Yılın sonuna yaklaşırken durup dururken patlayan bir tartışma benim kafamı çok yormaya başladı. Özellikle bir konuya çok tepki duydum ve acaba haksız mıyım diye dün akşam gruptaki arkadaşlarıma sorduğumda hepsinden de haklısın onayı aldım.

Ben YouTube’da Cüneyt Özdemir, Fatih Altaylı ve Yılmaz Özdil’in yorumlarını özellikle izliyorum. Nevşin Mengü’ye nadiren bakarım. Enver Aysever’e ise sadece birkaç kez bakmışımdır. Bu yüzden bahsedeceğim gelişmeyi canlı yayında ben izlemedim. Konuyu sonra çıkan haberlerden öğrendim.

Öğrendiğime göre Mehmet Ali Erbil bir yayında Enver Aysever’e bağlanarak açıklamalarda bulunmuş. Erbil açıklamasında “Hiçbirimiz Acun düşmanı değiliz, asla değilim sadece meslektaş olarak söylüyorum; bu kadar yapım var, bunların özel uçakları, televizyonları, futbol takımlarını ben duymadım. Allah yürü ya kulum sadece Acun’a mı dedi!” diyerek konuşmuş. Acun Ilıcalı da bunun üzerine Erbil’e yanıt vererek “Çarkıfelek’i ona sundurmadık diye sinirlendi” ifadelerini kullanmış.

Mehmet Ali Erbil ayrıca “50 yıldır ekran önündeyim hiçbir şeyim yok. Acun bizimle röportaj yapmak için beklerdi, şimdi kanalları, futbol kulüpleri var, bu nasıl oluyor anlamadım” demiş.

Durup dururken bu neden gerekiyordu anlamadım ama Erbil’in 3G Gülseren ile yaşadıklarından sonra kendini toparlamış olduğunu gördüm. Hatta durup dururken Acun IIıcalı’ya laf sokuşturmayı düşünecek kadar formda olduğu görülüyor.

Acun’un servetini nasıl yaptığını aslında hemen herkes biliyor olmalı. Çünkü onun hayatını televizyonda nerdeyse canlı yayında hepimiz seyrettik. İlk başlarda yıllar önce magazin türünde programlarda kendisine yer açmaya çalışan bir genç olarak  mücadele ediyordu sonra ise aklını kullandı, potansiyeli olan yenilikleri  izledi, trendleri takip etti ve inanılmaz riskler alarak bugünlere geldi. 

Şimdi bunları yazıyorum diye Acun’u yakından tanıdığımı ve ona arkadaş sevgim olduğu için bunları yazdığımı filan sanmayın. Onunla sadece bir arkadaş grubu ile gittiğimiz Yunan adasında akşam yemeği yerken görüşmüş ve uzaktan selamlaşmıştık.

Ama iş hayatındaki mücadeleci, risk almaktan korkmayan tavrı nedeniyle onu hep takdir ettim.

Çalışarak kazandığı paralarını Mehmet Ali Erbil böyle neden durup dururken konu haline getirdi bu meçhul.

Gerçekten Acun ona Çarkıfelek’i sundurmadı diye mi kızgın onu da bilmiyorum.

Erbil ne pahasına olursa olsun da konuşulsun gündemde kalsın diye bunu yapıyorsa bu da ona hiç yakışmıyor doğrusu. Mehmet Ali Erbil’in daha da konuşulmaya ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum.

Aralarında sadece bir atışma yapıyorlarsa ve uzatmazlarsa bunu da hayatın bir cilvesi olarak kabul  edip unutabilirdim.  Ama…

Mehmet Ali öyle bir laf daha etmiş ki okuyunca donup kaldım.

‘Dilan Polat’ı merak etmedik mi hepimiz? Tüylerimiz diken diken olmadı mı bu paralar nereden geliyor, kaynağı nedir?’ de demiş Mali.

Acun’a nereden geliyor bu paralar diye sormuşken bunun da denmiş olması çok bel altı bir yumruk değil mi sizce de…

Acun Ilıcalı’ya kara para aklama suçlamasıyla karşı karşıya olan Dilan Polat iması bence ne Acun Ilıcalı’ya yapışır ne de bu düzeye inmek Mehmet Ali Erbil’e yakışıyor.

Umarım hem kendine hem de sevdiklerine uzun süre yetecek kadar parası olduğunu da söyleyen Mehmet Ali Erbil yeni yıl gelmeden Acun Ilıcalı’ya bir telefon  açar da iki kıymet verdiğim insan yeni yıla barışık girerler.

Şunu da söylemeden edemeyeceğim. bence asıl dedikodu Fatih Terim’in Yunan takımının başına getirilmesinde Acun’un rolü olduğu iddiasının Yunan medyası tarafından ortaya atılmasıydı. Eğer doğruluk payı varsa yeni yılda asıl bunun konuşulacağından eminim.