Yatakta tam bir oyunculuk dehasıyım
Merhabalar İrem Hanım, 38 yaşında, 5 yıllık evli bir kadınım. Şimdi işin aslı şu: Eşimle ilişkiye girdiğimizde, nasıl desem… hani herkes sahnede Oscar’lık performans sergiler ya, ben yatakta tam bir oyunculuk dehasıyım. Hiç orgazm olmuyorum, en ufak zevk almıyorum ama süper bir taklitle eşimi ikna ediyorum. Ama işin kötüsü, Oscar’ı ben değil, kocam alıyor. Kendisi benim sahte orgazm resitalimden o kadar memnun ki, yatakta adeta Rocky edasıyla zafer turu atıyor. Ben de ‘Bravo şampiyon!’ derken içimden ‘Nolur bu round bir bitsin artık’ diye geçiriyorum. Şimdi, ne yapsam bilemedim. Ona bu sahne performansının gerçek olmadığını itiraf etsem mi? Yoksa bu şova devam mı etsem? Bir akıl ver, valla performans ödülü falan alacağım yakında!
Değerli Okurum,
Anladığım kadarıyla yatakta tam bir tiyatro şöleni var! Yahu insanın arada bir doğaçlamaya ihtiyacı olur. Eşine ‘Sevgilim, bu bir prodüksiyondu ve sen de başroldeydin’ dediğin zaman tabii ki ufak bir şok yaşanabilir. Ama belki de gerçek bir performansla onu daha mutlu edebilirsin, kim bilir? Yok, diyorsan ki ‘Aman, sahne tozunu yuttum, yoluma devam ederim,’ o da bir seçenek tabii. Ama unutma, gerçek bir performans bazen sahte alkıştan daha değerlidir! Yani, evlilik upuzun bir yol. Bu performanstan mutlaka sıkılırsın, eşine anlamıyor diye öfkelenirsin ve işler sarpa sarar. Bence hayat sürekli sahne performansı göstermek için çok kısa.
Karımın şikayeti yok ama genç sevgilim performansımdan memnun değil
İrem Hanım Merhaba. 62 yaşında, 33 yıllık evli bir erkeğim. Şimdi, öyle güzel bir evliliğimiz var ki, eşimle cinsellik konusunda bugüne kadar hiçbir sıkıntımız olmadı, maşallah diyeyim. Yalnız işin rengi son zamanlarda biraz değişti… Malum, benden tam 26 yaş küçük, enerji dolu bir sevgilim var. Kendisi beni biraz ‘yavaş’ bulduğunu söylüyor. Ne yalan söyleyeyim, ben ömrümde böyle bir eleştiri almadım! Genç sevgili, bana takviye öneriyor, hani şu performans artırıcı ilaçlardan. Şimdi düşünüyorum, 33 yıl boyunca karım bir gün bile şikayet etmedi, hanımefendi sessiz sedasız mutlu mesut… Ama bu yeni durum biraz başımı ağrıttı. İlaç kullanmakla mı, yoksa doğal tempomla mı devam etmeliyim bilemiyorum. Yan etkileri olur mu diye de tedirginim. Ne diyorsunuz, bu işin bir çaresi var mı? Yoksa doğal ritmimi mi koruyayım?
Değerli Okurum
Sanırım işler biraz hızlandı ve piste yeni bir yarışçı katıldı! Bu konunun eşine ne kadar haksızlık olduğunu hiç anlatmıyorum bile. Sorununu anlıyorum, genç sevgili hız istemiş, sen ise yollarda ‘Cruise Control’ ile sakin sakin ilerliyorsun. Ama işte modern dünyada ‘tempolu sürüş’ biraz daha moda oldu. Bence kendini ilaçlarla filan fazla zorlamadan önce, bir düşün: İlaç kullanıp ‘Formula 1 pilotu’ mu olacaksın, yoksa yolculuğunun tadını ‘klasik arabayla manzarayı izleyerek’ mi çıkaracaksın? Unutma ki bazen hız değil, keyif önemlidir. Ha, diyorsan ki ‘Ben o genç kızı pistte geçeceğim,’ o zaman mutlaka bir uzmana başvur ve onun talimatı ile ilaç kullan. Ama benden küçük bir tavsiye: Hızlı olmak her zaman kazandırmaz; bazen sakin bir sürüş de hayatı güzelleştirir! Bu arada, karından bu kadar senedir hiç şikayet olmadıysa, belki o da işin hızına hiç ihtiyaç duymamıştır, bir düşün derim.
CEO bir kadınım, evliliğim yerlerde
Sevgili İrem Hanım, 43 yaşında, 12 yıllık evli bir kadınım. Bir tanecik 8 yaşında kızımız var, maşallah dünya tatlısı. Ama olaylara gelirsek… Şimdi şöyle, bu yıllar içinde kendi işimi kurdum, işler gayet iyi ama öyle bir çalışıyorum ki, eve geldiğimde kendimi bir mobilya gibi hissediyorum; yerleştirilmişim, oradayım, ama bende hiç hareket yok! Eşim tabii ki bu durumdan hiç memnun değil. Adam akşamları film izleyelim, baş başa vakit geçirelim, diyor. Bense yanına oturup 5 dakika sonra ‘Ofiste şu dosyayı halletsem iyi olurdu, şu müşteri ne dedi acaba?’ diye düşünüp maillere dalıyorum. Cinsellik? O zaten çoktan bitti, eşimle son ‘çift kişilik operasyon’ ne zamandı, hatırlamıyorum bile! Şimdi, bu duruma bayağı sinirlenmeye başladı, haksız da değil, ama ben de çok yorgunum. Ne yapsam bilemedim, biraz akıl verir misiniz? Nasıl bir orta yol bulabilirim, yoksa yakında boşanmaya doğru gidecek gibiyiz?
Değerli Okurum,
Kendini iş dünyasının süper kahramanı ilan etmişsin, bravo! İşleri çekip çevirmek harika ama eve geldiğinde de pelerinini bir kenara asmak gerekiyor. Anladığım kadarıyla, eşin akşamları biraz ‘romantik komedi’ peşinde, sen ise ‘finansal dram’ izliyorsun. Ama şöyle düşün, o işleri bir kenara bırakıp, bir ‘romantik aksiyon’ sahnesi denesen fena mı olur? Hem, kim demiş iş dünyasında aksiyon hep ofiste olur diye?
Cinsellik konusuna gelince, evlilik bir nevi maraton; bazen hızlanırsın, bazen yavaşlarsın. Ama eğer maratonda hep geride kalırsan, eşin ‘Bu yarışta yalnız mıyım?’ demeye başlar! Belki de her akşam mail atmayı bırakıp, birkaç akşam eşine ‘Özel mail’ gönderme zamanı gelmiştir, ne dersin? Hani, şirket büyüyor diye evdeki yatırımları da ihmal etmeyelim derim.
Sonuç olarak, , işler her zaman bekler, ama eşin seni beklemekten sıkılmasın. Arada bir iş telefonunu kapat, Netflix’ten bir film aç, ve evde de bir CEO değil, evinin kadını ol.