Ülkeme 10 bin km uzaktan, New York’tan yazıyorum.
31 Ekim 2024 Perşembe günü uçağa binmek üzereyim…
Siz bu yazıyı 1 Kasım 2024 Cuma günü okuyacaksınız.
Kısa bir yazı olacak.
İçimden geleni en kısa ve direkt cümlelerle anlatmaya çalışacağım….
Bir: Sayın Adalet Bakanı lütfen bize bunu ‘yargı kararı’ olarak sunmayın
Adalet Bakanı bize “göbeğini kaşıyan adam” muamelesi yapıp Esenyurt Belediye Başkanının görevden alınmasını “yargının kararı olarak“ olarak sunmaya kalkmasın.
Sessiz kalsın… Hiç olmazsa sükutu mertçe ve zarif bir ikrar olur…
Sokaktaki 10 yaşındaki çocuk bile bunun “Siyaseten alınmış,” adaletle yakından uzaktan ilgisi olmayan mantıksız bir karar olduğunu biliyor.
İki: Bu kararı alan merci ülkemize, yargıya, kendine zarar verdi
Şuraya yazıyorum…
Bu kararı hangi kademede hangi merci aldıysa…
Ülkesinin vicdani duygularına…
Yargı sistemine, dürüst hakim ve savcılara…
Ve bizzat iktidarı oluşturan iki partiye çok büyük zarar verdi.
Üç: Bu siyasi kararı alan merci şunu düşündü mü
Geliyorum asıl soruya…
Böyle bir kararla neyi amaçladıklarını aşağı yukarı biliyoruz…
Bilmediğimiz ise şu…
Bu kararı alırken bunun kesin sonucunun ne olacağını düşündüler mi acaba…
Yani şu sorunun cevabını:
2028 yılında, tabii o tarihte bu ülkede hala seçim yapılıyor olursa…
O yerel seçimde Esenyurt’ta sandıktan kim ve ne çıkacaktır?
Bu kararı alanların düşündüğünü sanmıyorum.
Ama ben söyleyeyim.
Dört: 31 Mart 2024 günü Urla’da ne olduysa 2029’da da Esenyurt’ta o olacaktır
Çoğu insan unuttu, ben hatırlatayım.
2019 yılında Urla ilçesinde yapılan yer seçimde CHP’li Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz seçimi kazandı.
Aldığı oy yüzde 67.49’du…
Oy veren insan sayısı 28.104’tü…
AKP’li belediye başkan adayının aldığı oy yüzde 25.44’tü…
Aldığı oy sayısı 10.593’tü.
Beş: Dört yıl atanmış kayyum yönetti, Urla’nın kayıp yıllarıdır
Seçilen CHP’li belediye başkanı İbrahim Burak Oğuz koltuğuna oturduktan kısa süre sonra gözaltına alındı ve tutuklandı.
Halkın yüzde 67’sinin oylarıyla seçilen belediye başkanı yargı yoluyla indirildi.
Urla’yı dört yıl boyunca iktidarın atadığı kayyım yönetti…
Urla’nın kayıp yıllarıdır…
Altı: Ve dört yıl sonra sandıktan çıkan sonuç şu
Aradan dört yıl geçti…
31 Mart 2024’te belediye seçimleri yapıldı.
Belediye başkanlığı seçiminde sandıktan şu sonuç çıktı:
CHP yüzde 70.52…
Yani oyu üç puan daha arttı.
Oy veren insan sayısı 32.261’e yükseldi.
Yani yedi bin daha eklendi oylarına…
Yedi: Başkanı yargı yoluyla deviren iktidarın oyu çakıldı
AKP yüzde 17.95 oy aldı.
Yani dört yıllık kayyım yönetiminde iktidar partisinin oyu sekiz puan azaldı…
Oy veren insan sayısı 8.210’a indi.
Yani dört yıllık kayyım döneminde iktidar partisine oy veren insan sayısı iki bin azaldı.
İşte dört yıllık kayyum döneminin iktidar partisine maliyeti budur.
Sekiz: Şuraya yazıyorum 2029’da hala seçim yapılıyor olursa
O seçimde;
(*) CHP’li adayın oyu yüzde 49’dan en az yüzde 55’e çıkacaktır.
(*) AKP’nin yüzde 39 olan oyu yüzde 30’lara inecektir.
AKP iktidarı 22 yıl boyunca Öcalan’a “sayın” diyenleri hapise attı.
Bize “Bu adama Bölücübaşı diyeceksiniz” dedi.
Şimdi o “Sayın Bölücübaşı”nın koluna girip Meclis’e birlikte gelmeye hazırlanırken…
Seçimle işbaşına gelmiş bir belediye başkanını yargı yoluyla deviriyor…
Bu çelişkiyi aklı başında, vicdan sahibi kimseye anlatamayacaktır…
Dokuz: Ancak seçimden umudunu kesenler böyle bir karar alır
2029’da Allah bizlere ömür verirse hep birlikte göreceğiz.
Vatandaş, oylarıyla başkanlığa oturduğu insanlar siyasallaşmış yargı kararları ile devrildiği zaman, bu adaletsizliğe Urla’da olduğu gibi sandıkta ne cevap verdiyse…
Emin olun Esenyurt’ta da fazlasıyla verecektir.
On: Unutmayın 28 Şubat bile kayyım atamadı
Hiçbir otoriter rejim sonsuza kadar sürmez…
Seçimden umudu kesen otoriter rejimler ise son çareyi yargıyı iyice siyasallaştırmada ararlar…
Bir ülkeye yapılacak en büyük kötülük işte budur…
Çünkü hepimiz bunun altında kalırız….
Çünkü otoriter rejimden geriye kalan tamiri en güç hasar budur…
Unutmayın, 28 Şubat dönemi bile Erdoğan’ı görevden aldığında yerine kayyım atamadı.
Umutsuzum, ama yine de söyleyeyim:
Van’da döndünüz, yol kısayken Esenyurt’ta da dönün…
Hem yargıyı, hem demokrasiyi kurtarın…