Engin-Dilan Polat çifti hakkındaki dedikoduların zirveye çıktığı günlerde magazin yayınları ve programları sadece çiftin hayatıyla ilgili haberlerle dolu olduğunda benim burada yazdığım yazılarda çiftin yaptığı her hareketi onaylamamakla birlikte özellikle Dilan’a belirli bir sempatiyle baktığımı itiraf ediyorum.
Bunun kadın dayanışması olduğunu söyleyen ve basit bir davranış olarak niteleyen arkadaşlarım da olmuştu, Dilan’a yaklaşımımda bu da rol oynamış olabilir, şimdi bunu inkar edecek halim herhalde yok.
Ama olaylar gelişirken başka bir duygum da vardı. Açıkçası ben Dilan’ın hayata naif, çocuksu baktığını ve sadece bu yüzden özellikle sosyal medyadaki bazı itici davranışlarının kendisine zarar verebileceğini göremediğini düşünüyordum. Yani Dilan’ı hayli saf bulmaktaydım.
İkisi göz altına alınıp hapishaneye konduktan sonra içeride yaşananlardan gelen haberler benim Dilan hakkındaki düşüncelerimi değiştirmediği gibi onun sadece saflığından dolayı kontrol edemeyeceği bazı olaylar içinde sıkışıp kaldığını da düşünmeme de yol açtı.
Bu nedenle açıkça söylüyorum, çiftin salıverilmeleri birçok insanda olduğu gibi bende de mutluluk yarattı. Tanıdığım bir ok insan Polat çiftinin hayatını bir masalı dinler gibi izliyordu ve masalın iki kahramanına atılan suçları hiçbir zaman onlara yakıştıramadılar.
Sonunda özgürlüklerine kavuşmaları hem bu yaklaşımın oldukça gerçekçi olduğunu gösteriyor hem de onların tekrardan aramızda olması bizlere bir sonbahar masalı tadında geldi.
Aramızda fazla yaş farkı olmasa da Dilan’dan yaş olarak büyüğüm ve ona şu anda bir abla tavsiyesi vermek istiyorum. Bence Polat çifti şu anda yapmamaları gereken tek şeyi yine maalesef yapmaya başladı. Eskisi kadar olmasa da sosyal medyayı yine abartılı kullanmaya başladılar. Halbuki şu anda kendilerini bize birazcık unuttursalar ve biraz daha az göze çarpsalar, özellikle bunun aileyi düşünmek zorunda olan Dilan açısından çok daha iyi olacağını düşünüyoruz kızlar grubumuzda.
Gerçi anladığım kadarıyla birçok mal varlıklarına yasal tedbir konduğundan öyle eskiden olduğu gibi lüksü ve paraları gözümüze sokacak hareketler yapamıyorlar artık.
Ama sosyal medya kullanıcıları biliyorsunuz daima heyecan istiyor ve Polat çifti de bir anlamda soysal medya bağımlısı olduklarından yakında eski tür paylaşımlarına başlayacaklar diye korkuyorum. Ben şu aşamada kendilerini ne kadar unuttururlarsa kendileri açısından o kadar iyi olacağını düşündüğümden Dilan ile ayarlamaya çalıştığım gibi bir buluşabilirsem ona bir ablası olarak kendini biraz geri çekmesi gerektiğini tavsiye edeceğim. Yakında arkadaşlarımla birlikte onu bir akşamüstü Bebek’te bir kafeye davet etme düşüncemiz var.
Bu arada dedikodular da akmayı sürdürüyor. Son gelişmelerden sonra özellikle Engin Polat’ın girişimiyle tedbir konmuş mal varlıklarını ve bir kısım nakiti geri alma girişimlerinde de bulunulduğu duyuluyor.
Sonuçta bu yasal bir süreç, sonucunun ne olacağını hep birlikte bekleyip göreceğiz. Ben açıkçası mal varlıklarını geri aldıklarında eski türde sosyal medya paylaşımlarının yeniden hızla başlayacağından ve bunun da özellikle Dilan’ın aleyhine olacağından korkuyorum.
Ama asıl daha da önemli olan ve arkadaşlar grubumu heyecanlandıran dedikodu Dilan’ın hayatının bir film yapılmasının ve hatta bir dizi planının bile olduğu. Duyduğumuza göre bu tür teklifler çift hapse düşmeden önce bile varmış, şimdi çıktıktan sonra teklifler daha da ciddi hale gelmeye başlamış. Yapımcılar özellikle Dilan’ın hayatının ön plana çıkacağı projelere daha sıcak bakıyormuş. Eğer bu yapılır ve film ya da dizi benim beklediğim üzere ilgi toplarsa Dilan bunun kendisi açısından uzun dönemde iyi olup olmayacağını bence iyi düşünmeli.
Bu proje gerçekleşirse Dilan’ı acaba kim oynar diye arkadaş grubumuzda konuşuyoruz. Aramızda Türkan Şoray genç olsaydı bu rolün ona çok yakışacağını düşünenler bile oldu.
Bence Dilan rolünü kendisi oynamalı, ama ancak bunun için de bir süre beklemeli. Dilan bundan sonra atacağı her adımda sadece kendisini değil ailesini ve özellikle çocukları da düşünmek zorunda.