor.

‘Helal Michelin’ yıldızları olsa hangi restoranlar alır?

Gece herkesin merak ettiği konulardan biri Gaziantep ve Antakya’nın neden Michelin değerlendirme bölgesi haline gelmediğiydi.

Bu iki yöre de gerçekten kendine özgü gastronomik kültürü olan yerler.

Kültür Bakanı Ersoy bunu yapmak için çok uğraşıyor.

Ama önüne çıkan en büyük engel şu: Bir şehirde yemek kültürünün olması, kendine özgü iyi yemeklerin bulunması bir gastronomi bölgesi olmasına yetmiyor.

Bunun güçlü bir hayat tarzı ve kültürü ile de desteklenmesi gerekiyor.

Bu ne demek tam anlamıyorum.

Ama galiba üstü örtülü biçimde yemeğin yanında bir içki kültürünün olmaması mı kastediliyor acaba…

Bilmiyorum.

Ama şunu biliyorum. Michelin içki verilmeyen restoranlara da yıldız veriyor.

Galiba burada kastedilen gastronomi bölgesi kavramı.

Birisi, “Şarap olmayınca gastronomi kelimesi oturmuyor” dedi.

Bir başkası da “O zaman belki Helal Michelin yıldızları verip bu da çözülür” diyerek şaka yaptı.

TÜRYİD 20. yılında kime ‘Bugüne kadar en iyisi’ ödülünü verecek?

TÜRYİD (Türkiye Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) bu yıl kuruluşunun 20’inci yılını kutlayacak.

Bunun için 1 Aralık akşamı büyük bir balo düzenlenecek.

Dün geceki Michelin töreninde TÜRYİD Başkanı Kaya Demirer de vardı.

Kaya Demirer’in Bodrum Torba bölgesindeki Soussana Resort’un içinde Malva adlı bir fine dining restoranı var.

Restoran bu yıl üçüncü yılını dolduruyor.

Türkiye’ye Kızıldeniz’de gelen ve yerli balıklara büyük zarar veren Aslanbalığından yapılan “Çevişe” yemeğini Türkiye’ye bu restoran tanıttı.

Dün akşam Bodrum’dan Michelin tavsiye listesine giren restoranlardan biri de Malva oldu.

Kaya Demirer 1 Aralık akşamı düzenlenecek baloda Mehmet Ersoy’a “Bugüne kadarki en başarılı Kültür ve Turizm Bakanı ödülü” vereceklerini söyledi.