Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı peş peşe katıldığı iki önemli toplantıda bitkisel üretim tahminleri ile ilgili bilgi verdi, ancak bakanın açıkladığı rakamlarla Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri arasında ciddi farklar var.
Bakan Yumaklı 19 Nisan 2024’te Antalya’da Türkiye Yem Sanayicileri Birliği tarafından düzenlenen “15. Uluslararası Yem Kongresi ve Yem Sergisi”nin açılışında ve 28 Nisan 2024 tarihinde Ankara’da Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) Merkez ve Taşra Teşkilatı Eğitim, Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu. Bakan Yumaklı bu iki toplantıda arpa ve buğday ekim alanlarında geçen yıla göre sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 7’lik artış olduğunu, mısırda da benzer rekolte beklediklerini belirtti. Ancak Bakan İbrahim Yumaklı’nın bu iyimser tahminleri TÜİK Bitkisel Üretim 1. Tahminleriyle çelişiyor.
2023 yılında buğday ekim alanları 68,3 milyon dekar iken Bakan Yumaklı’nın açıklamalarına göre bu alanlar yüzde 7’lik bir artışla 73,1 milyon dekara ulaşmış görünüyor. Geçen yılki verim dikkate alındığında bu alandan 23,5 milyon ton üretim beklenirken son beş yılın verim ortalaması 21,5 milyon ton üretim öngörüyor. TÜİK ise 21 milyon ton rekolte tahmini açıkladı. Bu da iki tahmin arasında 500 bin ile 2,5 milyon ton arasında sapmayı işaret ediyor.
Yine Bakan Yumaklı’ ya göre arpa ekim alanlarına bakıldığında 32,8 milyon dekardan 34,1 milyon dekara yükselme söz konusu. Geçen yılki verime göre 9,6 milyon ton, beş yılın ortalamasına göre ise 9,2 milyon ton üretim beklenirken açıklanan rekolte 8,4 milyon ton. Bu da 800 bin ile 1,2 milyon ton arasında fark demek.
Bakan Yumaklı mısır için de geçen yılki 9,0 milyon tonluk rekoltenin tekrarlanacağını öngörmüştü, fakat açıklanan rakam 8,5 milyon ton. Bu da yarım milyon tonluk kayıp anlamına geliyor. Bu üç ürün için toplamda en az 1,3 milyon, en fazla 4,2 milyon tonluk bir rekolte sapması mevcut.
Türkiye’de yağışlar gerçekten arttı mı?
Bakan Yumaklı 15 Mayıs’a kadar olan yağışların rekolte üzerinde belirleyici olacağını ifade etmişti. Ayrıca “Ekim 2023-Nisan 2024 arası uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 1,6, geçen seneye göre ise yüzde 25’in üzerinde yağış fazlalığı var” diyerek toprakta yeterli nemin bulunduğunu ve tarımsal kuraklık olmadığını vurgulamıştı.
Oysa nisan ayında yağışlar normal seviyelere göre yüzde 50, geçen yılın nisan ayına göre yüzde 67 azaldı. Ancak mayıs ayı yağışlı geçiyor. Bu güney bölgelerinde hasatların başlamış ve tamamlanmak üzere olması açısından bir anlam ifade etmese de İç Anadolu ve kuzey bölgelerinde hasat henüz başlamadığı için bu bölgelerde yağışlar hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak Bakan Yumaklı’ya sunulan verilerle kamuoyuna açıklanan veriler arasında uçurum var. Bu da veri toplama ve analiz süreçlerindeki potansiyel hataları ve yanıltıcı bilgi akışını gözler önüne seriyor.
Türkiye daha çok ithalat yapmak zorunda kalacak
Peki bu üç stratejik üründe rekoltenin azalması ne anlama geliyor? Türkiye geçen yıl buğday üretiminde Cumhuriyet döneminin en yüksek ikinci, arpa ve mısır üretiminde birinci rekolte rakamlarını yakalamıştı. Geçen yıl rekoltede bu yüksek rakamlara ulaşılmasına rağmen 11,7 milyon ton buğday ithalatı ile dünya buğday ithalatında birinci olmuştu. Arpa ve mısırda sırasıyla 1,5 milyon ton, 1,9 milyon ton ithalat yapmıştı. Bu yıl rekoltenin düşmesi ithalatın daha da artacağı anlamına geliyor.
Hububat alım fiyatı geç açıklanacak gibi
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı Adana Ticaret Borsası ev sahipliğinde bir otelde düzenlenen Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi’nde yaptığı konuşmada buğday alım fiyatları ile ilgili ilk ipuçlarını verdi. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) bir regülasyon kurumu olduğuna dikkati çeken Yumaklı “Piyasada ürün fiyatları düşer. Görev alanındaki ürünlerle ilgili alımlar yaparak ürün fiyatlarını belli bir dengede tutar. Ya da çok yükselirse, elindeki stokunu satarak fiyatları dengeler. Ancak TMO son birkaç yıldır regülasyon kurumu olmaktan çıktı. Bir tüccar oldu. Bu sürdürülebilir bir şey değil, doğru da değil. TMO’nun açıklamış olduğu fiyatların da tavan fiyat değil bir referans fiyat olduğunun tekrar hatırlatılması gerekiyor herhalde. Fiyat politikamızda da bunun gözetileceğinin altını çizmek istiyorum” demişti.
Sayın Bakanın açıklamasından anlaşılan bu yıl TMO’nun geçen yıl gibi 13,1 milyon ton ürün almayacağı, açıklayacağı fiyatın da serbest piyasa fiyatları ile paralel gideceği anlaşılıyor. Son iki yılda haziran ayının ilk haftası açıklanan buğday alım fiyatları bu yıl haziran ortasını da geçebilir. Kanaatim TMO şu an piyasayı izliyor ve fiyatların iyi olduğunu düşündüğü sürece de alım fiyatını geç açıklayacak, açıklarsa da piyasa ile uyumlu olacak.
Sonuç olarak, TMO serbest piyasa ile aynı fiyatı açıklayıp tıpkı çayda olduğu gibi primi yükseltebilir. Bekleyelim görelim, bu sonuçlar çiftçiyi memnun edecek mi?