Tarım sektörü, Türkiye’nin ekonomik ve dış ticari performansında kritik bir yere sahip bulunuyor. Fakat son zamanlarda tarım ürünleri ithalatı ihracatımızı aştı. Bu durum, sektörün çeşitli sorunlarla mücadele ettiğini ortaya koyuyor. Küresel ısınma ve iklim değişikliği, arazi kaybı, girdi maliyetleri, verimlilik düşüklüğü, destekleme politikaları, rekabet gücü, kalite standartları ve pazarlama bu sorunların başlıcalarını oluşturuyor. 1961 yılından 2023 yılına kadar aylık olarak tarım dış ticaret verilerini analiz ettiğimizde 660 ayın 417’sinde ihracat fazlası, 243’ünde ise ithalat açığı verdiğimizi görüyoruz. Ancak ithalat açığı verdiğimiz bu 243 ayın 193’ü son 21 yılda ait bulunuyor. Türkiye bu son 21 yılda 2005 ve 2006 dışında tarımda net ithalatçı konumuna düştü.
Sadece ithalat yapmakla kalmadık, her yıl ithalatımız arttı, dış ticaret açığımız büyüdü. 2003 ile 2023 yılları arasında 106,3 milyar dolarlık ihracatımıza karşılık 153,4 milyar dolarlık ithalat yapmışız. Son 21 yılda 47,1 milyar dolar açık verdik. Özellikle 2022 yılında 14,3 milyar dolarlık ithalatımıza karşılık 7 milyar dolarlık ihracat yapabildik. O yıl tarımda 7,3 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin en büyük dış ticaret açığıyla karşılaştık.
Kaynak: TÜİK, 2023 yılı verileri geçicidir. ISIC Rev3 sınıflamasına göre dış ticaret
Ancak 2023 yılı tarım sektörü için bir dönüm noktası oldu. Ocak 2019’dan itibaren aylık olarak sürekli açık verdiğimiz tarım dış ticareti 56 ay sonra 2023 Eylül’ünde artıya döndü. Üstelik 2023 yılının son 4 ayında da artı vermeye devam etti. Ayrıca ilk defa 2023 Kasım ve Aralık aylarıda 1 milyar doları aşan tarım ürünleri ihracatı gerçekleştirildi. İhracatımız geçen yıl 2022’ye göre yüzde 24 artarak 8,7 milyar dolara ulaştı. İthalatımız ise uzun bir aradan sonra bir önceki yıla göre yüzde 7 azalarak 13,3 milyar dolara geriledi. 2022 yılına kadar artan tarımsal dış ticaret açığımız 2023 yılında azalarak 4,6 milyara indi. Bu olumlu gelişme sayesinde tarım ürünlerinde ihracatın ithalatı karşılama oranı 2022 yılında yüzde 49,1 iken, geçen yıl yüzde 65,6’ya yükseldi. Bu, son 8 yılın en yüksek oranı.
Bu olumlu gelişme hem üreticilerimizin hem de ihracatçılarımızın emeklerinin bir meyvesi olarak görülebilir. Ama daha da önemlisi bu rakamlar, Türkiye’nin tarım ürünlerinde küresel pazarlarda rekabet gücünü yükselttiğini ve yeni pazarlara girdiğini gösteriyor. Bu tersine dönüş, hem sektörümüzün hem de ülkemizin geleceği için umut ışığıdır. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı bu rüzgarı sürdürebilirse Türkiye 3 yıl içinde tarım ürünlerinde yeniden net ihracatçı bir ülke haline gelebilir.
Türkiye bu rüzgarı lehine çevirebilmek için üretim açığı verdiği tahıl, baklagil, yağlı tohum, pamuk ve tütün gibi endüstri bitkilerinin üretimini artırmanın çaresini bulmalıdır. Bu ürünlerde açığı kapatmadığı sürece her yıl milyarlarca doları dışarı aktarmaya devam eder ve dış ticaret açığı yeniden büyür.
Tarım sektörünün Türkiye’nin üretim gücü olduğunu bilerek üretim, üretim, üretim demeliyiz.
Başka çıkışımız yok.