Dün yazımda 8 Ağustos’ta itibaren bir hafta Bodrum’da olacağımı ve bu nedenle yazılarıma kısa bir ara vereceğimi anlattım.
Orada gördüklerini neden anlatmıyorsun diyecek olursanız, haklısınız bu da düşünebilirdi, ama ben Bodrum’daki kısa kalışımın her dakikasını gezmek ve etrafı görmek için kullanmayı düşünüyorum. Masa başına yazı için oturmak bana zaman kaybı gibi geliyor o kısa sürede. bunun yerine bilgileri toparlayıp İstanbul’a dönünce yazmayı daha doğru ve verimli bir yöntem olarak belirledim.
Bu defa tatile hazırlanırken daha önce başıma hiç gelmemiş olan bir durum ile de karşı karşıyayım. Daha önce yüzlerce gittiğim ve hatta bir defasında yaz-kış yaşamaya da giriştiğim Bodrum’a bu defa, belki inanmayacaksınız, gideceğim diye heyecanlanıyorum da.
Bu yıl hakkında o kadar çok konuştuk, o kadar olumsuz haber okuduk, o kadar fazla tartışıldı ki bu defa Bodrum’da kim bilir neler göreceğim diye meraklanıyorum. Bu bende hem heyecan hem de bir tedirginliğe neden oluyor. Pahalılığın ve ota sınıfın hayattan çekilmesinin Bodrum’daki sonuçları kim bilir nasıl oldu diye etrafı bu defa eskisinden çok faklı bir merakla izleyeceğimi biliyorum.
Sizi bilmem ama ben herhangi bir nedenle kendimi biraz tedirgin, heyecanlı hissettiğimde dizi ve film platformlarına vururum kendimi. Bu defa da öyle yaptım, bu da beni aslında yazmak istediğim esas konuya getirdi.
Mutlaka siz de farkındasınızdır ama özellikle Netflix yazın başından itibaren sanki uzun bir tatile çıkmış gibi geliyor bana. İnsanın ilgisini çekip tutacak yeni film ve dizi bulmak nerdeyse imkansız oldu Netflix’te. Durmadan eski film ve dizileri yeniden sürüyorlar önümüze. Disney Plus’ta da durum farklı değil. Hem de onlar iyice ergen çocukların ilgisini çekip tutmaya takmışlar gibi. Benim yaş grubuma güzel gelebilecek yeni iş yapmayı bırakmış görünüyorlar.
Platformlarda durum neden böyle, bu ne zaman sona erer bilmiyorum ama bizlerin yaz keyfimizi bozdukları da bir gerçek. Kendimi herhalde onlar sonbahara hazırlanıyor olmalı, eylül yaklaşırken büyük film ve dizi işleri ortaya çıkacaktır diyerek avutuyorum. Bu doğru olsa bile yaz gecelerinin ayrılmaz keyfi bir bardak şarap eşliğinde film seyretme keyfimizi elimizden aldıkları kesin. Ben email atıp bu şikayetimi onlara bildireceğim. Umarım bunu siz de yaparsınız da belki o zaman biraz hareketlenirler. Neyse zaten tatildeyken dizi ve film setretmeyi de bırakacağım, sadece Bodrum’daki hayatı seyredeceğim, umarım döndüğümde 16 Ağustos’ta atılım içine girmiş bir Netflix ile karşılaşırım.