Dün sosyal gerçeklerimize el atan Kızılcık Şerbeti gibi dizileri yeni ve artan bir ilgiyle seyretmeye başladığımı anlatmış ve bu tür dizilerdeki gerçekliği çözümleme ve bizlere bunu anlatma yetenekleri nedeniyle senaristleri çok takdir ettiğimi ve onların aslında senaryoları ile yeni bir edebiyat biçimi yarattıklarını söylemiştim.
Belki tahmin ediyorsunuzdur, ben bir konuya taktım mı onu daima dibine kadar yaşarım ve hiçbir boyutunu ihmal etmemeye uğraşırım.
Şimdi Kızılcık Şerbeti’ni seviyorum ya, dizide rol alan sanatçıları da takibime aldım. Gündelik yaşamda neler yapıyorlar, nelerle uğraşıyorlar, sosyal hayatları nasıl, bunları da öğrenmek için uğraşıyorum bir süredir.
Bu uğraşım bağlamında dizinin Kıvılcım’ı yani Evrim Alasya, Saba Tümer’in Youtube’deki programına çıktığında onu da tabii ki izledim ve orada “Erkek gibi davranan erkeklere hasret kaldım” diye konuşunca beni bir düşünce aldı.
Bu söz ilk duyulduğunda kulağa hoş gelebilir ama erkeğin erkek gibi davranmasından ne anladığımızı da net ortaya koymalıyız.
Biraz sonra anlatınca göreceksiniz ki benim bu konuya yaklaşımım oldukça farklı. Dikkatli olunmadığı takdirde erkek diye yanınıza aldığınız adamın bunu yanlış anlamakta olduğunu ve kaba saba bir barbara dönüştüğünü görmeniz de mümkün.
Benim başta sanki centilmenmiş gibi davranan, sanki düşünceli biriymiş havası veren bazı erkeklerle geçmişte bazı deneylerim oldu. Bir süre sonra kendilerini ciddiye alıp höt höt olmaya başladıklarında anında hemen kapı önüne koyuverdim ve kurtuldum. Ama çoğu kadının bunu yapabilmesi kolay olmayabiliyor.
Özellikle ortada çocuk varsa kadın tavizler vererek bir süre daha katlanıyor erkek gibi davrandığını sanan adama. Bunun son örneği Nagehan Alçı’nın yaşadığını söylediği şanssız olaylar. Gerçi ben onun eski kocası Rasim Ozan Kütahyalı’nın öyle davranmış olmasına pek şaşırmadım; çünkü tipi ve davranışları bana böyle bir adam olacağını baştan söylemişti. Ama sonra Nagehan da akıllı bir kadın, öyle bir adamı yanına almaz dedim ve yanıldım.
Tabii hem Evrim Alasya hem de Saba Tümer’in hasret olduklarını söyledikleri erkek gibi erkek olanlardan neyi kastettikleri açık. Şefkatli, anlayışlı, centilmen, kadına değer veren, kendinden emin davranan erkekleri istiyorlar.
Kızlar bunu kim istemez ki ama gelin görün ki zamanımızda bu tür erkek pek ortada yok galiba.
Aslında bu benim sorunum değil artık, çünkü daha önce de anlattım, ben eve alacağım erkekten erkek gbi olmasını değil aksine tam itaatkar köle ruhlu olmasını istiyorum. Şu an evde böyle biri var zaten. Ben sahibesi olarak ona hükmediyorum, o da dediğim her şeyi eksiksiz yapınca mutlu oluyor.
Benim durumum böyle ama her kadının böyle olabilmesi pek mümkün değil. Sahibe gibi davranabilmek biraz felsefe ve psikoloji bilmek gerektirir. Adamın ilk önce beynine hükmedeceksiniz ki önünüzde diz çökmeye gönüllü olsun her defasında.
Aslında benim Saba Tümer’den biraz umudum vardı benim gibi olabileceğine, ama bir türlü olmadı, o hala kendine erkek gibi erkek arayabiliyor. Hem Evrim’e hem de Saba’ya başarı diliyorum arayışlarında, ama karar değiştirirlerse evimdeki seansları izletebilirim onlara. Hatta isterlerse kölemi bir süre ödünç bile verebilirim.