‘Nobody Wants This’ adlı Netflix dizisi beklenmedik bir aşk hikayesini merkezine alıyor. Seks içerikli bir podcast sunucusu olan Joanne (Kristen Bell) ve kız arkadaşından yeni ayrılmış, sıra dışı bir haham olan Noah (Adam Brody) arasındaki ilişki anlatılıyor. İkili birbirinden tamamen farklı yaşam tarzlarına ve inanç sistemlerine rağmen, bir partide tanışır ve aralarında bir kıvılcım oluşur.
Dizi farklı dünyalardaki iki kişinin aşklarında yaşanan engelleri, kültürel çatışmaları, din ve aile baskısı gibi temaları komik bir dille işlerken karakterlerin kendilerini ve ilişkilerini keşfetmelerine tanıklık ediyoruz. Joanne, hayatını kaotik ve cesur bir şekilde yaşamaya alışıkken Noah daha geleneksel bir hayat sürüyor ve bu ikilem onların ilişkilerini birçok kez sınava tabi tutuyor. Bir nevi Kızılcık Şerbeti, Kızıl Goncalar durumu.
Ah, aşk… Farklı inançlara, kültürlere ve yaşam tarzlarına sahip insanların bir araya geldiği o “imkansız” görünen ilişkiler. Bu tarz ilişkiler Hollywood senaryolarında mutlu sonla bitiyor ama ya gerçek hayatta?
Toplum her zaman bir kural koymaya bayılıyor; işte tam da bu kuralların dışına çıkınca işler karışıyor. Farklı inançlara sahip iki insanın ilişkisi, sosyolojik açıdan adeta bir mini toplumsal devrim. Neden mi? Çünkü toplum genellikle “aynı tip insan, aynı tip ilişki” modeline alışık. Aileler, sosyal çevreler ve hatta komşu teyzeler bile bu tür ilişkilere bir tür “sosyolojik engel” koyuyor. Siz ne kadar mutlu olursanız olun çevrenizden gelen baskılar ve toplumsal normlar ilişkiyi zorlayabiliyor. Müslüman yaşam biçimine sahip iki aile düşünün, biri Şafi mezhebinden diğeri modern Sünni ve evde köpek besliyor. Şafi erkek tarafı Sünni kız tarafına kız istemeye gidince ne olacak, o köpek o evden gidecek değil mi?
Yani “Zıt kutuplar birbirini çeker ama pilin de bir ömrü var!” Farklılıklar başlangıçta ilişkiyi heyecanlı kılabilir. Yeni bir bakış açısı, farklı deneyimler… Ama bu farklılıklar zamanla ilişkiyi sınamaya başlayabilir. Farklı inançlara sahip olmanız, hayatı farklı görmeniz demektir ve bu noktada psikologlar devreye girer: “Eğer çift, bu farklılıklarla başa çıkabilecek iletişim becerilerine sahipse işler yolunda gider. Aksi takdirde, er ya da geç patlar!”
Ama kim gerçekte bir “Romeo ve Juliet” vakası yaşamak ister ki? Sonu malum! Bence sosyolojik baskılara ve psikolojik engellere rağmen böyle bir ilişkiye başlamadan önce taraflara ve hatta ailelerine bir terapi seansı ayarlamak hiç de fena fikir değil!