Geçtiğimiz günlerde Melinda French Gates, Stephen Colbert’in programında öyle bir cümle kurdu ki bence o stüdyoda oturan herkesi değil, ekran başında milyonları da kalbinden yakaladı:

“Güven olmadan yakınlık kuramazsınız.”

Bu söz, sadece Bill Gates’in kulağına gitmedi. 27 yıllık evliliğin ardından “Artık güvenemiyorum” demek, “Yemeğe tuz koymayı unuttun” demek gibi değil.

Bu, kalbinin en karanlık köşesinde duran bir düğmeye basmak gibi.Yani birini hâlâ sevip, artık yanında olamayacağını bilmek. Bazen sevgi yeterli olmuyor.O çok basit gibi görünen şey, yani “güven”… aslında ilişkideki en erotik şey.Çünkü birine gerçekten teslim olabilmek için önce güvenmen gerekiyor.

Peki… güven bir kere kırıldığında, tekrar kurulur mu?Aldatılmak, sadece fiziksel sadakatsizlik değildir.Asıl yara, kalbin bir yerinde “Ben yetersiz miyim?” sorusunu uyandırmasıdır.

Ve bunun ardından “Hadi gel, kaldığımız yerden devam edelim” demek… kolay olduğu kadar sağlıksız da olabilir.

Özetle ihanetin ardından güven tekrar kurulur mu sorusunun cevabı :Evet. Ama sadece hediyeyle, jestle, “bir daha olmayacak” demekle değil. Gerçek bir iç dökümüyle. Yani samimi pişmanlık, zamanla birleşirse. Yani kişi sadece “üzgünüm” demez, “anladım” da derse.

Peki ya cinsellik? Güven yoksa cinsellik yaşanmaz mı? Şimdi sıkı durun: Yaşanır.

Ama eksik yaşanır.Cinsellik sadece bedenlerin değil, ruhların da buluşmasıdır.Ve güven yoksa, o an aklın hâlâ geçmiştedir:

“Acaba gerçekten burada mı?”

“Yoksa hâlâ ona mı mesaj atıyor?”

“Bu gece sadece suçluluk mu, yoksa arzuyla mı yaklaştı?”

İşte o yüzden, güvenin olmadığı bir cinsellik…

Bazen sevişmek değil, “tespit çalışması” olur:

“Acaba hâlâ bana arzuluyor mu?”

“Ses tonu değişti mi?”

“Gözümün içine eskisi gibi bakıyor mu?”

Aslında bir nevi sorgu odasında gibisindir. Yani sevişmezsin, şüpheyle dans edersin. Cinsellikten keyif almak için sadece hormon değil, huzur da gerekir.

Güven mi daha önemli, cinsellik mi sorgulaması zordur. Bence bu iki şeyi terazinin iki ayrı kefesine koymak imkansız. Birbirini tamamlarlar. Biri eksikse, diğerinin de tadı bozulur. Ama illa birini önceliklendirecek olsak: Güven olmadan cinsellik olur, ama derinlik olmaz. Cinsellik olmadan güven olabilir, ama bedenin sesi hep susar.

İlişkiyi ayakta tutan şey sadece sadakat değil; duygusal çıplaklığa cesaret edebilmektir.

Ve o cesaret, güvenle gelir.Güven varsa, cinsellik şifalandırır.Yoksa… sadece gecelik suskunluklar birikir.

Melinda bugünlerde yeni biriyle görüşüyormuş.

Programda sorulunca gülümsedi, utandı, “Oldukça harika” dedi. Ama o gülümseme, bence bir başkasına değil… kendine yeniden kurduğu güvene aitti. Çünkü bazı kadınlar bir ilişkiden çıktığında, yalnız kalmaz. Kendine döner. Ve aşk, ancak kendine güvenen kadınların kalbine yakışır.