Düğün sezonu geliyor. Küresel düğün planlama platformu Bridebook’a göre bir düğünün ortalama maliyeti son on yılda neredeyse iki katına çıktı. Düğün endüstrisi uzun zamandır gösterişli düğünleri daha uzun süreli evliliklerle ilişkilendiriyor. Sektördeki reklamlar düğüne büyük miktarda para harcamanın bir bağlılık sinyali olduğu veya bir evliliğin başarılı olması için gerekli olduğu izlenimini yaratan normları körüklüyor.
Esas suçlu sosyal medya. Çiftler, hayatlarının en heyecan verici anlarını Instagram postları ile paylaşmayı görev edindiklerinden beri büyük bir kıyas yarışı başladı. Artık her düğünün kendi Instagram hashtag’i var. Sanki düğün sosyal medyada ne kadar yer alıyorsa çiftin mutluluğu da o kadar artıyor. Bu nedenle çiftler gerçekte hiç de önemli olmayan şeylere inanılmaz meblağlar harcamak zorunda olduklarını hissediyor. Çiçekler, saç, elbise, catering derken fiyatlar öyle yükseliyor ki damat gelini ilk gördüğünde duygulandığından değil, faturayı düşünerek ağlıyor. Bekarlığa veda partileri de cabası. Peki gerçekten harcama eşittir mutluluk mu? Büyük şaşalı düğünler sonsuza dek mutluluğun garantisi mi?
Ünlüler dünyasına bakarsak pek de öyle değil. En son akla gelen örnek Ağustos ayında Monako’da yaptıkları 1 milyon euro’luk düğünle dikkatleri üzerine çeken Alara Mildon-Doğukan Dudaroğlu çiftinin boşanması, hem de Alara hamile olmasına rağmen. Doğrusu daha düğün taksitleri bitmeden beş ayda boşanma kararı almaları herkeste şok etkisi yarattı.
Bundan daha uç örnekler de var. Aylarca Kim Kardashian ile Kris Humphries evliliği konuşuldu, peçete logolarına kadar ‘Kim’in Peri Masalı Düğünü’ adlı özel programla televizyonda yayınlandı. Ama sonra ne oldu? Maliyeti 10 milyon dolar olduğu söylentileri devam ederken, daha hediyeler için teşekkür kartları bile gönderilmemişken 72 gün içinde ilişki bitti.
Daha pahalı törenler de var. 10 güne ve üç şehre yayılan, 26 ülkeden 600 misafirin özel olarak uçtuğu; otelci Vikram Chatwal ve yatırım bankacılığından modelliğe geçen Priya Sachdev’in düğünü 20 milyon dolara maloldu ve maalesef beş yıl sürdü. Son bir örnek vereyim: ‘Angelababy’ adlı influencer Parisli tasarımcı Chaumet tarafından tasarlanan 1,5 milyon dolarlık, beş karatlık armut biçimli bir pırlantadan oluşan yüzüğünü taktı, beş ayda dikilen Dior gelinliğini giydi, 2000 misafirle 3 metre uzunluğundaki düğün pastasını canlı yayında kesti ve yedi yıl içinde boşandı.
Bu örneklere bakıldığında büyük düğün bütçelerinin mutluluğu garantilemediği görülüyor. Araştırmalara da baktığımızda düğünlerine daha az para harcayan çiftlerin, savurganlık yapanlara göre daha uzun süreli evliliklere sahip olma eğiliminde olduğunu ortaya çıkıyor.
Hatta spesifik olarak, düğün maliyeti 20 bin dolardan (650 bin lira) fazla olan kadınların, düğün maliyeti 5 bin ile 10 bin dolar arasında olan kadınlardan yaklaşık 1,6 kat daha fazla boşandıkları tespit edilmiş. Özellikle yüzük ne kadar pahalıysa çiftin boşanma olasılığı da o kadar yüksek. Daha uygun fiyatlı düğünler daha başarılı evliliklerin habercisi.
Bu çalışmalara göre esas parayı balayına harcamak lazım. İyi bir balayı tecrübesi çifti yakınlaştırıyor ve boşanma riskini azaltıyor. Bu nedenle, daha pahalı olan düğün günü masraflarından kısıp bunun yerine parayı güzel bir tatile yatırmaya değer.
Abartılı düğünler stresin ve dikkat dağınıklığının artmasına neden oluyor. Sanki düğün günleri yeterince stresli değilmiş gibi ; düzinelerce gereksiz gösteriş ve masrafın eklenmesi olayı daha da stresli hale getiriyor. Hele de masraflarını karşılamak için borca girilecekse. Maddi baskılar sürekli olarak boşanmanın en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilir. Neredeyse hiçbir düğün, öncesinde, düğün gününde veya sonrasında, bir aksilik yaşanmadan geçemez. Bir çift bir törene bu kadar çok zaman, enerji ve para yatırdığında, küçük şeyleri dert etme olasılıkları daha yüksek. En önemlisi de abartılı düğünlerde konu iki hayatı tek bir hayatta birleştirmekten çıkıyor. Yemekteki her bir süste kaç çiçek olacağı konusunda endişelenmek yerine birlikte geçireceğiniz yaşamla ilgili planlar, iletişim yöntemleri ve beklentilerle ilgili konuşmak galiba daha mantıklı.