Dondurma değişen alışkanlıklarla birlikte her mevsim tüketilmekteyse de, daha çok sıcak mevsimlerde akla gelen bir gıda. Her yaştan insanın sevdiği dondurma sadece keyif veren, tüketilmesinden zevk alınan bir ürün değil tarım sektörünün yani hayvancılığın ve gıda sektörünün de önemli bir ürünü. Ancak dondurma bu yıl sadece bu özellikleriyle değil düşen üretim miktarı ve artan fiyatlarıyla gündemde. Bu yaz dondurma tüketmek harareti düşüren değil, cep yakan fiyatlarıyla terleten bir yiyecek olmaya başladı! Dondurmadaki bu gelişme hayvancılığı da etkileyecek.
Herkesin severek tükettiği dondurma ilk olarak Çinliler tarafından keşfedildi, ülkemizde ise İstanbul’da üretime başlandı. Ancak ilk modern dondurma üretim tesisi 1957 yılında Atatürk Orman Çiftliği’nde kuruldu.
Dünya dondurma pazarı Fortune Business Insights’a göre 2021’deki 71,52 milyar dolardan 2029’da 104,96 milyar dolara ulaşacak. Bu da dünyanın dondurma tutkusunun on yıldan kısa sürede yüzde 46 artış göstereceği anlamına geliyor.
Sektörle ilgili bizdeki tek rapor, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Ekim 2016’da yayınladığı “Dondurma Dış Pazar Çalışması” raporudur ve bu rapora göre Türkiye’de dondurma imalatçılarının oluşturduğu katma değer 704 milyon liradır. Sektörle ilgili STK’ların veya dondurma üreticilerinin hazırladığı bir rapor maalesef yok.
Türkiye’de 2005 yılında 113 milyon litre olan dondurma üretimi, 2008 yılına kadar yükseldi. 2008 yılında yaşanan kriz sonrası, 2009 yılında üretim 141 bin tona düştü. Ardından gelen yıllarda tekrar yükselişe geçen dondurma üretimi, 2021 yılında 335 milyon litre ile en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak, ardından gelen iki yılda sırasıyla 2022 yılında 162 milyon litre ve 2023 yılında 163 milyon litre dondurma üretildi. Son iki yıldaki dondurma üretimindeki krizin nedeni, süt fiyatlarının düşmesine rağmen vatandaşın alım gücünün de düşmesi. Bu durum, kişi başına düşen dondurma tüketimine de yansıdı.
Ülkemizde kişi başına dondurma tüketimi 2005 yılında 1,5 litre iken, 2010 yılında 4,2 litre ile en yüksek seviyeye çıktı. 2011 ile 2021 yılları arasında ortalama 3,4 litre olan tüketim, 2022 yılında 1,4 litre, 2023 yılında ise 1,5 litre olarak gerçekleşti. Bu düşüş, vatandaşın büyük ekonomik kriz nedeniyle dondurma alamayacak duruma gelmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca, dondurma fiyatlarının da çok yüksek seyrettiğini belirtmek gerekir. En son açıklanan gıda enflasyonu yüzde 70 olmasına rağmen, dondurma fiyatları son bir yılda yüzde 70 ile yüzde 152 arasında arttı. Bugün kaliteli bir markanın bir litrelik sade dondurmasının fiyatı 1,250 lirayı geçmiş bulunuyor. Halbuki süt üreticisinde süt fiyatları Mayıs ayında yüzde 72,4 oranında artmışken, dondurmanın hem süt hem de gıda enflasyonunun çok üstünde artmasının bir tek açıklaması var: Firmalar az dondurma üreterek kâr marjını yüksek tutuyorlar. Zaten vatandaş alamıyor, alan kitlenin de durumu iyi. O zaman ne üretimi artırmaya ne de fiyatta indirime gerek var diye düşünüyor olabilirler. Ancak bu çok yanlış bir tutum olur. Çünkü çocuklarımız süt ve süt ürünlerini tüketemezken, bir de sevdikleri dondurmayı ellerinden almaya kimsenin hakkı yok.
Gelişmiş ülkelerde dondurma üretimi artmaya devam ediyor. Örneğin, AB üyesi devletlerden Almanya 2022 yılında 614 milyon litre, Fransa 588 milyon litre, İtalya 571 milyon litre ve İspanya 321 milyon litre dondurma üretti. ABD ise tek başına yıllık 3,3 milyar litre üretimi ile 27 Avrupa Birliği ülkesinin ürettiği kadar dondurma üretiyor.
Dondurma üretiminin azalması ve pahalı olması nedeniyle şu anda birçok ülkenin kişi başına dondurma tüketiminin altında kalmaktayız. Bugün Yeni Zelanda kişi başına 28,4 litre dondurma tüketimiyle dünyada lider konumda. Onu 20,8 litre ile ABD, 18,0 litre ile Avustralya ve Avrupa kıtasında ise en yüksek 14,2 litre ile Finlandiya takip ediyor. Bizde ise kişi başına tüketim sadece 1,5 litre.
Bu verileri sizlerle paylaşmamın nedeni, çocuklarımızın yazdan keyif almasını sağlayan ve içindeki süt ile sağlıklı büyümelerine katkı sağlayacak dondurmanın, bu yaz günlerinde fiyatlarının düşmesini sağlamak. Bir diğer unsur da süt üreticilerinin para etmeyen sütlerinin tüketime yönlendirilerek süt üreticisinin kazanmasını ve devamlılığını sağlamak. Ayrıca, dondurma fabrikaları süt almaya başlarsa, üretici de süt fiyatları yükselecek ve süt üreticisi de kâr edecek.
Bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile yeni Sağlık Bakanı Profesör Dr. Kemal Memişoğlu’na büyük iş düşüyor. Sağlıklı nesiller için bir an önce bu konuya el atmalılar. Hem sektör hem de çocuklarımızın geleceği için.