Madonna’nın yoğun bakıma kaldırıldığı hafta tesadüf önüme bir tanıtım afişi geldi.
Doksanlı yılların en büyük müzik organizatörü Ahmet San hatıralarını yayınladı.
Afişi onun kitabında gördüm.
İnönü Stadının açık tribün bileti 250 bin lira
“The Girlie Show” turnesinin İstanbul ayağı yani…
Afişin altında “Açık Tribün fiyatı” ilan edilmiş.
Aynen şu yazıyor:
250.000 TL…
Yazıyla da yazayım “İkiyüz elli bin TL…”
Anladınız tabii TL’den üç sıfır silinmeden önceki döneme ait…
O günün 77 doları bugünün kaç doları?
Küçük bir araştırma yaptım.
1993 yılında 250 bin TL’nin karşılığı 31 Amerikan dolarıymış.
Bir de o günkü 31 Amerikan dolarının, enflasyon etkisiyle bugünkü değerinin ne olduğuna baktım.
85 dolar…
O geceki konseri çok iyi hatırlıyorum.
İnönü stadı tamamen dolmuştu.
Düşünebiliyor musunuz…
1993 yılında, hani o “Eski Türkiye” dediğimiz dönemde,
Türkiye’de pop müzik sevenler bir Madonna konserine bugünün parasıyla 85 dolar verebilecek bir güce sahipmiş.
Hem de stadın en pahalı değil, ucuz yerinde.
Açık tribünde.
Eski Türkiye’nin bir Madonna bileti yeni Türkiye’de kaç lira?
85 Doların bugünkü kurlarla karşılığı 2 bin 300 TL…
Anlayacağınız Pop kültürü açısından “Eski Türkiye hiç de öyle bugün anlatıldığı gibi değilmiş.
Peki bu rakamlar bugün ne anlama geliyor?
Böyle bir karşılaştırma yapmak kolay değil.
Çünkü Türkiye artık megastarların, dev konserlerin turne coğrafyasından çıktı.
1993 yılında Türkiye’ye hangi megastarlar geldi?
Bir zamanlar Türkiye megastarlar için en cazip turne duraklarından biriydi.
Bir örnek vereyim…
Sadece 1993 yılındaki konser trafiği şöyleydi:
(*) 26 Mayıs: Gun’s N’Roses
(*) 20 Haziran: Elton John
(*) 25 Haziran: Metallica
(*) 2 Temmuz: Sting
(*) 13 Eylül: Bon Jovi
(*) 17 Eylül: Scorpions
(*) 23 Eylül: Michael Jackson
(*) 7 Ekim: Madonna
O gece İnönü Stadı’nda 20 bin kişi vardı
Bunların hemen hepsi stad konserleriydi.
Bu ekonominin hacmini bir hesaplayın.
Ancak şunu da ekleyeyim.
İnönü stadında o gece 20 bin biletli seyirci vardı.
Bu konserlerin çok güçlü sponsorları bulunuyordu.
Yani stada gelen herkes o fiyattan bilet almış kişi değildi.
Ne yazık ki Türkiye artık böyle dev konserler düzenleyemiyor.
“Yeni Türkiye’de” ne bu parayı verebilecek o sayıda insan var, ne de öyle iştahlı sponsor kuruluşlar kaldı.
Türkiye orta sınıf seyircisini kaybetti.
Yani bir karşılaştırma yapmak mümkün değil.
Ama başka bir şey yapalım.
Gelin 1993 yılının Türkiye’de açık tribün konser fiyatını, 2023’ün dünyasındaki dev konserleri ile karşılaştıralım.
Göreceksiniz, karşımıza çok ilginç bir tablo çıkacak
Bu yılın ilk altı ayında hangi megastar konserden ne kadar gelir elde etti?
Billboard Dergisi, Haziran ayında dünyada, bu yılın ilk 6 ayına ait Top 10 konser turunun ekonomik bilançoları yayınlandı.
(*) Yılın ilk 6 ayındaki Mega konser turnelerinde en büyük parayı Harry Styles kazanmış.
Geliri 38 konserde 138 milyon dolar.
(*) İkinci sırada veda konserlerini yapan Elton John var.
O da 32 konserle 138 milyon dolar gelir elde etmiş.
(*) Üçüncü sıra 95 milyon dolarla Coldplay’in…
Ama dikkat…
Coldplay bu parayı sadece 17 konserle elde etmiş.
Yani ötekilerin yarısı kadar konser sayısı ile.
Ve yine dikkat.
Harry Styles bu parayı, 38 konserde topladığı 1 milyon 215 bin kişi ile elde etmiş.
Coldplay ise 17 konserde 1 milyon 112 bin kişi toplamış.
İlk 10’un tam listesini ekte görebilirsiniz..
Eski Türkiye’nin bilet fiyatları bugün dünyadakilerden yüksek
Bilet fiyatlarına gelince;
(*) En yüksek fiyat Harry Styles konserlerinde.
En ucuz yerin fiyatı 39 dolar iken en yüksek 199 dolar…
(*) Coldplay fiyatları ise 41 dolarla 184 dolar arasında değişiyor.
Şunu diyebilirim.
1993 yılında açık tribün biletini 77 dolara satan Türkiye düzeyine bugün erişen yok.
Ancak bu yılın ikinci yarısından itibaren bu manzarayı altüst edecek bir gelişme olacak.
Elimdeki Taylor Swift biletini karaborsada satmak etik mi?
Taylor Swift turnesi ile Beyonce turneleri dünya müzik tarihinin ekonomik kanunlarını altüst etmeye hazırlanıyor.
Dünkü New York Times gazetesinin etik sayfasında bir okuyucunun şöyle bir yazısı yayınlandı.
Elinde 3 tane fazla Taylor Swift konser bileti varmış.
130 dolara aldığı bu biletlere şimdi 3000 dolar verecek insanlar varmış.
“Bunları satmam etik olur mu” diye soruyor.
Dünya pandemi sonrası inanılmaz bir mega konser histerisi yaşıyor.
Instagram’da en çok paylaşılan fotoğraf ve görüntüler arasında Coldplay’in stad konserleri en ön sıralarda.
İnanılmaz bir küresel ayin yaşanıyor o konserlerde.
Ve bunun için yüksek paralar ödemeye hazır insan sayısı da sandığımızdan çok fazla.
Michael Jackson’ın Topkapı’da Mehter Takımı ile ‘moonwalk’ yapmasını kim engelledi?
Ahmet San’ın hatıra kitabında ilginç bir bölüm daha var.
Michael Jackson, ününün zirvesindeyken 1993 yılında Türkiye’de konsere geldi.
Ahmet San onu ikna etmek için Moskova konserindeyken yanına gitmiş.
Ona Topkapı ve Kapalıçarşı’ya anlatmış.
Özellikle Mehter Takımı’nın müzikle yürüyüşünü uzun uzun tarif etmiş.
Belli ki onu Mehter takımı ile birlikte yürütüp ünlü Moonwalk’ını” (Ay yürüyüşü) yaptırıp o görüntüleri bütün dünyaya yaymak istiyordu.
Michael Jackson’ın en korktuğu şey ne?
Michael Jackson’ın en korktuğu şey kalabalıklar.
“Kalalık mı orası” diye soruyor.
Ahmet San, “Topkapı’yı saat 17’den sonra sadece senin için açtırırım” diyor.
O tamam deyince dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ı arıyor ve ondan izni alıyor.
Topkapı Müdürü: Kesin emir var, açmam
Ancak ertesi gün Topkapı Sarayı Müdürü arayınca hiç beklemediği bir cevap alıyor.
“Kültür Bakanı Müsteşarı Emre Kongar arayıp kesin talimat verdi. Orada Pepsi Cola reklamı çekeceklermiş kesinlikle müzeyi açmayın” demiş.
“Yahu yok öyle bir şey sadece gezecek” falan demişler ama Emre Hoca kabul etmemiş.
İlber Hoca olsa bir saniye durmaz, açardı
Şaşırdım doğrusu.
Emre Hoca’yı öğretim üyeliği yıllarından beri çok iyi tanıyorum. CHP okulunda birlikte eğitmenlik yaptık.
Hürriyet’te birlikte çalıştık.
Modern bir insandır. Böyle bir şeyi nasıl yaptı anlamadım.
Düşünün Topkapı’da Mehterle bir Moonwalk bugün olsa anında Twitter’da TT olur, Instagram’da, Youtube’da milyonlarca kez görüntülenirdi.
Dün Emre Kongar’ı arayıp ne diyeceğini öğrenmek istedim.
Emre Hoca cep telefonu kullanmaz.
Eşi Bilgi Kongar’la konuştum.
Herhalde işi yoğundu dönmedi, dolayısıyla kaçırılan bu “Moonwalk fırsatının” hikayesini ondan dinleyemedim.
Ulaşabilirsem onu da yazarım.
(*) Ahmet San: “SAN”, Destek Yayınları, Haziran 2023