Bugün güçlü iş adamları ile kendilerinden yaşça küçük, cazibeli kadın çalışanlarının stratejik taht oyunlarını anlatacağım. Bu konu nereden mi çıktı? Tabii ki bütün hafta konuştuğumuz Patiswiss ve CEO'su Elif Aslı Yıldız'dan.

Bütün hafta sosyal medyanın bir numaralı gündemi Patiswiss ve onun muhteşem (!) CEO’su ve (her ne kadar istifa etse de) sahibi Elif Aslı Yıldız oldu. Ben kriz ve iletişim konularını işin uzmanlarına bırakıp konuya kendi alanımdan yaklaşacağım. Yani güçlü iş adamları ile kendilerinden yaşça küçük, cazibeli kadın çalışanlarının stratejik taht oyunlarını anlatacağım.

Sadece bu hikaye olarak kısıtlamayalım. Aziz Yıldırım’dan Acun’a, Kemal Gülman’dan Halis Toprak’a birçok iş adamı ve ünlü isim evliliklerini sonlandırıp kendilerinden oldukça genç kadınlar ile yeni başlangıçlar yapıyor. Neco, Kayahan, Erman Toroğlu, reklamcı Ali Taran da eski hanımlarını bırakıp kendilerinden oldukça genç kadınlarla yaptıkları evlilikleri ile konumuza uygunlar ancak iş adamı değiller.

Modern iş dünyasında başarı hikayeleri kadar iktidar oyunları ve kişisel ilişkilerin getirdiği karmaşık dinamikler de sıkça karşımıza çıkıyor. Yaşını almış, evliliğinden sıkılmış ve yaşamına yeni bir soluk arayan bir iş adamı, genç bir kadın çalışan tarafından manipüle edilebiliyor ve bu ilişki, kadının kendi çıkarları doğrultusunda stratejik bir oyun haline geliyor.

Kadın çalışan, patronunun duygusal zaaflarını ve yaşamındaki boşluğu fark ettiğinde bu durumu kendi lehine çevirmenin yollarını aramaya başlıyor. İş adamı, genç kadına olan ilgisinin karşılığında, ona maddi destek ve iş dünyasında fırsatlar sunuyor. Kadın çalışan bu desteği, kendi işini kurma ve sektörde bağımsız bir isim olma yolunda kullanmaya karar veriyor. Bu süreçte kadının stratejik hamleleri, iş adamının kariyeri ve kişisel yaşamı üzerinde derin etkiler bırakabiliyor.Peki kadın çalışan, iş adamının sağladığı kaynakları ve ağları kullanarak, onun desteği olmadan da ayakta kalabilecek bir iş kurunca ne oluyor? Bu süreçte iş adamı kendisini maddi ve duygusal olarak giderek daha fazla tükenmiş hissetmeye başlıyor. Yani dengeler değişiveriyor.

Aslında her şeyin sebebi testosteron seviyeleri desem yanlış olmaz. Hatta ben buna “Teketesteron Sendromu” diyorum. Testosteron hem erkekler hem de kadınlar için önemli bir hormon ancak erkeklerde daha yüksek seviyelerde bulunuyor ve erkeklerin fiziksel özelliklerinin, davranışlarının ve genel sağlıklarının şekillenmesinde kritik bir role sahip.

Testosteron, genellikle agresiflik, rekabetçilik ve risk alma davranışları ile ilişkilendiriliyor. Yüksek testosteron seviyelerine sahip erkeklerin kendi kendini idame ettirme ve liderlik gibi özellikler gösterme eğiliminde olduğu gözlemleniyor. İş dünyasında bu özellikler agresif pazarlık, stratejik risk alma ve kararlı liderlik gerektiren durumlarda faydalı olabiliyor.

İşte burası çokomelli. İş adamı, yaşamının ileri dönemlerinde, profesyonel ve kişisel hayatında yeni bir başlangıç arayışına giriyor. Hani “azgın teke” deniyor, bunlar hep bu yaramaz hormonun işi. Testosteron seviyeleri bu dönemdeki davranışlarının ve kararlarının bir parçası olabiliyor. Örneğin, düşük testosteron seviyeleri erkeklerde enerji düşüklüğü, motivasyon eksikliği ve genel bir tatminsizlik hissi ile ilişkilendiriliyor. Bu durum, iş adamının hayatındaki boşluk ve yeni bir şeyler arayışı ile örtüşüyor. Yeni bir ilişkiye başlamanın heyecanı testosteron seviyelerini geçici olarak yükseltebiliyor.

Testosteronun erkeklerin romantik ilişkilere yaklaşımlarını da etkilediği biliniyor. Yüksek testosteron seviyeleri, genellikle kısa vadeli ilişkilere olan ilgiyi artırabilirken, düşük seviyeler daha uzun vadeli, duygusal bağlılık gerektiren ilişkilere yönelimi destekleyebiliyor. İş adamının genç bir kadın çalışanla kurduğu bağ ve ilişki, bu bağlamda, testosteron seviyelerinin ve bu hormonun sosyal davranışlar üzerindeki etkilerinin bir yansıması olarak görülebiliyor.

Aslında genç bir kadına duyulan ilgi, kaybolan gençlik ve güç hissini yeniden kazanma arzusunu yansıtabiliyor. Genç bir sevgili ile kurulan ilişki, bazı erkekler için gençliklerini ve cinsel çekiciliklerini yeniden teyit etme yolunu sunabiliyor. Galiba “orta yaş krizi” kariyer, ilişkiler ve yaşam hedefleri hakkında derin sorgulamalara yol açabiliyor. Genç bir kadın çalışanla ilişki kurma, bu dönemdeki rutin ve memnuniyetsizlik hissinden kaçış. Bu ilişki, yenilik, heyecan ve değişim ihtiyacını karşılayabiliyor.

Ben yine de bu iş adamlarına “dikkat” derim. Genç hissedicem derken yılana sarılırlarsa milyonlarca dolarları tek bir sosyal medya krizi ile pul olabilir. Sezen Aksu’nun şarkısı aklıma geliyor: Değer mi hiç?