Bilge Yılmaz, eğer Kılıçdaroğlu kazansaydı büyük olasılıkla kabinede Hazine Bakanı olarak görev alacaktı. Onu biz İYİ Parti’nin ekonomi kurmayı kimliğiyle tanıyoruz. Ama Yılmaz aynı zamanda Amerika’nın finans alanındaki en iyi üniversitelerinden biri olan Wharton’da yıllarca profesörlük yapan bir akademisyen.
Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Gaye Erkan’la ilgili sosyal medyada şöyle yazdı: “TCMB atamasının da büyük bir hayal kırıklığı yaratacağını şimdiden not etmek isterim.”
Yılmaz, Gaye Erkan’la ilgili böyle düşünen tek akademisyen değil. Atamanın Amerika’daki birçok Türk akademisyen ve banka tarafından da ‘büyük hata’ olarak tanımlandığı konuşuluyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan KKTC ve Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken Erkan’ın atanması teklifini Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kendisine getirdiğini söyledi. Bununla birlikte Ankara’da farklı şeyler konuşuluyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Gaye Erkan’ın atanmasını aslında istemediği, atamanın birkaç gün gecikmesinde Şimşek’in bu tavrının etkili olduğu belirtiliyor.
Gaye Erkan’ın profiline geri dönelim. Erkan’ın hayat hikayesinde öne çıkan bir özellik, genç yaşlarından itibaren medyada bir başarı hikayesi olarak görünmeye başlaması. Örneğin, daha 2001 yılında Cem Uzan’ın patronu olduğu Star gazetesinin sürmanşetinde Amerikan üniversitelerinin karşılıksız burs vermek için Gaye Erkan’ın peşinde koştuğu ancak ne hikmetse Türkiye’de kendisine ücretsiz staj yaptıracak firma bulamadığını anlatan bir haber yayımlanıyor. Çok değil dört yıl sonra yine Star’ın ilk sayfasında Erkan’ın ABD’de burslu okuyarak profesör olduğunu anlatan başka bir haber var. Erkan’ın dört yılda profesör olduğu iddiasının gerçeğe dayanmadığı bugün artık biliniyor…
Halen yurtdışında finans sektöründe çalışan isimler, Erkan’ın Amerika’da üstlendiği rollerin belli alanlarla sınırlı ve orta düzey yönetim ağırlıklı olduğunu söylüyorlar. First Republic Bank’taki CEO’luğunun ise bankanın sıkıntılarının arttığı ve kimsenin görev üstlenmek istemediği bir noktada gerçekleştiği ve bankanın iflasıyla sonuçlandığı hatırlatılıyor. Bu arada, Erkan hakkındaki davaların çok hafife alınmaması gerektiği de not ediliyor. Erkan’ın sadece First Republic Bank değil daha önce görev üstlendiği başka firmalardaki rolleriyle ilgili de davalarla yüz yüze olduğu belirtiliyor.
Erkan’ın merkez bankacılığı alanında tecrübesi yok
Gaye Erkan’ın yetkinliği de tartışmalı. Merkez bankacılığı ya da makro ekonomi alanında tecrübesi hiç yok. Türkiye’de hiç çalışmamış. Büyük ekipleri yönetme, bürokrasinin getirdiği yükümlülükleri yerine getirme becerisine ilişkin de büyük soru işaretleri var.
Merkez bankacılığının kendine has bir dünyası ve zorlukları olduğu malum. Buna Türkiye’nin çok özel ve zorlu şartlarını da eklersek, Erkan’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın başına getirilmesinin hiçbir şey değilse bile riskli bir atama olduğunu kabul etmek gerek. Muhtemelen bu yüzden Gaye Erkan, Mehmet Şimşek’in birinci tercihi değildi. Ama yine de sonuçta onun atanmasına olur verdi. Mehmet Şimşek bu riski nasıl aldı?
Bu soruya verilecek yanıt, “Mecbur kaldı” şeklinde olabilir. Erkan’ın dört-beş yıldır Türkiye’ye gelip kamuda görev almaya çalıştığı söyleniyor. Bu konuda kendisine destek verenler arasında Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın adı geçiyor. Bu ismi Gaye Erkan’ın yıllardır referans olarak kullandığı iddia ediliyor. İddiaya göre Şimşek, Erkan konusunda ısrar edenler karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.
Yazıyı bitirirken önümüzdeki döneme dair bir not düşmek isterim: Kariyerini üniversite yıllarından beri medya ve ilişkiler yoluyla parlatan, sonunda da belki de hayal bile etmediği bir makama gelen Gaye Erkan, kendisinden konvansiyonel ve rasyonel adımlar bekleyenleri önümüzdeki dönemde ciddi biçimde yanıltabilir.