50 yaşında bir erkeğim ve son yıllarda cinsellik konusunda bir iniş-çıkış hali yaşıyorum. Yeni tanıştığım sevgilimle ilk kez beraber olduk. ‘Harika mıydım?’ diye sorduğumda ‘Rahat ol, bu işin yaşı yok,’ dedi. Ama bu cümle beni huzurdan çok strese soktu! Şimdi düşünüyorum, performansımı geliştirmem mi lazım? Yoksa bu ‘yaşı yok’ lafıyla kendimi yatıştırmaya mı çalışmalıyım? Cinsellik gerçekten yaşa bağlı bir yetenek mi, yoksa doğru partnerle yeniden 20’lerime dönebilir miyim?

Değerli Okurum

Öncelikle tebrikler! İlişkilerde cesaret, sadece soruları sormakta değil, yanıtları sindirmekte yatar. Şimdi gelelim meseleye: “Bu işin yaşı yok,” diyen sevgilin aslında haklı. Cinsellik bir yetenek yarışması değil, bir keyif sanatı. Jüri üyeleri yok, altın madalyalar dağıtılmıyor. Ama senin gibi bir beyefendi, belli ki bu konuda en yüksek puanları toplamak istiyor!

Şimdi işin özü şu: Yaş mı? Hikaye! Cinsellik, yaşlanmaz ama deneyim kazanır. 20’lerinizdeki enerji ve coşku, 50’lerinizdeki özgüven ve derinlikle birleşince tadından yenmez! Performans mı? Sahne değil bu! Kimse sana Broadway’deki bir müzikalin final şovunu sunman gerektiğini söylemiyor. Kendi temposunda ve keyif içinde, “şimdiki sen,” zaten mükemmel. Sevgilinin bu sözü, aslında “Ben keyif aldım, şimdi sıra sende” demek. Onu dinle ve bırak stres yerini eğlenceye bıraksın.

Tekrar 20’lere dönmek mi? Aman ha, o dönemin “Acaba doğru mu yapıyorum?” kaygılarına gerek yok. Sen zaten 50’lerde, olgunluğun ve deneyiminle yeni zirveler peşindesin. Kendine karşı nazik ol. Bu işin sırrı, ne kadar mükemmel olduğun değil, ne kadar keyif aldığın. Partnerinle gülebiliyorsan, konuşabiliyorsan ve paylaşıyorsan, zaten kazanmışsın demektir.Unutma: Gençlik geçici, keyif kalıcı!

Kocam istedi diye esmerden sarışına evrim geçirdim ama artık seksten soğudum

İrem Hanım, 33 yaşında bir kadınım. 2 yıldır evliyim. Ben esmer, balık etli ve kıvırcık saçlıyım. Evlendiğimizde kocam daha seksi olursam daha çok seks yaparız diyordu. Kocam sarışın, düz saçlı ve ince kadın seviyor diye tüm görüntümü değiştirdim, tam istediği gibi oldu. Ama bu sefer de benim canım hiç seks yapmak istemiyor. Onu sürekli refüze ediyorum. Sizce sorun ne olabilir?

Değerli Okurum,

Öncelikle, şunu belirtmeliyim ki, hikayen bir dönüşüm hikayesi değil, bir yanlış anlaşılma hikayesi! Çünkü cinsellik, saç rengi veya beden şekli gibi fiziksel detaylarla ilgili değil; hissettiğin özgüven, mutluluk ve rahatlıkla ilgili. Sen eşinin “ideal” kadını olmaya çalışırken, belki de kendini geride bıraktın. Kendini kaybetmek, tutkuyu da kaybettirir.

Sarışın olabilirsin, ince olabilirsin, düz saçlı olabilirsin. Ama bu değişim seni sen olmaktan çıkardıysa, nasıl rahat hissedebilirsin? Cinsellikte en seksi şey, kendini nasıl gördüğün. Eşinin beğenisi önemli olabilir, ama senin hislerin daha da önemli. Sen esmer ve kıvırcık halinle kendini seviyor muydun?

Şimdi, o eski “ben” kaybolduysa, doğal olarak cinselliğe olan motivasyon da azalır. Yani sorun bedenin değil, o bedeni nasıl hissettiğin. Zaten Cinsellik sadece beden işi değil, kafa işi! Eşin seni görsel olarak beğendiği bir yere ulaştı diye, senin cinsel enerjiniz otomatik olarak artacak değil. Beynin şu an “Ben bu yeni halimi seviyor muyum?” diye sorarken, libido arka planda sessizce bekliyor olabilir. Kendi kimliğini ve özgüvenini biraz arka plana atmışsın.

Biraz klişe gelebilir, ama kendini yeniden bul! Belki eski saç rengine dönmek, eski kıvrımlarını yeniden sevmek ya da her sabah aynaya bakıp “Ben harikayım!” demek iyi bir başlangıç olabilir. En önemlisi, eşinle açık bir konuşma yap. Ona fiziksel değil, ruhsal olarak nasıl hissettiğini anlat . Ve unutma: Sarışın olsan da, esmer olsan da, cinsellikte en seksi şey özgüvendir.

Kariyerden değil, cinsellikten korkuyorum

İrem Hanım Merhaba .33 yaşında, bekar bir kadınım. Bir kaç sevgilim oldu ama ilk defa cinsellik yaşamak istediğim biri karşıma çıktı. Ancak kendimi kasıyorum ve ilişki olmuyor. Bir uzmana başvurduğumda kariyer sahibi kadınların bunu yaşadığını ve çözümü olmadığını söyledi. Sizin bir öneriniz var mı?

Değerli Okurum,

Öncelikle, bu “kariyer kadını kaderi” söylemini atan kişiye seslenmek istiyorum: Klişeler çağını geride bırakmadık mı? Sadece kariyer sahibi kadınlar mı kasılır? Hayır efendim, cinsellik herkes için özgür bir alan; kariyerinden bağımsız olarak bedenin ve zihninle ilgili.

Biliyorum, kariyer sahibi olmak demek plan yapmak, kontrolü elinde tutmak ve risk yönetimi yapmak demek. Ama cinsellik, Excel tablosu değil. Önceden plan yapmaya çalışırsan, işin büyüsünü kaçırırsın. Bunu bir PowerPoint sunumu değil; spontane bir dans gibi düşün. Adımını yanlış atsan bile, kimse “slayt hatalıydı” demeyecek.

Bedeninin değil, zihninin kasıldığını unutma. Cinsellik fiziksel bir eylem gibi görünse de, aslında yüzde 90’ı zihin işi. Aklında “Bu iş mükemmel olmalı” gibi bir düşünce varsa, bedenin de “Hadi bakalım, sıkı duralım” moduna geçer. Rahatlamaya odaklan. Kendine “Bunun bir sınav değil, bir keşif” olduğunu hatırlat.

Kariyer sahibi olmak seni güçlü kılıyor, stresli değil. Bir ilişkiye hazırsan, güç de sende! Kariyer kadını olman, cinsellikte zayıf olacağın anlamına gelmez. Aksine, özgüvenin, cinselliği keşfetmek için en büyük avantajın. Kendine “Bu benim kontrolümde ve her şey yolunda” demeni öneririm. Partnerinle açıkça konuş, duygularını paylaş. Kimse senden mükemmel bir performans beklemiyor; en güzel şey, doğal olman.Son olarak şunu söyleyeyim: Cinsellik bir yolculuk. İlk adımı atmak bazen zordur, ama bir kez attığında, gerisi kendiliğinden gelir. Kendini kasma; bırak, bu yolculukta özgür ol.