Neden bu konuda etkili bir ulusal mücadele yapılmıyor, neden sorunun kökenine inip gençleri bağımlı bireyler hane getiren korkunç düzenin sürmesine izin veriliyor, bunu bilemiyorum ama ilkokul düzeyinden başlanarak tüm çocukların bu ülkede tehlike altında olduğu da artık maalesef kesin.

Bu korkunç bağımlılık işi sınıf, din, cins, zengin/fakir ayırımı tanımıyor. Toplumun her kesiminden gençlerimiz anladığım kadarıyla tehlike altında.

Artık para olmadığından içleri neredeyse koridorlarından lağım akar hale getirilen okullarımızın kapılarında da güvenlik personeli kalmadığından okul ‘güvenliğini’ de bu uyuşturucu çeteleri sağlar hale geldi!

Benim çocuğum yok ama çocuğu olan ve korku içinde yaşamakta olan birçok arkadaşım var. Hepsinin tek arzusu çocuklarına medeni, Batı değerlerine açık, kaliteli bir eğitim vererek onları gittikçe daha karmaşık ve rekabeti zor hale gelen çalışma hayatına hazırlamak. Yani tüm medeni dünya anneleri gibi makul davranıyorlar. Ama bu ülkede neredeyse bütün çocuğu olan kadınlar evlatlarının medeni çağdaş bir birey olma umudunu kaybetmiş gibi ne yazık ki.

Haydi çağdaş eğitim verilmeyen okulları özel derslerle, ailenin çabalarıyla bir şekilde telafi edilebildiler diyelim. ama tüm anne ve babalar her gün evden uğurladıkları çocuklarının akşamüstü eve sağ salim dönebilmesine şükreder duruma geldi bir de.

Benim kız grubu arkadaşlarımla bir araya gelmemizin nedeni biraz hoşça vakit geçirmek, son dedikoduları paylaşmak, biraz magazin haberleri konuşup kafalarımızı dağıtıp günlük hayatın zor rutinine biraz mola verebilmekti. Ama son zamanlarda bu buluşmalarımız da neredeyse korku filmine dönüşmüş durumda. Çocukların, gençlerin her gün karşı karşıya olduğu tehlikeleri anlatıyor anneler birbirlerine artık. Bu çocukların bağımlı olmaması için ne yapabileceklerini bilemiyorlar artık kadınlar. Çoğu zaten depresyon ilaçları alıyordu, şimdi daha güçlü tedaviye ihtiyaçları var gibi.

Daha dün, cumartesi  toplantımızda bir arkadaşımız yine dün 10haber.net sitesinde çıkan bir haberden bahsedip ses sanatçısı Umut Akyürek’in bağımlı olduğunu açıkladığı kızı hakkında yaptığı ‘imdat yardım edin’ çağrısından bahsetti. Ve bir anne olarak bu haberin onu çok etkilediğini söyledi.

İtiraf edeyim ben Türk Sanat Müziği ile fazla ilgili değilim, bu yüzden Umut hanımı fazla tanımıyordum ama sonra öğrendim ki bu sevilen sanatçı 12 Temmuz 1973 tarihinde Ankara’da doğmuş. Devlet  konservatuarından mezun olmuş. Musiki çalışmalarına 1989 yılında Erol Sayan yönetimindeki İzmit Musiki Derneğinde başlamış. 1990 yılında TRT’nin Amatör Ses Yarışması’nda da üçüncü olmuş. Ve şu an oldukça hayranı olan bir sanatçıymış.

Umut Akyürek 2004 yılında Oktay Ertuğrul ile nikah masasına oturmuş, 2005 yılında da kızı Melek’i dünyaya getirmiş.

Geçen yıl temmuz ayında kızının iş hayatına atıldığını ve yeni asistanı olduğunu duyurmuş Umut Akyürek, bu kez de maalesef yardım istemek için kameranın karşısına geçip yaşadıklarını sosyal medya hesabında paylaştığı videoda anlatmış, ‘Kızım bağımlı’ demiş.

Onun bu paylaşımının kendisini sevenleri çok üzdüğünü duyuyorum etrafta. Akyürek sosyal medya hesabından yayınladığı videoda “Psikolojik rahatsızlığından dolayı kendini hiçbir konuda frenleyemediği için iş korkunç boyutlara vardı! Ben şu anda kendimi odaya kilitledim. İki gündür yoktu, yine çok büyük bir kriz yaşıyor. Polis çağırmak zorunda kaldık” demiş. 

Sanatçı ayrıca ‘Polisler geliyor, dil döküyor, sonra bir şey olmuyor. Ülkemizde yaşanan olayların kökeninde bu madde kullanımı var. Ben bir sanatçı olduğum halde gücüm yetmiyor. Başına bir şey gelir diye korkuyoruz. Bilincini kaybediyor” diye de konuşmuş. Akyürek’in paylaşımına takipçilerinden “Allah yardımcın olsun bacım,” “Allah tez vakitte selamete çıkarsın sizleri” yorumları geliyordu son baktığımda.

Tamam polis gelir de, asıl sorun polis geldikten sonra neler yapılabileceğinde. Her vaka için konuya el atacak bir uzmanlar grubu oluşturulması gerekiyor olabilir. 

Bağımlılığın bir hastalık olduğu unutulmadan bağımlı olan o genci sanki acil servise düşmüş çaresiz hasta olarak görüp tedavisi için adımlar atmalı galiba devlet. Yoksa bu bağımlı gençlik olayı artık  çığırından çıkıp ülkenin geleceğini iyice karartmak üzere. 

Ben evlensem de evlenmesem de çocuk sahibi olmak düşüncemden duyduğum ve yakınımda olan olaylardan sonra vazgeçmek üzereyim. Hele bir de kız çocuğum olursa bu ülkede özellikle kız çocuk annesi olmanın imkansızlığını da görüyorum. Bu yüzden kişisel olarak tanımasam da kalbim Umut Akyürek hanımla birlikte. Keşke elimde bazı imkanlar olsa da onun şu an çekmekte olduğu acıyı azaltabilecek bir şeyler yapabilsem.