Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın sunumuyla tanıtılan 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlandı. Programda tarım ve gıda sektörüne yönelik beklentiler ve tedbirlerin yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gelecek yıllar için önerilen bütçe ödenek teklif tavanları da yer aldı. Ancak OVP’de tarım sektörünü doğrudan etkileyen iki konu dikkat çekiyor: Bakanlığın gelecek yıllar için öngörülen bütçesi ve çiftçilere verilecek destekler ile müdahale alım fiyatları.
2024 bütçesi 2023 yılının son aylarında TBMM’ye sunuldu. Bütçe Kanunu’nda Tarım ve Orman Bakanlığı’na 2024 ve sonraki iki yıl için ayrılan bütçeler de yer alıyordu. Buna göre bakanlığa 2024 yılı için 283 milyar 124 milyon 800 bin lira ayrılmıştı. 2025 ve 2026 yılları için önerilen rakamlar ise sırasıyla 346 milyar 324 milyon 346 bin lira ve 390 milyar 335 milyon 312 bin lira olmuştu.
Aradan koca bir yıl geçti. Perşembe günü açıklanan OVP’de bakanlıklara ayrılan ödenek tavanları yer aldı. Tarım Bakanlığı’na 2025 yılı için 223 milyar 824 milyon 252 bin lira, 2026 yılı içinse 281 milyar 425 milyon 700 bin liralık bütçe teklif edildi. Bu, Tarım Bakanlığı’na 2025 yılı için ayrılan payın yaklaşık 123 milyar lira, 2026 yılı için ayrılan payın ise yaklaşık 109 milyar lira azaltıldığı anlamına geliyor.
Bu kesintiler, tarım sektörünün ve çiftçilerin geleceğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesindeki bu düşüş, tarımsal desteklerin ve yatırımların azalacağına işaret ediyor. OVP’ye göre 2025 yılı için genel bütçeli kurumlara ayrılan toplam bütçe 12,6 trilyon liradan 13,3 trilyon liraya, 2026 yılı içinse 15,6 trilyon liraya çıkacak. Yani genel bütçe kapsamındaki kamu kuruluşlarına ayrılan toplam pay büyürken tarıma ayrılan pay küçülüyor.
Çiftçiler zaten 2024 yılında büyük zorluklar yaşadı; bütçe kesintileri, önümüzdeki yıllarda da benzer sıkıntıların devam edeceğinin habercisi. Daha da kötüsü, OVP’de yer alan “yönetilen yönlendirilen fiyatlar” başlığı altında, tarımsal ürünlerin alım fiyatlarının “enflasyon hedeflerine uyumlu olarak belirleneceği” ifade ediliyor. Yani destekler ve alım fiyatları çiftçilerin maliyetleri değil, piyasa ve enflasyon beklentileri göz önüne alınarak belirlenecek.
OVP’ye göre 2025 yılında beklenen enflasyonun yüzde 17,5 olduğu düşünüldüğünde, bu durum çiftçilerimizin zararına satış yapacağı anlamına geliyor. Beklenen enflasyona göre belirlenen fiyatlar, çiftçinin kazanç sağlamasını zorlaştıracak ve tarımsal üretim üzerindeki baskıyı artıracak. 2024 yılı çiftçiler için zor bir yıl olacak demiştim ancak görünen o ki eksik söylemişim. Anlaşılan 2025, çiftçi için 2024’ten de zor olacak.
Eğer bütçede bir iyileştirme yapılmazsa, bu yıl gördüğümüz çiftçi eylemlerinin önümüzdeki yıllarda daha da artması kaçınılmaz. Ayrıca bütçe kesintisi, yeni destekleme modelinin daha başlamadan sona erdiğini de gösteriyor. Tarım sektörüne verilmeyen her desteğin, gıda güvenliğimizi de tehlikeye attığını unutmamalıyız. Birçok stratejik tarım ürününde dışa bağımlı hale gelen ülkemiz, tarım kesiminin desteksiz kalmasıyla daha da gıda güvencesini de riske etmiş oluyor. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için acil önlemler alınmalı ve çiftçilerimize verilen destekler artırılmalıdır.