Dün sosyal medya Özcan Deniz’in ailesini reddetmesi, kız kardeşinin de Özcan’ın eşi Samar Dadgar’ı suçlamasıyla karıştı. Kız kardeşin açıklamalarını okudum, şöyle diyor: “Bu kadının tesiriyle ailesini düşman bilen yaşının getirdiği yaşlanma hissinin verdiği her erkeğin yaşadığı dönemsel buhran ve bunalımını bir yardım alarak sonlandırmasının, hep aynı şeyleri yaşamaması açısından yararlı olacağını düşünüyorum.” Yani suçlu andropoz ve yaşı küçük manipülatif eş diyebilir miyiz? Andropozdaki erkekler genç sevgililerinin etkisi altında mı?
Genellikle “erkek menopozu” olarak adlandırılan andropoz, erkekleri yaşlandıkça etkileyen ve testosteron seviyelerinde düşüşe yol açan bir durum. Bu hormonal değişim, ruh hali değişimleri, libido azalması, yorgunluk ve depresyon gibi çeşitli semptomlara neden olabiliyor. Bu semptomlar ortaya çıktıkça bazı erkekler gençliklerini ve canlılıklarını yeniden teyit etmenin yollarını arayabiliyor, bu da daha genç eşle ilişkileri içerebiliyor. Peki daha genç bir kız arkadaşa/eşe sahip olmak, andropoz geçiren erkeklerin davranışlarını ve psikolojik refahını etkiler mi?
Araştırmalar, andropoz yaşayan erkeklerin gerçekten de genç kadınlarla olan ilişkilerinden etkilenebileceğini gösteriyor. Yaşamın bu döneminde genç bir imajı sürdürme veya öz saygıyı artırma arzusu önemli davranış değişikliklerine yol açabiliyor. Örneğin, genç eşleri olan yaşlı erkekler, genç eşlerin algılanan beklentilerine uyum sağlamak için daha genç bir görünüm benimsemek, fiziksel zindeliği daha güçlü bir şekilde sürdürmek ve hatta kariyerlerinde veya kişisel yaşamlarında risk almak gibi aksi takdirde kaçınacakları faaliyetlerde bulunabiliyorlar.
Uluslararası İktidarsızlık Araştırmaları Dergisi’nde yayımlanan bir çalışma, andropozun yaşlanma ve azalan fiziksel yeteneklerle ilgili kaygı gibi psikolojik zorluklarının, daha genç bir eşle ilişkiyi sürdürme baskısıyla daha da kötüleşebileceğini öne sürüyor. Bu dinamik, özellikle erkeğin erkekliğini ve dinçliğini “kanıtlama” ihtiyacı hissetmesi durumunda stresin artmasına neden olabiliyor ve bu da andropoz semptomlarını daha da karmaşık hale getirebiliyor.
Kabul edelim, bir erkek andropoz döneminde olup karısı ondan çok küçükse karısının etkisi altında kalıp ailesini hayatından çıkarma olasılığı da artabiliyor. Yaşanan psikolojik değişimler, erkeğin daha genç ve enerjik bir eşe olan bağlılığını artırabiliyor, bu da onun kararlarını etkileyebiliyor. Üstelik yaş farkı büyük olduğunda, erkek, genç karısının isteklerine ve beklentilerine daha fazla uyum sağlama eğiliminde olabiliyor. Bu, onun kendi ailesiyle olan ilişkilerini ikinci plana atmasına yol açabiliyor. Genç eşin beklentileri, erkeğin kendi ailesini hayatından çıkarmasına neden olabiliyor.
Evlilikte yaş farkı, çiftin sosyal rollerini etkiliyor. Genç eş, erkeği yönetme veya yönlendirme eğiliminde oluyor. Bu durum, erkeğin aile ilişkilerini değiştirme kararlarını etkileyebiliyor. Tabii genç eşin en önemli sihirli gücü cinsel dinamikler. Andropoz döneminde erkeklerin cinsel isteklerinde azalma olabiliyor, ancak genç bir eşle bu durum tersine dönebiliyor. Erkeğin genç eşine duyduğu cinsel çekim, onun etkisi altında kalmasına neden olabiliyor. Bu çekim, erkeğin ailesiyle olan bağlarını zayıflatabiliyor.
Beni Özcan Deniz’in kızkardeşinin en çok şu cümleleri etkiledi: “Yaşça küçük bu kızların ona yaşattığı her olumsuzluğu aile olarak o tek başına yaşamadı, hep beraber yaşadık!Bu nedenle şu an gittiği yolun da sonunu görüyorum. Umarım bu sefer bir öncekinden daha fazla hasar almamış olur….”
Genç kadınlarla kurulan ilişkiler, andropoz dönemindeki erkeklerin özgüvenini geçici olarak artırsa da bu yaşam evresinin semptomlarını şiddetlendiren ek stres faktörlerini de beraberinde getirebiliyor. Daha genç bir eşin canlılığına ve beklentilerine uyum sağlama arzusu, erkekleri zihinsel ve fiziksel sağlıklarını olumsuz etkileyebilecek davranışlarda bulunmaya itebiliyor. Bugün Özcan Deniz, yarın Acun, beyler dikkat! Andropozun zorluklarını en etkili bir şekilde aşmak için sağlıklı yaşam tarzı seçimleri ve eşinizle açık iletişime odaklanarak dengeli bir yaklaşım aramak çok önemli. Yoksa bir bakmışsınız çevrenizde ne aile kalmış, ne arkadaş. Ya da kim bilir 80’lik Robert de Niro gibi bebek sahibi olmuşsunuz.