Bir türlü önüne geçilemeyen gıda enflasyonu ülke tarımını en fazla tartışılan konu haline getirdi. Bir tarım ülkesi olan ve tarımsal hasılada Avrupa birincisi olan Türkiye’nin aynı zamanda gıda enflasyonunda Avrupa birincisi olması nasıl bir çelişki? Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ensonhaber’in YouTube kanalına konuk olarak, ülke tarımına ilişkin bazı rakamlar verdi. Yumaklı’nın verdiği bilgilerin ülke gerçekleriyle ne kadar örtüştüğünü bazı sorular sorarak tartışmak istedim.
Programın başında liyakat konusundaki eleştirilere yanıt veren Yumaklı, “Tüm eleştirileri başımın üstüne koyuyorum” diyerek, Gübretaş’taki 6 yıllık genel müdürlük tecrübesi, ülke çapında gerçekleştirdiği ziyaretlerden edindiği deneyimler ve çiftçi çocuğu olmasından dolayı sektörü bildiğini ifade etti.
Ancak bir gerçek var ki, Cumhuriyet tarihinin en uzun süre görev yapan Tarım Bakanı Mehdi Eker’den bu yana geçen dönemde, son 6 tarım bakanından 5’i sektör dışından gelen isimlerdi. Sayın Yumaklı’nın bakan yardımcısı olarak görev yaptığı 395 günü ve bakanlık koltuğundaki 548 günlük tecrübesini önemli bulsak da bu tablo liyakat tartışmalarını bitiriyor mu? Programda sıkça kamuoyunda dile getirilen “Tarım bitti” eleştirilerine Bakan Yumaklı’nın cevabı dikkat çekiciydi: “Siyaset dili oluşmuş maalesef. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ve bunu anlatmak gibi. Türkiye’nin gıdasına katkı veren devasa bir kesimi yok saymak büyük bir haksızlık. Türkiye’de tarım bitmişse, neden gıda ile ilgili hiçbir problem yaşamıyoruz? Marketlerde, pazarlarda her şey var.”
Bu noktada, selefi Vahit Kirişci’nin benzer ifadeler kullandığını hatırlatarak ekliyor: “Türkiye üretmiyor demek, üreticimize büyük bir haksızlıktır. Her şartta üreten bir çiftçi var. Alınan tedbirler sayesinde kimse ‘şu yok, bu yok’ diyemez”, “Marketlerimizde bir ürünün kıtlığı yaşanmadı.”
Ancak ne Sayın Yumaklı ne de selefi şu soruyu yanıtlayabiliyor: “Rafta ürünlerin olması, vatandaşın bu ürünlere erişebildiği anlamına mı geliyor? Bugünkü yüksek gıda enflasyonu altında, vatandaşın sofrasına daha fazla gıda koyulabiliyor mu?” Bu soruların yanıtını en iyi siz biliyorsunuz Sayın Bakan.
Bakan Yumaklı, Türkiye’nin 2023 tarımsal başarılarını şu rakamlarla dile getirdi:
139 milyon ton bitkisel üretim,
31 milyar dolar tarım ihracatı (Burada dili sürçtü, tarım ve gıda ihracatıdır),
Avrupa’da tarımsal hasılada birinci, dünyada dokuzuncu sıra.
Rakamlar güzel ama detaylara bakalım:
1998 yılında kişi başına düşen bitkisel üretim ile 2023 rakamları karşılaştırıldığında tablo nasıl değişti? O dönemde Türkiye’ye gelen turist sayısı ve sığınmacılar da dahil edildiğinde, kişi başına düşen üretimde bir gerileme mi var yoksa artış mı?
31 milyar dolar ihracattan bahsediliyor. Bu rakam tarım ve gıda ihracatımızın toplamı; yalnızca tarımsal ürünlerdeki net ihracat performansımız nedir? Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında ithal edilen ürünleri hesaba katmadığımızda gerçek ihracatımız ne kadar?
Dünya genelindeki ilk 10 ülke son 22 yılda tarımsal hasılasını yüzde kaç artırdı? Biz, 2010 yılında 70 milyar dolarlık tarımsal hasılaya ulaşmıştık. Ancak aradan geçen 13 yılda, yalnızca o seviyeye geri dönebildik. Sizce bu gerçekten bir başarı mı?
Dahası, eğer döviz kuru bu kadar tutulmamış olsaydı, bugünkü tarımsal hasılamız aynı seviyede kalabilir miydi? Döviz kurunun yükselmesiyle düşecek tarımsal hasıla rakamları karşısında ne yapacaktınız?
Yine aynı programda Sayın Bakan, Konya kadar bir alana sahip olan Hollanda’nın Türkiye’den daha fazla üretim yaptığı yönündeki iddialara “Bu doğru değil” diyerek cevap verdi. Bu konuda son derece haklıdır, zira Hollanda ürün alıp işleyerek ticaretini büyüten bir ülke. Ancak bu karşılaştırmayı Sayın Bakan’ın referans konuşmasında gösterdiği tarımsal hasıla üzerinden yapmak daha doğru olmaz mı? Sayın Bakan konuşmasında Hollanda’nın tarımsal hasılada 33’üncü sırada olduğunu belirtiyor. O halde soruyu şu şekilde yöneltelim: “Hollanda’nın tarımsal hasılası ne kadar, Konya’nın ne kadar? Aynı büyüklükte araziye sahip iki bölgeyi karşılaştırdığımızda, hangisi daha başarılı?” Eminim ki bu soruya genel müdürlerinizin bir cevabı vardır.
Konuşmasının devamında tarımsal yeterlilik konusuna değinen Yumaklı, “Dünyada hiçbir ülke kendi kendine yetemez. Biz de yetemediğimiz ürünleri diğer ülkelerden tedarik ediyoruz, onlar da bizden tedarik ediyor” dedi. Yani ithalatın kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Bu görüşe kısmen katılmak mümkün. Elbette ülkemizde üretilmesi mümkün olmayan ürünler ithal edilebilir. Ancak üretilmesi mümkün olan ürünlerde, neden üretimimizi artırmak için gerekli adımları atmadığımızı sorgulamak gerekmez mi? Örneğin, buğday.
Sayın Bakan, Türkiye’nin un ihracatında dünya birincisi, makarna ihracatında ise ikinci olduğunu belirtti. Bu, ülke ekonomisine katkı sağlayan önemli bir ticari faaliyet olabilir. Ancak ülke tarımına katkısını tartışmak gerekir. Buğday üretimi son 35 yıldır 20 milyon ton civarında seyrediyor. Neden bu üretimi 30 milyon tona çıkarmak için bir yol haritası hazırlamıyoruz? Daha da önemlisi, yarın Rusya bize buğday vermezse ne yapacağız? Böyle bir durumda alternatif bir ülke var mı, varsa yeterli buğdayı sağlayabilecek mi? Yoksa bu soruların cevabını un ve makarna üreticilerinden mi beklemeliyiz?
Bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerini hatırlatmak isterim: “Bir milletin özgürlüğü için ekonomik imkanlar ne kadar elzemse, tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeter olması da o derece şarttır.” Bu bağlamda, kendi kendimize yetemediğimiz ürünlerde yeterlilik oranımızı nasıl artıracağımızı açıklayabilir misiniz?
Son olarak, ülke tarımında her şey yolunda ise şu sorulara cevap arıyoruz:
“Kasım ayında gıda enflasyonu, neden tüm enflasyon kalemleri arasında aylık bazda en yüksek artışı gösterdi?”
“Neden yıllık gıda enflasyonu, tüketici enflasyonunu yeniden geride bıraktı?”
“Tarımsal hasılada Avrupa birincisi olan bir ülke, nasıl oluyor da gıda enflasyonunda birinci sıraya yükseliyor?”
“Dünya tarımsal hasıla sıralamasında dokuzuncu olan Türkiye, neden gıda enflasyonunda dünya beşincisi konumunda?”
Sayın Bakan, vatandaşlarımız sizden bu soruların cevaplarını bekliyor. Ancak hepimiz adımız kadar iyi biliyoruz ki, bu soruların bir tanesine bile yanıt vermeyeceksiniz.
Tarım Bakanı’na soruyorum: Tarım Bakanlığı rakamları ve gerçeklik arasında uçurum var mı?
Bir tarım ülkesi olan ve tarımsal hasılada Avrupa birincisi olan Türkiye’nin aynı zamanda gıda enflasyonunda Avrupa birincisi olması nasıl bir çelişki? Sayın Bakan, vatandaşlarımız bununla birlikte sizden birçok sorunun cevabını bekliyor.