Cuma akşamı İstinye Park  AVM içinde bulunan sevdiğimiz bir mekanda buluştuk arkadaşlarla. Sayımız oldukça fazlaydı. Buluşmalarımıza düzenli gelmeyen bazı arkadaşlarımız dahi bu gece gelmişlerdi. 

Tecrübeli avukat abimiz de dahil olmak üzere dört arkadaşımız o gün yapılan Seçil Erzan davasını izlemeye gitmişlerdi. Onların getireceği haberleri heyecanla bekliyorduk, tam kadro orada bulunmamızın nedeni de buydu. Bu davanın uzun süreceğini tahmin ediyorduk ama bu kadar da fazla bekleyeceğimizi tahmin etmemiştik.

Sonunda abimiz ve arkadaşlar geldiler, ilk içkileri aldıktan sonra yaşadıklarını anlattılar. Ben size tecrübeli avukat abimizin söylediklerini aktaracağım.

Benim ağır abi diye tanımlamaktan hoşlandığım abimiz söze organizasyon beceriksizliğinden bahsederek girdi. 

’Bu davaya ilginin büyük olacağı zaten biliniyordu. Bu yüzden dava 14. Ağır Ceza salonuna alınmıştı. Bu salon 200 kişi kadar insanı alabiliyordu. Peki ama bu kadar fazla insanın geleceğinin tahmin edildiği bir salona girişin bu kadar itiş kakış ile olmasını nasıl açıklayacaksınız? salonun girişinde kimse düzeni sağlamayı akıl etmemiş gibiydi.’

Araya gireceğim, haklıydı abim. Çünkü burada daha önce yazdığım gibi sevgilimle bir New York gezimizde sevgilimin ısrarı üzerine Halk Bank davasını izlemeye de gitmiştik. O gün Reza Zerrab ilk kez salona geleceğinden her zamankinden çok daha fazla izleyici vardı. Ne mahkeme binasına girişte ne de salonun girişinde hiçbir sorun itiş kakış filan yaşanmadı. Herkes sırasını bekleyip düzenli biçimde salona alındıydı. Ve dava da tam saatinde başlayıp  planlanan saatte de ara verildi ve daha sonra tam saatinde bitirildi. Bu basit işi biz neden beceremeyiz anlamak mümkün değil bu yüzden abimiz çok haklıydı şikayetinde..

Aktarmaya devam ediyorum.

’Sonra itiş kakış da olsa içeriye girdik. 10.00 da başlaması gereken dava 11.00’de başlayabildi. Aksamalar içerde de sürüyordu. Bu kadar büyük ve kalabalık olan salonda kullanılması gereken mikrofon çalışmıyordu. Bu yüzden herkes ön taraftaki  konuşmaları duymakta zorlandı. Neyse benim avukat arkadaşlarım vardı önde bulunanlar arasında  iyi duyamadığım bölümleri de onlardan aldım.

Seçil hanım jandarmalar arasında salona getirildi. kahverengi bir takım giymişti. Hüzünlü ama sakin gözüküyordu. Sorgulama beş saat civarında sürdü. Bunun üç saatini ayakta geçirdi. Salonda Arda Turan, Emre Belözoğlu, Muslera, Nur hanım yoktular. Hepsi de mazeret bildirmişlerdi. Semih Kaya geldi. Fatih Terim’in kızı Buse ve onun eşi Volkan oradaydı.

Seçil Erzan ailesinin  çektiği zorlukları anlatırken hüznü daha da arttı.

Müşteki olanların avukatları kaybettikleri paranın Denizbank tarafından ödenmesi üzerine stratejilerini kurmuşlardı. Seçil hanım bir ara kendisinin para istediği bazı kişilere bunun Fatih Terim fonu olduğunu söylediğini ama bunu söyleyeceğinden Fatih Terim’in haberi olmadığını söyledi. Zaten beş saate yakın ifadesinde Fatih Terim adı sadece iki veya üç kez geçti o kadar.

Müşteki avukatlarının arasında benim gördüğüm kadarıyla Rezzan Epözdemir hayli aktifti. Hatta bir ara Seçil hanımın avukatı ile birlikte hakime hanım ile de tartıştı.

Seçil hanımın avukatı stratejisini yaşananların arkadaşların diğer arkadaşlarının parasına çökmesi olduğu, bu sistemde Seçil hanımın sadece aracı olduğu üzerine kurmuş gibiydi. Seçil hanım hatta bir ara bunu  ‘Herkes yer içer hesabı Seçil öder’ diyerek ifade etti.

İlk başta Seçil  Erzan Çorlu’dayken sistemin düzgün çalıştığını ve işe daha sonra futbolcuların girmesiyle sistemde tıkanıklıklar başladığını, bunun da bazılarının fazla para istemesine bağlı olduğunu söyledi, fazladan para isteyenler bunun sisteme yeni giren arkadaşlarından geleceğini biliyordu imasında bulundu. Salonda bulunan Semah Kaya’yı örnek vererek onun 4.5 milyon dolar aldığını anlattı.

Özetle cuma günkü  duruşmada futbolcuların futbolcu arkadaşlarının paralarını aldığı ve Seçil Erzan’ın sadece buna aracı olduğu bir sistem kurulduğu anlatılmaya çalışıldı.

Bütün avukat arkadaşlarım ve ben bir sonraki davaya eğer Arda Turan katılırsa onun anlatacaklarının çok önemli olacağını düşünüyoruz.

Denizbank’ın sonunda para ödeyip ödemeyeceği bence hala belirsiz.

Ben aslında bu davada yeni sanıkların da olacağını da düşünüyorum. İnşallah bir sonraki davada daha düzenli bir işleyiş için tedbir alırlar.’

O gece biraz erken dağıldık çünkü davadan gelen arkadaşlar çok yorgundu. Dağılırken hepimizin kafasında cevaplar yerine yeni sorular oluşmuştu ve gelecek davada yeniden buluşma sözü verdik birbirimize.