10Haberde yayınlanan “daha az evlilik daha fazla boşanma” haberi beni aile istatistikleri hakkında meraklandırdı. TÜİK rakamlarına şöyle bir baktığımda kadınların ortalama 25 yaşında evlendiğini, 29 yaşında (4 yıl içinde) çocuk yaptığını ve boşanmaların yüzde 33’ünün ilk beş yıl içinde gerçekleştiğini görünce kafamda yangın alarmı çalmaya başladı. Anlaşılan ebeveynlik bir ilişkiyi gerçekten değiştirebiliyor.
İstatistiklerle örtüşüyor mu diye ünlüler dünyasına baksak yeter. Hatırlarsanız 2011 yılında Ayşegül Yıldız ile evlenen İbrahim Tatlıses 2013 yılında eşinden ayrıldı. Bu iki senelik sürede Elif Ada isimli kızları dünyaya geldi. Mustafa Erdoğan ve Gülben Ergen 2004 yılında evlenmiş, 2012’de ikizler 3 yaşındayken evliliklerini noktalamıştı. Cem Yılmaz ve Ahu Yağtu oğullarının doğumu da dahil sadece 20 ay evli kaldı. Güzeller güzeli Miranda Kerr, 2010-2013 yılları arasında evli kaldığı eşi Orlando Bloom’dan oğlu Flynn 2 yaşındayken ayrıldı. Kardashian ailesinin tek erkek veliahtı Rob ise en hızlısı çıktı, Blac Chyna’dan kızları Dream’in doğumundan 1 ay sonra ayrıldı.
Anne babaya içsel öfke geliştiriyor
Bebek sahibi olmak, bir çiftin hayatındaki en mutlu dönemlerden biri. Ancak bu yeni başlangıç, özellikle annelerin ilgisinin büyük bir kısmını bebeklerine kaydırmasıyla eşler arasında bazı zorlukların ortaya çıkmasına neden oluyor. Tabii ki yeni bebekle birlikte uykusuzluk bir yandan, stres bir yandan ilişkiler ikinci sıraya düşebiliyor. Anne doğum sonrası depresyonla uğraşırken, hormonal değişiklikler, uyku yoksunluğu ve yeni doğmuş bir bebeğin getirdiği stres arasında eşine içsel öfke geliştiriyor ve onu öncelikler listesinin en altına koyuyor. Baba ihmal edildiğini hissediyor ve ilişkideki uyum bozuluyor.
Annenin durumunda evrimsel özellikleri de göz ardı etmemek lazım. Örneğin kadınlar çocuklarıyla, ‘aşk’ hormonu oksitosin yoluyla güçlü bir bağ geliştiriyor. Hani anneler geceleri bebek ağladığında kocalarının horlamaya devam etmesinde rahatsız oluyorlar ya, araştırmalara göre bu durum da sırf annelik empatisi ile alakalı değilmiş.
2013 yılında A.B.D. Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından yapılan bir araştırma beyin taramaları, kadınlarda bebek ağlaması duyulduğunda beyin aktivite kalıplarının aniden dikkatli bir moda geçtiğini, erkeklerin beyinlerinin ise dinlenme durumunda kaldığını gösterdi. Yani anne gece yarısı babaya yastıkla vurup uyandırırsa sinirini boşaltmış olur ama baba büyük ihtimalle uyumaya devam eder gibi görünüyor.
Sekste her şey annenin aleyhine
Hele konu sekse gelince her şey annenin aleyhine. Vakti yok, bedeni ve ruhu darmadağın ve eşine kızıyor. Ayrıca, günde 125 kirli bebek bezi değiştirmek insanı pek de havaya sokmuyor. Emziriyorsa vajinal kuruluk yaşayabiliyor, bu da arzunun muhtemelen seyrek olduğu anlamına geliyor. Yani, çift için bağlantı kurmanın ve biraz zaman geçirmenin harika bir yolu olabilen seks yeni bebekli anne için bir işkence olabiliyor. Düşününce bebeğin uyku ve beslenme düzenine göre bazen sırayla uyumak ya da duş almak zorunda kalan bir karı koca bırakın seksi , evin düzenini yürütmekte bile zorlanabiliyor. Aslında konu çok basit. Yeni normalde ilişkiyi güçlü tutacak zaman ve enerji gerçekten kalmıyor.
Bebek sahibi olmak, ilişkiler üzerinde stres yaratabilir, ancak aynı zamanda çiftlerin birbirlerine olan bağlılıklarını derinleştirebilir. İletişim, anlayış ve biraz çaba ile eşler bu dönemi başarıyla yönetebilir ve ilişkilerini daha da güçlendirebilirler. Unutmayın, çocuk yetiştirmek bir ekip işidir ve bu ekip içinde her iki ebeveynin de mutluluğu esastır. İlişkiler birlikte geçirilen zamanla, diğer kişiyi aklınızda tutarak, onunla bağlantı kurup onu dinleyerek gelişir. Bunu bir öncelik haline getirmelisiniz – tabii ki bebeğinizin ilk 6 haftasından bahsetmiyorum – ancak bu dönemden sonra, birbirinize çocuk hakkında konuşmadığınız bir süre ayırmalısınız.
Kolay değil ama mümkün
Kabul ediyorum, bir bakıcı bulmak, bir aile üyesinin bebeğe bakmasını sağlamak veya bebek gece yattıktan sonra (yani daha öngörülebilir bir programa göre uyuduktan sonra) birlikte biraz zaman geçirmeyi planlamak ciddi bir bir organizasyon anlamına gelebilir. Bunu söylemek yapmaktan çok daha kolay ancak birlikte kısa bir yürüyüş yapmak veya baş başa sakin bir akşam yemeği yemek bile çiftin bağlantıda ve iletişimde kalmasına yardımcı olabilir. Bir planınız olsun ama gerçekçi olsun, önemli olan bu. Erkekler bazen bağırlarına (artık nerelerine kendilerini karar versin) taş basacaklar, kadınlar ise bazen işkenceden zevk almaya bakacaklar. Eğer evli kalmaya niyetleri varsa..
Çocuk sahibi olduktan sonra bir ilişkinin alabileceği tüm zorlu darbelerle birçok çift pes ediyor. Baba için dışarıdaki üçüncü kişi olma hissi ağır basabiliyor. Özellikle de kadın “artık bu adam bana katlanmak zorunda, biz bu yola baş koyduk” tavrında olursa. Artık “adamlar” öyle kolay kolay her şeye katlanmıyor, gözü dışarıdaki hevesli alternatiflere kayıveriyor. Özellikle de anne sürekli “ama bebek uyuyor” bahanesini kullanıyorsa.
Günün seksi sözü:
“Kadınlar orgazm taklidi yapabilir, ama erkekler için ilişkinin tamamı taklit olabilir.”
– Sharon Stone